REKLAMI GEÇ

“MİLLETİ YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN”

24 Eylül 2010 Cuma

Adamın birini gece vakti trafik polisi çevirir, ceza yazacak ya sorar;
— Beyefendi ruhsat lütfen!
— Buyurun Memur Bey.
— Alkol?
— Yok, Memur Bey.
— Kemer takılımıydı?
— Evet, Memur Bey.
— İlk yardım çantanız?
— Tamamdır Memur Bey.
Bakmış olacağı yok memur;
—Mezdeke kasetin var mı?
— Var Memur Bey
— Koy kaseti!
— Tamam, Memur Bey.
— 3. Parçayı çal!
— Tamamdır memur bey.
— Simdi ben oynuyorum sen bana para yapıştırıyorsun!

Arıkan; “Mezdeke fıkrasındaki mantıkla cezalandırılıyoruz”

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Yahya Arıkan yazdığı bir yazıda, ortaya çıkan durumu “Mezdeke Fıkrasındaki Mantıkla Cezalandırılıyoruz” diye yorumlamış.

Peki, bu fıkraya neden atıfta bulunma gereği duymuş Arıkan?

Türkiye’nin cezalı kentleri belli oldu

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) ilkini 2009’da hazırladığı ve para cezalarında rekor artışı masaya yatıran ‘Cezalandırılıyoruz’ raporuna göre 2006 ve 2009 yılları arasında vergi, yargı, idari ve diğer para cezası olarak 59,8 milyar liralık para cezasının yüzde 85’ini 10 kente fatura etmiş. En az para cezası ise sanayiden nasibini alamayan kentlerde uygulanmış.

İstanbul ilk sırada

Bu yolla sağlanmaya çalışılan ‘kural ve düzene’ en çok karşı çıkan il ise nüfus ve ticari kuruluşların yoğunluğu nedeniyle İstanbul olurken ‘itaatsizlikte’, İstanbul’u başkent Ankara izlemiş. Türkiye’nin en çok göç alan kentlerinden İzmir üçüncü sıraya yerleşirken, aynı ‘kaderi’ paylaşan Mersin dördüncü olmuş. Turizmin gözdesi Antalya, otomotivin kalbi Bursa, tekstilin merkezi Adana ile sanayi kenti Kocaeli en çok ceza kesilen iller sıralamasında ilk 10’u oluşturmuş.

Dört yılda en çok ceza 20,8 milyar lirayla İstanbul’a kesilmiş. Diğer bir ifadeyle, Türkiye genelinde kesilen cezaların yüzde 34,8’i İstanbul’a fatura edilmiş durumda.

En az para cezası ise 9,2 milyon lira ile Bayburt’a kesilmiş görünüyor. Bayburt gibi sanayiden payını alamayan Tunceli de 13,5 milyon lira ile en az ceza kesilen kentler arasında ikinci sırada yer alıyor.

Kriz döneminde bütçe gelirini artırmak için cezalara yüklenilmiş

İSMMMO’nun Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü ve Merkez Bankası verilerinden yaptığı hesaplama, hükümetin özellikle kriz dönemi olarak anılabilecek 2008 ve 2009 yıllarında gelirini artırmak için cezalara yüklendiğini ortaya koyuyor.

2008’de başta vergi olmak üzere, trafik, yargı, idari ve diğer para cezaları olmak üzere 14,9 milyar liralık ceza kesen devlet, 2009 yılında bu rakamı yüzde 23,5 oranında arttırarak 18,5 milyar liraya çıkarmış görünüyor.

Cezalardan elde edilen kaynağın, her ne kadar gelir amaçlı olarak kesilmese de bütçeye doğrudan gelir olarak kaydedildiğini ifade eden İSMMMO Başkanı Arıkan, “Kesilen para cezalarının bir mantığı olmalı. Bu artışın bir açıklaması olmalı. Toplum, sürekli ceza yemekten hoşlanıyor, uslanmıyor mu ki, kamu düzenini sağlamak için kesilen cezalar sürekli artıyor” diyor.

Kayıt altında olan cezalandırılıyor

Arıkan “Muhasebe meslek mensuplarını zorlayan bazı para cezalarındaki mantık, daha doğrusu mantıksızlık bu alanda ne yaşandığının göstergesi, kayıt dışı ile mücadele gerekçesiyle, kayıtlı olan işletmeye belgesini geç verdi diye ceza kesilmesi, kayıt içinde olanı adeta cezalandırmaktır.” diye serzenişte bulunuyor.

Yahya Arıkan, devletin para cezalarına sarılmasıyla 2006-2009 yıllarını kapsayan dört yıllık dönemde yaklaşık 60 milyar lira ceza kesildiğini, ancak sadece 15,7 milyar lira tahsil edilebildiğini kaydederken, “Türkiye’de işçi, işveren ve hatta vatandaşın krizin etkilerini azaltmaya çalıştığı 2009 yılında hükümet de gelirlerini artırmak için cezaya yüklendi. Hukuken, her ne kadar cezanın amacı gelir yaratmak değil kamu düzenini sağlamak olarak ifade edilse de kesilen cezalardaki artış ve tutar bunun bir gelir amacı taşıdığını ortaya koydu” değerlendirmesini yapıyor.

Rekor ceza tutarlarına karşın tahsilatın düşük olması olur olmaz yerde ceza kesildiğini, ancak konu davalık olunca idarenin kaybettiğini ya da ceza kesilen kuruluşların bu paraları ödeyecek güçleri olmadığını gösteriyor.

İSMMMO’nun hazırladığı ‘Cezalandırılıyoruz’ raporunda devletin yakaladığı zaman gözünün yaşına bakmadan nelere ceza kestiğinin de listesi bulunuyor. Listede çarpıcı örnekler de yer alıyor. Örneğin çocuğunu okula görmeyen aileye bile para cezası kesilebiliyor.

Gelelim tekrar mezdeke fıkrasına…

Tabi ki sözümüz meclisten dışarı.

Türkiye’deki vergi ve sosyal güvenlik yasalarındaki ceza uygulamalarına eleştirilerimiz, ‘yasalara uymayana göz yumulması’ gibi de algılanmasın.Konumuz ister vergi ve sosyal güvenlik, isterse kırmızı ışık ihlali olsun. Yasalara uymayana ceza tam olsun. Ama toplumsal yaşamda düzeni sağlamak gerekçesiyle kesilen para cezaları amacının tam tersine, insanları ve işletmeleri kural dışına çıkmaya zorlamasın… Kayıt dışını özendirmesin.

Son söz Edebali’nin olsun.

“Milleti yaşat ki devlet yaşasın…”

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı