REKLAMI GEÇ

KÜTÜPHANELER VE İSTATİSTİKLER

8 Ağustos 2018 Çarşamba

“Eğitim şart” mı?

Bir haber başlığı: “Türkiye, sahte akademik makale üretim merkezlerinden biri.” (Kaynak: http://t24.com.tr/haber/turkiye-sahte-akademik-makale-uretim-merkezlerinden-biri,674027)

Haberin açılımı şöyle: “2013 yılından beri sahte bilim dergilerinde yayınlanan makale sayısı 3 kat arttı, 400 bin akademisyen buralarda makale yayınlattı. Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye, sahte makale üretim merkezlerinden biri.”

Bu haberi okuduğum saatlerde e-posta adresime Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından gönderilen “2017 yılı Kütüphane İstatistikleri” düştü.

Malum, serde kitapçılık var. Türkiye’de yayınlana kitaplar veya basılı eserlerle ilgili istatistikleri her fırsatta izlemeye çalışıyorum.

Merakımı uyandırdı. Verilerin ve sonuçların nasıl bir gelişme/me hadisesi içerdiğini geriye doğru tarayıp bildiklerimi tazelemek istedim. Beraberinde “sahte akademik makale üretim merkezlerinden biri” haline gelişimizin bu istatistik verilerle ilgisi var mı, anlamak istedim.

***
Son istatistik 2017 yılını kapsıyor. Geriye doğru taradığımda ise ayrıntılı istatistiklere 2014 yılına kadar ulaşabildiğimi gördüm. Genel istatistiki bilgiler ise 1990 yılına gidiyor.

Gördüm ki, her fırsatta eğitim sistemi üzerinde oynayanların yol açtığı tahribat, nerdeyse elli yıllık okuma kültürü birikimini onulmaz bir noktaya doğru sürüklemeye devam ediyor.

Bu gerçek hem halk kütüphaneleri verilerinde, hem de akademisyen araştırmacıların ilgi alanı içindeki üniversite ve milli kütüphanelerde değişmiyor.

***
1990 yılında Türkiye nüfusu toplam 49.986.117 kişi, halk kütüphanesi sayısı 914. Bu rakamlar 2000 yılında 60.752.995 nüfus ve 1.340 kütüphaneye ulaşıyor. Kütüphane sayısındaki artış son olarak 2004 yılında 1367 olarak kayıtlara giriyor. Nüfus ise 66.845.635 olarak görünüyor.

Rakamlara boğulmadan özetleyelim. 1990 yılını başlangıç sayarsak, her yıl göreceli olarak nüfus artışıyla orantılı halk kütüphanesi sayısında artış söz konusu.

***
2005 yılı itibariyle durum değişiyor. O yıl halk kütüphaneleri sayısı 1.144 olarak görünüyor. Yani 223 kütüphane kapısına kilit vurulmuş. Statü değişmiş olabilir mi? Değiştiyse bile kütüphane özelliği kalmamış olmalı. Oysa aynı yılın nüfusu 67.743.052. yıllık 900 bin kişilik bir nüfus artışı var.

2017 yılına gelelim. Halk kütüphanelerinin istatistiklere göre sayısı 1.146. Son 18 yıl içinde kütüphane sayısı hiç artmamış. Oysa nüfus artışında 13 milyon gibi pek çok küçük ülke nüfusunu katlayacak rakamda çoğalma var.

***
Bu verilere milli kütüphaneyi eklemeye gerek yok. Sayısı artmadığı gibi, kapatılmasıyla ilgili yakın zamandaki medya haberlerini hatırlamak durumun vehametini anlamak için yeterli.

Artış sadece üniversite kütüphaneleri için geçerli olabilir. Amip gibi bölünüp çoğalan ve lise düzeyinden hallice eğitim müfredatıyla matah sayılmayacak pek çok ‘üniversite’nin kütüphane zenginliği de aynı kuşkuyla karşılanmalı.

TÜİK verileri, “26 bin 415 örgün ve yaygın eğitim kurumu kütüphanesi” bulunduğunu belirtiyor. Okul kütüphanelerinin zenginliği ile ilgili bilgiler nedir derseniz, kitap sayısı 26 milyon 707 bin 127 olarak veriliyor. Bir önceki yılın verilerine göre %3.2 azalma var.

***

Bu verileri kapsamlı ve okunabilir kılacak olan şey elbette kütüphanelerin üye okur oranı, kitap çeşitliliği ve yıllık kitap girdisi ile okur niteliği gibi detaylar.

TÜİK verileri bize bunların bazılarını veriyor. Örneğin 2017 yılı verileri son istatistikte yer alıyor. Ama 2004 yılında detay yok. Dolayısıyla karşılaştırma olanağımız yok.

***
Başlangıçtaki haberimizi ilginç kılan bilgiye gelince, TÜİK, “Üniversite kütüphanelerinin sayısı, 2017 yılında 2016 yılına göre %2,2 artarak 564 oldu. Üniversite kütüphanelerindeki kitap sayısı 2017 yılında, 2016 yılına göre %7,5 artarak 16 milyon 385 bin 532 oldu. Bu kütüphanelerde kayıtlı üye sayısı 2017 yılında, 2016 yılına göre %0,1 artarak 3 milyon 814 bin 500 oldu” diyor.

Kitap sayısındaki artışla kayıtlı üye sayısı artışı arasındaki farka dikkat!

***

Başka bir ilginç bilgi Milli Kütüphane’den yararlananların sayısındaki düşüş miktarı. Eskiden Türkiye’de 5 tane Milli Kütüphane vardı. Şimdi bir tane var. Ondan yararlananların oranında da düşüş var. TÜİK haber bültenindeki bilgiye göre “Milli Kütüphaneden yararlananların sayısı 2017 yılında, 2016 yılına göre %1 azalarak, 629 bin 905 oldu. Aynı dönemde kayıtlı üye sayısı ise %1,9 azalarak 26 bin 478 oldu.”

***
Ne diyordu haberimiz? “Türkiye, sahte akademik makale üretim merkezlerinden biri.”

Liseden ‘fazla’ üniversitesi bulunan bir ülkede, bu tablodan başka ne beklenir ki?

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı