PAROLA BASIN İŞARETİ BASIN!

Amatör bir komedyanın tam ortasındayız.

Mahlas isim kullanan biri çıkıyor, günler öncesinden haber veriyor, kamuoyu oluşturuyor, beklenti yaratıyor.

Her şeyi mümkün, mubah ve meşru hale getiren bu açıklamadan birkaç gün sonra kötü oyun sahneye konuluyor.

Bu danışıklı dövüş, özellikle geçen yerel seçimlerden bir süre önce etkili biçimde sahneye konulmuştu.

Hatırlatalım, 2013 Gezi direnişinin hemen ertesinden bu yana kullanılıyor bu yöntem.

Ben adı çok bilinen mahlas ismin siyasi iktidarın kurguladığı hayali bir karakter olduğu kanısındayım.

Nedeni açık değil mi? Toplumun bir kesiminde şok dalgası yaratması muhtemel icraatların etkisini arttırmak ama olası bir infialin birkaç gün önceden başlayarak etkisini zayıflatmak ancak böyle mümkün olabilirdi, nitekim öyle de oluyor.

***

Fuat Avni mahlasını dikkat edin en çok AKP önemsiyor. Ama ne hikmetse her şeyin köküne kolayca inmeyi beceren iktidar sahipleri bu mahlasın sahibini bir türlü tespit edemiyor. Her ifşaatında en çok izleyen yine AKP ve iktidarı oluyor. Fuat Avni parolayı söylüyor, iktidar işareti çakıyor!

***

Son günlere kadar hevesli ama yeteneksiz hatip üslubuyla esip gürlemeye çalışan Başbakan Davutoğlu, birkaç günden beri sesini kesti.

Önce Zaman ve Samanyolu baskınları tezgahlandı. İşte bu aralıkta olmalı, belli ki Erdoğan’ın sazı eline almasıyla “sus” talimatı aynı anda geldi. Henüz meydana çıkıp nutuk talimlerine başlamış Başbakan’ın suskunluğu başka neye yorulmalı?

Ne kadar çok konuşursa o kadar pot kırmaya meyilli bir Başbakan’a muhalefetin bile zor tahammül ettiği bir ortamda, Erdoğan gibi tez canlı biri hiç hoşgörülü olmaz diye düşünüyor insan. Maazallah, olur da bir de Fuat Avni komedyası ile ilgili bazı gerçekleri ya ağzından kaçırıverirse?

Son haberlerin verdiği işaret bu kanıyı güçlendiriyor. “5 Ocak’ta yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısına Erdoğan başkanlık edecek”miş!

Beraberinde neler gelecek bilinmez ama az çok tahmin edilebilir, Erdoğan genel seçimlere 6 aydan az bir süre kalmışken Başbakan’a “sen şöyle dur, bekle” diyecek gibi görünüyor. Devamında ise performansını daha güçlü biçimde sergileyebilecek birine yol açabilir mi?

***

Eski AKP’li Bakan İdris Naim Şahin’in “AKP yönetiminin elinde her milletvekilini tehdit etmek üzere hazırlanmış bir kırmızı şantaj dosyası var, sıkıysa konuşsunlar” mealinden yaptığı açıklama yabana atılmamalı.

Bunu muhalif biri söylese belki ciddiyeti tartışılır ya da inkarı daha kolay olurdu. Oysa o partinin iktidarında Bakanlık yapmış birinin yaptığı açıklama olduğu unutulmamalı. Dahası, (belki de) zamanında o dosyaları hazırlayan ekibin içinde yer almış biri olabileceği varsayılmalı.

Fuat Avni-AKP ilişkisinin bu açıklamalar çerçevesinden bakınca daha açık ve anlamlı olduğunu düşünüyorum.

***

Eski kafadarların bu kıran kırana çatışmasından Türkiye toplumu nasıl etkilenir?

Soru oldukça kapsamlı. Yanıtı da o ölçüde uzun ve detaylı olmak zorunda. Önümüzdeki günlerde belki tekrarlara düşeceğiz ama göze alarak yazmaya çalışacağımız konu bu olacak.

Şimdilik sonuçlarını bir-iki cümleyle özetlemeye çalışalım.

Dünyada basın özgürlüğü alanında en son sıralara doğru hızla ilerleyen Türkiye’nin notunu daha da kıracak bir operasyon. Sonuçlarını biz basın mensupları iliklerimize kadar hissediyoruz, hissetmeye devam edeceğiz.

Onlar belki hesaplaşacak, birbirlerinden gönüllü ya da zorla helalliklerini alıp köşelerine çekilecekler. Ama enkazın orta yerinde özgür basın kalacak.

Altta kalan bizler olacağız ve bizlerin iradesi hilafına canımız çıkarılmaya devam edilecek.