REKLAMI GEÇ

SYRIZA BAŞARISI GEZİ ETKİSİ

29 Ocak 2015 Perşembe

Yunanistan genel seçimleri beklendiği gibi sonuçlandı. Radikal solun oluşturduğu bir tür ittifaklar partisi olan Syriza, iki sandalye eksikle iktidarı devraldı.

Bu sonuçları Yunan siyaset geleneğinin kökleşmiş merkez partileri ND ve PASOK henüz hazmedebildiler mi?Önceki ve yeni Başbakanlarındevir teslim törenine katılmayıp, siyasi büro temsilcilerine işi havale etmelerine bakılırsa hazmettikleri oldukça kuşkulu.

***

Yeni Yunan Başbakanı için yazılıp çizilenler, Ege’nin öte yakasını oldukça renkli ve keyifli bir siyaset döneminin beklediğini müjdeliyor. Elbette yıllardır borç içinde kıvranan ve AB yaptırımlarından canı bezen Yunan halkı için bu süreç hiç kolay olmayacak. Daha ilk günlerde ulaşan bilgilere bakılırsa, borsa ve iş dünyasının istim üstünde olduğu söylenebilir. Bu durum içinde bulunduğumuz yıl boyunca bir güven süreci olarak işleyecek gibi. Hükümetin yapılanması, koalisyonun tutarlılığı hep bu dönem içinde sınanacak. Çok daha önemlisi seçim ayları boyunca vaadedilen AB’nin para politikaları ve borçların yeniden yapılandırılması meselesi hükümetin ayakta kalıp kalmayacağının mihenk taşı olacak. 1974 yılında Ecevit ve Erbakan’ın koalisyonuna benzer bir ittifakla yapılan koalisyonun ne kadar yaşayacağı ve siyaset yelpazesinin iki ucunda yer alan ortakların birbirlerine tahammüllerinin sürüp sürmeyeceği hep bu dönemin soru işaretleri.

***

Ancak tüm bunlar, Yunanistan’da yaşanan seçim zaferinin niteliğini değiştirir mi? Ya da başka türden soralım, Yunanistan seçimlerinde halkın sağladığı zafer, sadece konjonktürel bir dönemi mi simgeliyor? Yoksa Ege ve Akdeniz bölgesinde son yıllarda patlamalarla gelişme gösteren toplumsal direnişlerin vardığı aşamaya mı işaret ediyor?

***

Kuzey Afrika’dan başlayıp tüm Akdeniz havzasını kavrayan başkaldırı kuşağı, giderek Ortadoğu ateşi ile birleşmiş, İstanbul semalarında Gezi direnişiyle ulaştığı aşamayı orta Avrupa’daki ayaklanmalarla taçlandırmıştı. Bu uzun coğrafi yay üzerindeki tüm başkaldırılar içinde en beklenmedik olanı Gezi direnişiydi. Klasik halk ayaklanması emarelerinin çok ötesinde bir çoğulluğun sahne aldığı Gezi, bu haliyle evrensel ayaklanmanın tipik çizgilerine yeni çizgiler ekleyerek zengin bir örnek teşkil etmişti.
Hatırlayalım, o günlerde yaşanan acıların en yakın tanığı da, destekçisi de Yunan halkı olmuştu.Türkiye Başbakanı meydanlarda 14 yaşında komada yatan bir çocuğu yuhalatırken, “Berkin Elvan kardeşimizdir” Türkçe pankartlarını Atina caddelerinde taşıyan aynı halktı. Türkiye halkın için “Deniz ayırsa da onurumuz birleştiriyor” diyen yine onlardı. Mantık yoksunu bir düşmanlık kültürünün bitimsiz retoriğine böyle karşı çıkmışlardı.

***

Bizler için Gezi bir milat oldu. Yenidünya tasarımlarının mümkün olduğunun altını kalın çizgilerle işaretleyen bir milat. Ya da şöyle söyleyelim; Başka dünya tasavvurlarına asla geçit vermeyecekmiş gibi duran geleneksel politikaların aslında ne kadar çürüdüğünü, geleceğe dair inanç ve arzuları terk etmek değil, aksine daha sıkı ve inatla sarılmanın bu çürümüşlüğü gün gün açığa çıkaracağının sağlamasını yapan bir milat!

***

Şimdi Yunan halkı bunu başardı. Avrupa Birliği kıskacında eriyip giden bir toplumsal hayatın toprağına yeni filizler ekti. Evrensel olanın dayatılan değil, tercih edilen olması gerektiğini bir kez daha hatırlattı.

***

Ege ve Akdeniz toplumları yıllardır süren kavgaların yeni bir aşamasında. Yunanistan seçimlerinin sonucu bunu tescilliyor. “Hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağı” tezini sadece iddia olmaktan çıkarıp ayakları üzerine oturtuyor.

***

Sonrası mı?
Darısı tüm despot, faşist ve teokratik yönetimlere kafa tutan diğer halkların başına!

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı