REKLAMI GEÇ

ZEYBEKCİ’DEN ZEYBEK DÖNÜŞÜ

29 Eylül 2017 Cuma

Birkaç haftadır ara verdiğimiz köşe yazılarına başladığımız günün akşamı Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, üstüne yazdığımız konuda bir demeç verdi.

Doğrusu kimsenin beklemediği bir çıkıştı bu.

Çıkıştı diyorum, çünkü son hafta içinde Cumhurbaşkanı ve sözcüsünden tutun, neredeyse bakanlık müsteşarlarına kadar herkes koro halinde Erdoğan’ın ağzından çıkan Kuzey Irak referandumuna ilişkin kelamı harfiyen yinelemeye çalışıyor, havuz medyası ağız birliğine uygun olarak aynı başlıkları atıyordu.

“Barzani bunun altında kalır”, “muslukları keseriz”, “askeri müdahale dahil her tür önlemi almaya hazırız” benzeri çığlıklar resmi devlet dili olarak sunuluyordu.

Kimsenin ciddiye almadığı, karikatürize edilmiş rolüyle Başbakan bile bu konuda söz söyleme gereği duymuştu.

“BEKARA KARI BOŞAMAK”

Kimilerince Denizli’nin Bakanı, ama kürsüde ‘Türkiye’nin Bakanı’ olma konusunda gösterdiği çabada mesafe kat ettiğine tanık olduğumuz Zeybekci söyledikleriyle bu gündemin istisnası oldu.

Çarşamba öğle saatlerinde İstanbul Finans zirvesine gelişinde kameraların karşısına geçen Bakan Zeybekci, Kuzey Irak’a ekonomik ambargo söyleminin tehlikeli olduğunu ve benzer taleplerin dikkatli şekilde takip edilmesi gerektiğine inandığını söyledi.

Irak’la yıllık ticaret hacmimiz sekiz milyar dolar dedi, bu rakamın 2.5 milyar dolarının Kuzey Irak’la yapılan ticaretten geldiğini belirtti.

Ardından “bekara karı boşamak kolay” diyerek konuya şahin bakan kesime ‘okkalı’ bir mesaj vermiş oldu.

“OHAL KALKMALI”

Zeybekci başka neler dedi?

“OHAL kalkmalı” dedi.

Bu konuda Adalet Bakanıyla istişari görüşme içinde olduklarını belirten Zeybekci, “Evet ekonomiyle ilgili hiçbir pürüz olmaması için en üstün gayreti gösteriyoruz. Ama sonuçta OHAL. ‘Ne kadar güvenli bir ülke OHAL’i de var’ demiyorlar” görüşünü dile getirdi.

Bunu, iki yıldır ses telleri yırtılırcasına seslendiren biz ölümlü halk çocuklarının çabasını ‘it ürür’ çıkışıyla karşılayan hükümet üyelerinden birinin söylemiş olması kayda değer. Hatta üstünde durmaya değer, olmadı tepine tepine konuşmaya değer.

Şimdilik geçelim.

YA SONRA?..

Bakan Zeybekci’nin demecini CNN’den dikkatle dinledim. Söylediklerine bazılarımız gibi ben de ihtiyatlı bir tutumla katılıyorum.

Aynı konuda yazdığımız köşe yazısıyla ‘pişti’ olmuştu Bakanın demeci, görüşlerimiz de bu ‘piştiden’ nasibini aldı.

Şikayetçi değiliz.

Aksine bu görüşler, hükümet kanadında yaygın olarak dile gelse keşke! Keşke kapalı kapılar ardında herkesin birbirine fısıltıyla dillendirdiği yönetimsel şikayetler zamanlı-zamansız, mesnetli-mesnetsiz de olsa, yüksek sesle söylense!

Ne yazık ki bu tür istisnai durumlar çokça yaşanmadığı gibi, daha gün ertesine varmadan söyleyenin çark edişiyle son buluyor.

ZEYBEKCİ’DEN ‘ZEYBEK DÖNÜŞÜ!’

Tavas Zeybeği nasıl oynanır? Tavas Zeybeği iki yarım, bir tam dönüşle başlar. Efeler kollarını külhanice kaldırıp dolaktan yukarı iki kez döndürür, sonra tam dönüşe geçilir.

Bunu en iyi bilenlerden biri sanırım Bakan Zeybekci’dir. Hani her seçim sonrası önce Denizli, sonra Aydın, ardından İzmir’de Zeybek oynama fantezisini saklamayan, seçim propagandasına bunu malzeme yapan Zeybekci! Olsun, “umut fakirin ekmeği!” Kim bilir, belki bir gün o da olur. Bakarsınız Konak’ta, saat kulesi önünde döne döne Zeybek oynayan bir Zeybekci… Neden olmasın?

Bakan Zeybekci şimdilik Hürriyet muhabiri önünde dönüyor. O gün “bekara karı boşamak kolay” diye noktaladığı ve adeta Erdoğan’a gönderme içeren ambargo ve OHAL ile ilgili, Anadolu Ajansı’nın haberinde yer alan açıklamayı teyit etmiyor. “Ben böyle demedim” diyor. “Benim söylediklerimi yorumlayıp sonuçlar çıkarmışsınız” demeye getiriyor.

DOĞRUYU EĞRİLTMEK

Oysa olabildiğince sarih olan iki nokta vardı, birincisi Kuzey Irak konusunda ambargo, vb. içeren yaptırımlar ‘karı boşamaya’ benzemezdi, ikincisi, elin oğlu ‘ne güzel, OHAL var o zaman ekonomileri iyidir’ demiyordu.

Son bir iki yıldır dile getiriyorum, davranış kalıpları her ne kadar Tavas Zeybeği figürlerinden parçalar ‘içerse de’, Zeybekci devleti temsil eden bakan hüviyetine diğerlerinden daha hızlı biçimde yaklaşıyor. Böyle giderse Bakanlar Kurulu’nun en sağduyulu Bakanı olarak görmek o kadar abes karşılanmamalı.

Buna karşı, ertesi güne varmadan yaptığı düzeltmeler, artık klasikleşen Zeybekci modelinin yeni bir örneğini sergiledi. Söylediklerinin doğru yansıtılmadığını belirtti. İkrar inkara dönüştü.

VÜCUT DİLİ NE DİYOR?

Gelin küçük bir vücut dili analizi yapalım. Bakan Bey CNN ekranlarında konuşuyor. Son cümleyi kurarken çok iyi tanıdığımız mimik ve jestleriyle, medya mensuplarına bakışındaki manidar ifade dikkate değerdi. Serin bir gülümseme, kendinden emin olmaya çaba gösteren yumuşatılmış bakış, yerli ve yabancı bir dolu mikrofonun karşısında konuşuyor olmanın tutukluğunu atma çabası, bu çabadan olsa gerek “bekara karı boşamak kolaydır” gibi, kasaba politikacılığından kalma ağız alışkanlığı ile sarf edilmiş kontrolsüz bir teşbih… Tümünün ötesinde bilinçaltının dışavurumu olan OHAL ve ambargo karşıtı beyanatına karşı, akli melekelerin dürtüklediği ‘sen ne diyorsun, sonra nasıl toparlayacaksın’ endişesi!

SONUÇ

Sonuç şu:

Bakan Zeybekci, son zamanlarda TV ekranlarında ve gazete manşetlerinde gına getirdiğimiz hık deyicilere bir fark attı. Bakan gibi konuştu. Devleti temsil ediyor olmanın kendisine yüklediği sorumluluğun hakkını vermeye çalıştı.

Ertesi gün bu fikirlerini düzeltme ihtiyacı duymuş olması, onun ilk demecindeki realiteyi yok edemez. Ayrıca düzeltme ihtiyacını hangi saiklerle hissetti, az buçuk tahmin edilebilir. Zaten düzeltmeye çalışırken bile ısrarla söylediklerinin omurgasını koruyan bir yaklaşım sergiliyordu.

Bu tutum kimilerinde hükümetin yaşadığı kaosun göstergesi olabilir. Kısmen öyle olduğu kabul de edilebilir.

Ancak ben şuna özellikle vurgu yapmak istiyorum;

Eğer son üç gün içinde yaşadığımız demeç karmaşası planlı bir gösteri değilse, bölgesel düzeyde yaklaşımıyla Bakan Zeybekci bir ilki başarmıştır. Bakanlığının gerektirdiği niteliği ilk sergileyen olma başarısı göstermiştir. Bakmayın sonraki retoriğin ‘Cumhurbaşkanımızın emri, hükümetimizin talimatı’ düzeyinde seyretmesine.

Aslolan nedir, ona bakmalı.

Aslolan, Zeybekci’nin hükümet politikalarındaki hedefsizliğe karşı gösterdiği reflekstir.

Umarız bu tür refleksleri giderek demokratik bir kişilikle birlikte seyreder de, gerçekten üç beş işadamı örgütü dışında birileri de Zeybekci için (ama gerçekten) olumlu düşünmeye başlar.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Ali   -  Bağlantı 29 Eylül 2017, 15:08

kimse doğruları konuşamıyorz zaten konuşsa ya işinden olacak ya hain damgası yiyecek ülkenin durumu bi kişinin dilinin ucunda işte dikta yönetim budur…
Ülkemiz iflasa gidiyor…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı