ATATÜRK

Açık bilgi kaynaklarını severim. Haber siteleri ve gazeteleri okuyup, bilgileri birleştirince çok şey öğreniyorum. Hadi biraz okuyup, parçaları birleştirelim.

Yargılaması devam eden Sözcü Gazetesi davasında, Tanık Eren Yıldız, “Bylock kullandığım için bir süre tutuklu yargılandım. FETÖ’den tutuklu olanlar Sözcü davası ile ilgili ‘AKP ile Atatürkçüler birbirlerini yesin’ diyorlardı” demiş.

Kaynak güvenilir, Bylock kullandığı için FETÖ’den tutuklanmış. Ona göre, FETÖ’cüler ellerini ovuşturarak Atatürkçülerle AKP’lilerin birbirlerini yemesini istiyorlar.

O zaman çıkarım yapıp soralım; AKP, Atatürkçü değil mi?
Son günlerde bazı haberleri okudukça gözlerim yaşarıyor.

Misal, Reis-i cumhur hazretlerinin 29 Ekim mesajı: “Bin yıldır aziz vatan topraklarının müdafaası için bir gonca gül gibi toprağa düşen kahraman şehitlerimize Yüce Mevla’dan rahmet ve mağfiret diliyorum. Başta Cumhuriyetimizin banisi, Kurtuluş Savaşımızın muzaffer komutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm gazilerimizi de rahmetle, tazimle yad ediyorum.”

Taksim’de yıllardır çürütülen ve yıkılmasına karar verilen AKM’nin yeni projesini, belediye reisliğini de kimselere bırakmayan Erdoğan tanıtıyor.

Tanıtımdaki sözleri de çok duygulu; “Bugün biz de Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında ortaya konmuş olan muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma hedefini isabetli buluyor ve ona sahip çıkıyoruz. Atatürk Kültür Merkezi’nin yerine inşa edeceğimiz yeni eser de bu anlayışın bir yansıması olacaktır. Atatürk Kültür Merkezi’nin yeni dönemin sembol eserlerinden biri olacağına inanıyorum…”

İktidar, illerdeki stadyumların adlarını bile ‘kıl tüy arena’ gibi isimlerle değiştirirken, 10 yıldır adını değiştirmek için uygun zaman/zemin kollanan AKM’nin adı yerinde mi kalacak? Galiba AKM’nin adı değişmeyecek, yanlış anladıysam biri beni dürtsün.

Anıtkabir’in yönetimini üstlenen ve Atatürk’e bakıştaki değişimi henüz fark edemeyen Genelkurmay İletişim Başkanlığı heyecanla “Bu yıl 10 Kasım’da hiçbir televizyon kanalına Anıtkabir’den haber sunulmasına, halkla röportaj yapılmasına izin verilmeyeceğini” açıklıyor.

Açıklama kamuoyunda duyulunca, birileri değişimi kavrayamayıp, zamanlama hatası yapan Genelkurmayı dürtmüş olmalı ki ikinci açıklama geliyor: Tamamen yanlış bir anlaşılma, Bu yıl da talepte bulunan televizyon kanallarına yayın yapma izni verilmiştir. Resmi tören sonrasında ve akşam saatlerinde yapılması talep edilen çekim/haberler ise halen değerlendirme aşamasındadır.

Programın gündüz kısmını halletmişler ama henüz akşam saatlerine ilişkin bir karar verememişler. Malum 10 Kasım akşamı da binlerce insan Ata’yı ziyaret ediyor. Onun için ikinci bir emir beklendiği belli. Asker sadece emre itaat eder, değil mi canım.

AKP sözcüleri dört koldan Atatürk’e iltifatlar yağdırıyor. Sanırsın Atamızı yeni keşfettiler. Soralım o vakit, peki ne değişti?

Cevabı AKP medyasından Sabah yazarı Mahmut Övür, veriyor; “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Yüzde 50+1’i almak için artık toplumun yüzde yüzünü kucaklamalıyız’ mesajını hatırlatıyor ve devam ediyor; ‘Atatürk’ vurgusu bunun yansımasıdır. Bunun için de (yüzde 50+1) AK Parti’nin kendini yenilemesi ve yeni bir siyaset diline ihtiyacı vardı. Yenilenme çalışmalarını hem teşkilatlarda, hem de yerel yönetimlerde belediye başkanlarının tartışma yaratan istifalarıyla görüyoruz. Ama değişimin en önemli göstergesi siyaset diliydi. Bunun ilk işaretlerini de Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhuriyetin değerleriyle ilgili çıkışıyla verdi. Sihirli sözcük ‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tü.”

Sihirli sözcüğü tekrarlayalım; Gazi Mustafa Kemal Atatürk!

Ölümünden bu yana tam 79 yıl geçti, Atam, adını anmaktan bile medet umuyorlar.

Ruhun şad olsun!