REKLAMI GEÇ

BEDEL

2 Aralık 2017 Cumartesi

Bu ülkede yaşamanın bile bir bedeli var. İnsanlık tarihinin en eski uygarlıklarının gelip geçtiği Anadolu ve içinde bulunduğu coğrafya tarih boyunca herkesin ilgisini çekti, çekiyor. Bu toprakları yurt edinmek ve burada yaşamak hiç kolay değildi. Ateş ve ihanet hiç eksik olmadı. Hep kanla, canla ödendi vatan bedeli.

Bin yıldır egemen bir devlet çatısı altında yaşadığımız bu topraklarda kimler geldi, kimler geçti, ‘Sultan Süleyman’a bile kalmadı’. Bugünkü muktedirler, ‘kaydı hayat şartıyla iktidar’ hayallerini gerçekleştirdiklerini sanadursunlar. İktidar gücünü dibine kadar kullansınlar ne çıkar? Bin yılın içinde 15-20 yıl nedir ki?

Son günlerde, ateş ve ihanet çemberinden hiç çıkmayan Türkiye’nin gündemi çok karışık. Daha 15 gün önce çok değerli Türk vatandaşı Reza Bey için Başbakan Yardımcısı Bozdağ, “ABD’den yanıt geldi. Sarraf’ın sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi”, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “ABD’ye iki kez nota verdik, ikinciye cevap aldık sorun yok, kendisi güvende ve iyi” diye art arda açıklamalarla nota üstüne nota verip, herifin can güvenliğinin peşindeyken, ABD mahkemesinde ötmeye başlayınca hain, iftiracı, ajan vs. oldu.

Yetmedi, malvarlığına el koydular. Çok bir şeyi de yokmuş. Kanlıca’da iki yalı, Kandilli’de bir köşk, 12 milyon dolar değerinde özel jet, Büyükçekmece’de 47 daire, yazlık, İstanbul’da 4 milyon liralık daire, Bakırköy’de üç süper lüks daire, Busidence Plaza’da iki ofis katı, Tuzla’da fabrikası filan varmış.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Reza Zarrab ve yakınlarının (küçük kızı dahil 22 kişi, Ebru kızımız hariç) mal varlıklarına ‘yabancı devlet lehine siyasal ve askeri casusluk’ suçu nedeniyle el koyuvermiş. Hani, 16 Nisan referandumunda Kılıçdaroğlu, ‘OHAL ve değişen Anayasa ile isterlerse bir gecede tüm malvarlığınıza el konabilir’ diyordu kimse inanmıyordu. Yerli yersiz ötmeyeceksin demek ki, ötersen bedelini ödetiyorlar.

Reis-i Cumhurumuz, MİT TIR’ları haberini yapan Cumhuriyet Gazetesi’nden Can Dündar ve Erdem Gül için, “Bu haberi yapan bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu” diye konuşmuştu. Erdem Gül aylarca hapis yattı, Can Dündar yurtdışından döndüğü gün tıkılacak deliğe, bu haberin kaynağı olduğu ileri sürülen gazeteci/CHP milletvekili Enis Berberoğlu tutuklu. Reis-i Cumhur boş mu konuştu, hayır.

Son günlerde ortalık MAN adası belgeleriyle bir kez daha sarsıldı. Bu adada kurulan 1 sterlin sermayeli şirkete gidip gelen 15 Milyon dolarcık bir paranın dekontları daha kamuoyuyla paylaşılmadan sahte dediler, montaj dediler, FETO dediler, ticari sır dediler, para gitmedi, geldi dediler. Bir sürü şey söylediler. Ama ben Erdoğan ne dedi ve ne yaptı ona bakarım arkadaş.

Man adasındaki şirketle para alışverişi yapan akraba ve yakınları değil, bizzat kendisi İstanbul mahkemesinde Kılıçdarooğlu’na 1.500.000.TL’lik bir tazminat davası açtı. Davayı niye akrabalar/yakınlar açmadı? Kılıçdaroğlu belge açıklamasını Ankara’da yaptı, kendisi de Ankara’da yaşıyor dava niye İstanbul’da açıldı? Ankara hakimleri ‘güvenilir değil mi’ yoksa? Kılıçdaroğlu’nun mal varlığı 1.500.000.TL eder mi? Gibi deli deli sorular.

Peki, ne dedi Erdoğan? ‘Bu hamlesinin bedelini ödeyecek.’ Adam sözünün eri bedel ödetirim dedi mi ödetiyor.

Ankara Savcılığı, CHP’den belgeleri istedi. Yolsuzluk araştırması yapacak sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Soruşturmanın sebebi, şirket sahibinin belgeler sahte iddiasıyla suç duyurusunda bulunması. CHP ve Kılıçdaroğlu şüpheli yani.

Yalnız tazminat davasına ne gerek var onu anlamadım. Güvenilir bir savcı, iki yazı yazar birinde tutuklama ister, öbürüyle de mal varlığına el koyar olur biter.

İlk ve son söz; Bu ülkede yaşamanın bile bir bedeli var.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı