REKLAMI GEÇ

HOŞGÖRÜ VE CUMHURBAŞKANI

24 Temmuz 2014 Perşembe

Seçilecek Cumhurbaşkanının halkın tüm kesimlerine eşit, sevgi ve hoşgörüyle bakması gerektiğine dair konuşması üzerine; Ekşisözlük’ten genç bir yazar Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’na şu soruyu sormuş:
-Hocam ben ateistim, Cumhurbaşkanı olunca beni de sevecek misiniz?
İhsanoğlu’nun cevabı:
-Sen benim kızım olsaydın ne yapacaktım? Dinde zorlama yoktur. İnandığın dine kimse karışamaz. İster inanır, ister inanmazsın. Önemli olan sen başkalarını zorluyor musun?

R.T. Erdoğan’ı pek seven Yeni Akit gazetesinin Ankara Temsilcisi, İhsanoğlu’na sormuş:
-Anadolu insanının sizin hakkınızda şöyle bir tespiti var; ‘Ekmeleddin İhsanoğlu, uzun süre halktan kopuk kaldı. Halkın içersine karışamadı.’ ‘Eminim ki sloganı ‘ekmek’ olan Ekmeleddin İhsanoğlu, ekmeğin fiyatı nedir bunu dahi bilmiyordur.’ şeklinde görüşler belirtiliyor. Buna ne derseniz? Ankara’da ve İstanbul’da ekmek ne kadar efendim?

Kışkırtma amaçlı bu soruya, İhsanoğlu’nun cevabı:
-Ekmeğin fiyatını bilmiyorsanız ben size söyleyeyim. Ekmek 1 Liradır. Halk ekmeği ise 60 Kuruştur. Cevabım yeterli değilse, siz benim ağzımdan istediğiniz cevabı yazabilirsiniz. Çünkü sizin adetinizdir.

İki soru ve yanıtları. Prof.Dr. İhsanoğlu’nun dünyaya bakışı ve kendisine karşıt olduğundan emin olduğu kişilere yaklaşımı konusunda net ipuçlarını ortaya koyuyor.

Gelin biraz fantezi yapalım; Biri,Hocam ben ateistim, Cumhurbaşkanı olunca beni de sevecek misiniz, Sorusunu Erdoğan’a sorabilse ne cevap verirdi?
a) Seni buraya kim gönderdi, senin gibilerin cemaziyülevvelini biliriz.
b) Korumalara, uyuyor musunuz lan, bunu buraya kim aldı?
c) Yusuf gel şuna iki tekme at!
d) İninize gireceğiz!
e) Hepsi

Ekmek kaç lira, sorusunu Erdoğan’a sorma gafletinde bulunan muhalif bir gazetecinin, başına neler gelirdi?
a) ‘Akredite’ edilmediği için zaten basın toplantısına giremez, bu soruyu soramazdı.
b) Tekme tokat salondan çıkarılırdı.
c) Savcılar ve polis devreye girer, hakkında teröristlik dahil bir yığın suçlama ile dava açılırdı.
d) Erdoğan tazminat davası açardı.
e) Hepsi.

Barzani ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin açıkça desteğini ilan ettiği, AKP Genel Başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı sıfatlarını üzerinde taşıyan ve devletin tüm olanakları ile orantısız bir kampanya yürüten, konuşmalarında rakibine saygısını, “Ekmel Efendi” küçümsemesi ile gösteren Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması halinde, olacakları tahmin etmek güç değil. Köküne kibrit suyu ekilen, kuvvetler ayrılığı tümüyle ortadan kalkar. Majestelerinin iradesi yasama, yürütme ve yargının yerini alır. Bölünmenin eşiğindeki Türkiye’nin coğrafyası değişir. Türkiye mezhepçi ve ayrımcı politikalarla daha da kutuplaşır.

Hoşgörüsü ve saygınlığı, yukarıdaki iki örnek davranışından anlaşılan İhsanoğlu seçilirse, AKP iktidarını yine sürdürür. Kırıntıları kalmış parlamenter demokrasi, bir parça dengelenir. Tek adam yönetimi sona erer. Çoğulculuk ve gerçek demokrasi için az da olsa umutlanırız. Bağımsızlığını yitirmiş can çekişen yargı için bir umut doğar.

Kendisi gibi düşünmeyene ve yaşam tarzını beğenmediği insana en geniş hoşgörüyü gösteren Denizli’li, 10 Ağustos’ta ne yapar peki? Denizli’li, eminim vicdan terazisinde adayları tartar. “Hava sıcak köye gidelim, hafta sonunu Didim veya Kuşadası’nda geçirelim” demez, sandığa gider ve oyuna sahip çıkarsa, Denizli’den İhsanoğlu çıkar…

Daha özgür, daha adil ve daha hoşgörülü bir Türkiye dileğiyle, Bayramınız kutlu olsun!

 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

dabancaliibrahim   -  Bağlantı 2 Ağustos 2014, 01:27

hocam allah 10 agustosta akil fikir versin yazdiklarinizi buradaki vatandaslari söylüyoruz ama kör millet olmusuz hocam haberimiz yok

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı