REKLAMI GEÇ

KASKET ŞAPKALI, ŞALVAR GİYDİRİLMİŞ BİNALARIMIZ

11 Mart 2016 Cuma

Büyükşehir olmuş Denizli’de görebildiğimiz olumsuzluklardan birisi de, ana caddelere kadar ulaşmış kent kültüründen yoksun yapılardır. Ne kadar büyümüŞ olursak olalım, maalesef bu olumsuzluklardan bir türlü kendimizi kurtaramıyoruz.

Asıl konuya girmeden önce, pek çoğumuzun bildiği fıkra gibi bir hikayeyi anlatmak isterim. Temel, inşaat kalfalığından açıkgözlülüğü sayesinde çok zengin olmuş. Akla hayale sığmayacak kadar zengin olduktan sonra Newyork’a gitmiş. Oralarda da becerilerini sergilemek için bir arsa satın almaya niyetlenmiş. Satışı organize eden emlak pazarlayıcısına, buldukları arsaya kaç katlı izin verildiğini sorduğunda, 80 katlı demişler. Açıkgöz ve fırsatçı Temel sorularına devam ederek, “çekme kat yapsak, izin verirler mi?” diye soruyormuş.

Onun gibi, artık büyükşehir olmuş Denizlide hala, çekme kat, ek yapı, gelişi güzel süsleme ve püslemelerle cadde ve sokaklarımız ucube yapılarla donatılıp gidiyor. Belediye denilince aklımıza ilk olarak İMAR, imarla birlikte de, şehri oluşturan yapılar akla gelmektedir. İmar için de bir sürü kanun ve yönetmelikler ve de bunları uygulayan müdürlükler, uyması gereken mimar ve mühendisler görevlerini yapmak zorundadırlar. “Yapılıyor mu?” diye sorulacak olursa, bürokrasiden öteye pek bir şey yapılmıyor, yapılamıyor demekten öteye geçemiyoruz.

Binasını, apartmanını yapan açıkgöz geçinen vatandaş, hemen bir çatı katı sevdasına kapılıyor. Bununla da yetinmeyip, o kaçak terasın üstüne kasket şapka gibi demirden bir çatı daha ekleyerek, belki sekiz köşe değil, ama dört köşe bir kasket şapkayı ekleyiveriyor. Ne için ekliyor, ne maksatla kullanacak belli değil. Çoğu iskele gibi yapılıp kalıyor ve belki de kaçağı gözlerden uzaklaştırmak için, körebe oyunu oynar gibi saklanıp, fırsat kollamaya başlıyor. Sormak lazım, “bu tür nizamsız, düzensiz ve mimarisi olmayan eklentiler için, belediye kanun ve yönetmeliklerinde izin veren bir hüküm var mıdır?” bilemiyorum.

Bir de şu anlaşılmaz duvar gibi bez örtüler, şalvar giymiş gibi duran apartman katları akıllara durgunluk verecek bir nizamsızlık ve düzensizlik değil midir? Binanın projesini yapan mimarlar, o balkon veya terasları düşünürken, onların saklambaç yuvası veya odun, kömür deposu olarak kullanılsın diye düşünmemişlerdir. Belediye ilgilileri de yapının projesini onaylarken, o mekânların kullanım amaçlarını inceleyerek onaylamıştır diye düşünürüm. Anlaşılmaz bir olaydır ve galiba bu uygulama Denizliye has bir şey gibi geliyor insana. Belki benzerleri başka şehirlerde de olabilir, ne olursa olsun. Özellikle apartman balkonlarının bu pijama kumaşı gibi çizgili bezlerle tavandan tabana örtülmesi, acaba bir taassup sebebi midir bilemem de, son dönemdeki terör olaylarının, paralel oluşumların ve suç örgütlerinin kol gezdiği kötü günlerde, bu duvar gibi örtülerin arkasında bir şeyler mi gizleniyor diye sorular geliyor aklımıza. İnsanı toplu yaşam ve komşuluklardan uzaklaştırmış apartman yaşantısına, bir de perdeler arkasına gizlenmiş yaşam, hiç de olumlu bir olay gibi görülmüyor. O evlerin pencere perdeleri yok mudur? Neden balkon korkuluklarına kadar uzanıp, apartmanın diğer dairelerinin nizamına ve düzenine aykırı bir cephe oluşturuyorlar? Yoksa bu yeni icat, bir bakıma arabesk yaşantının bir tezahürü mü sayılıyor bilemiyorum.

Yüce Yaratan güneşi ve havayı bizlerin sağlığı için bahşetmiş ve semavî ayetleri ile bu nimetlerden yararlanmamızı öğütlemiş. Gün görmemiş, hava solumamış bir insan, karanlıkta açmaya çalışan çiçeğe benzer. Soluk benizli ve hastalıklı gibi görünürler. İnsanı gün ışığı ve bol oksijenli havadan yoksun bırakmak, bir bakıma onlara zulmetmektir.

Her ne hal ise, güneş enerjisinden sıcak su elde edeceğiz diye sıra sıra kollektörler ve su depoları yetmedi. Televizyon için çanak antenler ve de çeşitli marka klimaların servis elemanlarının keyfince monte ettiği motorlarının ucube görüntüleri yetmezmiş gibi, bir de bu kasket şapka ve şalvar giydirilmiş apartman katları Büyükşehir Denizli’ye hiç mi hiç yakışmıyor.

Belediyelerin bu olumsuzluklara çare bulması dileklerimle.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı