REKLAMI GEÇ

KONU TAŞ BİNALAR OLUNCA!..

11 Nisan 2015 Cumartesi

YAZMAYACAKTIM, AMA KONU TAŞ BİNALAR OLUNCA DAYANAMADIM

Günümüzün güncel konusu yine eski Endüstri Meslek Lisesi (Erkek Sanat Enstitüsü). Kimileri TAŞ BİNA dedi, bir başka otorite de çokbilmiş tavırlarla, TAŞ BİNA DEĞİL, BETONARME BİNA mazeretine sığınıp, yıkılsın varsın dedi. Bina sanki TAŞ değil de BETONARME olunca, değersiz oluyormuş zannetti.

Birkaç gün önce bir basın açıklaması vesilesiyle tekrar gittiğimiz bu tarihi binaya ziyaretimizde, 5 yıl süreyle okuduğum bu tarihî ve şaheser yapıyı yeniden her bir köşesindeki anılarımı hatırlayarak dolaştım. 1945’li Yıllarda yapılmış bu şaheseri, yapı tekniği ve mimarî açıdan birkaç akîl yetkilinin gezip görmesi yararlı olacaktır. Yetkisizler bu yapıyı mimarî açıdan değerlendirirken, eserin dış görünümünü, mimarî değer olarak algılamaktadırlar. Bu sebeple binaya TAŞ YAPI veya DEĞİL deyip denizli-endustri-meslek-tas-bina-i-1geçmektedirler. O yıllarda inşa edilen bu yapının sadece şu içten görüntüsüne bir baksalar, bugün bile dudak ısırtacak sistemi ve kaliteyi yakından görebileceklerdir. Atölyelerin geniş açıklığının, ortada hiçbir kolon olmadan aşılmasını sağlayan kiriş sistemini görmek lazım. Hele yıkılıp atılan demir atölyesi, daha da çok değerliydi. Savaş yıllarında ve yokluklar içerisinde yapılabilen bu abidevî yapıyı yıkıp yok etmek hangi vicdana sığar anlamak mümkün değildir. Bu betonarme çatılar böylesi bir teknikle inşa edilirken, çatıların üstü aynı zamanda o dönemde belki de yurt dışından ithal edilen Marsilya tip kiremitlerle örtülmüş. Öyle zannedilir ki o yıllarda Denizli’de sivil yapılarda betonarme yapı bilinmiyor, hala ahşap direk ve kerpiç dolgu ile evlerimiz inşa edilebiliyordu. Hatta resmî yapılar bile iki kattan fazla yapılamazdı.

Binanın projesini yapan mimar Selçuk Milar, Alman mimar Prof. Paul Bonatz’ın yanında yetişmiş ünlü mimarlarımızdandır. Birkaç yıl önce gittiğim Stutgart’ın, büyük gar binasını gezerken, binanın yenileneceğini öğrenmiş ve üzülmüştüm. Daha sonra binanın yıkılıp yenileneceğini öğrenen Alman halkı direnmiş ve eski gar binasını yıktırmamışlardı. Bu gar binasının mimarı da, bizim mimar Selçuk Milar’ın ustası Alman mimar Prof Paul Bonatz’dır. Ne acı rastlantı değil mi? O ünlü Türk Mimarının eserine, denizli-endustri-meslek-tas-bina-i-2ESER DEĞİLDİR diyebilenlere aşk olsun demekten başka bir şey gelmiyor elimizden. Çünkü güç onlarda.
O dönemde inşa edilmiş bu binanın duvar kalınlıklarına bir bakmak lazım. Hem betonarme ve hem de yapı ölçüleri bakımından o kadar güçlü bir yapı ki, onca etkili depremler geçirmiş olmasına rağmen, hiçbir depremsellik izi bulunmamaktadır. Oysa yıllar sonra yapılmış eğitim yapılarımızın büyük çoğunluğu, depremsellik açıdan hiç de güven verici değildir.

Ne acı bir gerçektir ki, bir terk edilmişliğin acısını yaşayan binanın sınıfları, yerlere yatak olsun diye izocam artıkları serilmiş, yağmur suları zeminde göletler oluşturmuş bu şahane tarihî yapı yıkılmadan yok olmaya terk edilmiş hallerde. Yazık, çok yazık bizlere.

denizli-endustri-meslek-tas-bina-i-3

Daha çok söylenecek söz var, ama söylemeye takatımız yok. Konu mahkemelik olmuştur. Dileriz adil hakimlerimiz haklı kararı vereceklerdir.

ziyatikiroglu@denizlihaber.com

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı