REKLAMI GEÇ

LAİK DÜZENDEN RAHATSIZ OLANLARA

19 Şubat 2015 Perşembe

Üniversite öğrencisi Mersin’li Özgecan’ın uğradığı saldırı ve hunharca katledilişi, günlerdir gündemimizdeki yerini koruyor. Belki hiç unutulmayacak ve unutulmamalıdır da. Dileriz o gencecik masum kızımızın başına gelen felaket, aklımızı başımıza toplamanın sebebi olabilir. Belki de ve böylece Özgecan, hayatı pahasına bize büyük bir ders vermiş olacak ve yönetenlerimizin de akıllarını başlarına toplamalarına vesile olacaktır. Olay çok acı olduğu kadar, milletimize büyük bir ders vesilesi olmalıdır.

Dersalınması gereken bu acı olayı, giyim kuşamımızı sebep gösterip, akılları sıra laik Türkiye Cumhuriyeti’ne saldırı sebebi yapanlar bile çıkabiliyor. Üç beş kuruşluk konser kapma amacıyla siyasete bulaşıp sözde sanatçı geçinenler ortalıkta cirit atıyorlar. Bazı gazetelerin hem de kadın olan köşe yazarları, (ne var bunda) dercesine, (Amerika’da bile oluyor) diye bahaneler uydurup bu vahşete, bu sapıklığa kılıf uydurmaya çalışmaktalar. Hedef yine laik Cumhuriyet, hedef yine Cumhuriyet yönetiminin banisi olanlar. Onlara duydukları hıncı ve saldırılarını sürdürmeye çalışıyorlar. Laik Cumhuriyetin nimetlerinden en çok yararlanan bu zavallılara yuhalamaktan başka bir şey gelmiyor elimizden.

Bu zavallıların kişilikleri üzerine bir şey söylemeye değmez. Ne var ki, son günlerde izleyip şahit olduğumuz gibi, Sayın Cumhurbaşkanı’nın Küba gezisindeki ziyaretgâhının biri de, Havana’nın bir meydanına dikilen Atatürk büstü olmuştur. Olay
ibretlik bir belgedir. Burada Sayın Cumhurbaşkanımıza Atatürk büstü ile ilgili bilgileri, Küba’lı tarihçi Eusebio Leal veriyor. Düşünmek lazım, bizim Cumhurbaşkanı’na Atatürk büstü hakkında bilgi veren, Küba’lı bir tarihçi. Ne enteresan değil mi? Siz bir Türk olarak istediğiniz kadar Laik T.Cumhuriyetine ve onu ülkeye kazandıran Atatürk’e saldırıp saygısızlık etseniz de, dünyanın her yanında O’na saygı duyan pek çok ülke bulunmaktadır.

Söz Küba’dan açılmışken konuyu biraz daha açmak isterim. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu ziyaretindeki bir resimde de, Che Guevara’nın köşesi yer ziya-tıkıroglu-kösealmaktadır. 1967 yılında yakalanıp öldürüldüğü zaman Che Guevara’nın sırt çantasından Atatürk’ün Büyük Nutku çıkmıştır. 1996 Yılında resmi bir ziyaret için Türkiye’ye gelen Küba’nın efsane lideri Fidel Castro bize hitaben, (Devrimci Mustafa Kemal Atatürk varken, siz kendinize neden başka lider ararsınız? Devrimci Atatürk, bizim ve tüm halkların örnek alacağı ve esinleneceği bir kaynaktır.) demiştir. 1997 Yılında da İstanbul’a geldiğinde Sayın Fidel Castro, (Asıl devrimci Mustafa Kemal Atatürk’tür. Ben bir devrim yaptım, ama O’nun yaptıklarını asla başaramadım.) diyerek, ünü dünyaca kabul edilmiş bir lider olarak Atatürk’ü bize anlatmaya çalışmıştır.

Yalnız Küba değil, Çanakkale Savaşı Anzakları ülkesi Avustralya’nın Cambera ve Albany kentlerinde, Hollanda’nın Amsterdam kentinde, İsrail’de, Japonya Koşimoto kentinde, Meksiko’da, Romanya Bükreş’te, Şili Santiago’da, Venezüella Caracas’da, Yeni Zelanda Wellington’da ibretlik belgeler gibi Atatürk büstleri veya heykellerine yer verilmiş. Ayrıca İtalya’nın Başşehri Roma’da, Hollanda Utrecht’de, Hindistan Yenidelhi’de, Dominik Cumhuriyetinde ve Belçika’da büyük bulvarlara Atatürk ismi verilmiştir. Atatürk ve büyük devrimlerine dil uzatanlar, şöyle dönüp bir bakmalıdırlar. Ölümü üzerinden 100 yıl geçmiş olmasına rağmen, hangi ülkenin hangi devlet adamı, hala büyük lider olarak anılıyor ve kendi ülkelerinin dışında hangisinin heykelleri dikilmiştir diye düşünmek lazımdır.

Atatürk’e ve Laik Cumhuriyet’e dil uzatıp, 100 yıl gerilere dönüp Osmanlı’ca fetvaları vermek yerine, kendi değerlerimize sahip çıkılmalı ve Cumhuriyet kazanımlarının kıymeti bilinmelidir.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı