REKLAMI GEÇ

NİHAYET BİZİM DE OKULUMUZ OLACAK

20 Ocak 2016 Çarşamba

1971 Yılında başlayan Zümrüt evler maceramız, yıllar süren çaba ve çalışmalarla bugün, uygarca yaşanabilir bir duruma gelebilmiştir. Dile kolay, 55 yıl süren bu mücadele ve beklentiler, bir avuç insanımızın sabır ve azmi ile bu günlere gelinebilmiş ve gurur vesilemiz olan bir site haline gelmiştir.

İlk başlarda böyle bir proje için kanun yoktu. Belediyesi, imar planı, ruhsatı ve de bir yol göstereni de yoktu. Mimarî idealinden başka hiçbir dayanağı ve bağlayıcı kuralı yokken, kendi hazırladığımız bir statü ile kurulan kooperatifle giriştiğimiz böylesi bir banliyö projesinin peşine takılmak kolay iş değildir. Elektrik, su ve şebekelerini kendi olanaklarımızla sağlayıp sürdürmeye çalıştığımız 45 kişilik topluluğumuzu ayakta tutabilmek için çok zorluklar çekmiştik. Büyük heveslerle kooperatife katılan pek çok insanımız, üyeliklerini terk edip gitmişlerdi. Ayrılıp gidenler bir yana, üye olmayan insanlar bile projeyi kötüleyip durdular. Evleri (at damı) diye kötüleyenler, (başımıza bela ettin) diye sızlanmalar arasında evleri paylaştığımız günlerde, 7 bina sahipsiz kalmıştı. Nihayet bir gayretle evlerimizi oturulur hale getirdiğimizde, site içi yol ve yeşil alanlarımızı bile kendimiz gerçekleştirmiştik.

1976 Yılında kullanmaya başladığımız sitemizin şehirle bağlantısı için ne otobüs vardı ve ne de dolmuş. 1984 Yılında, evinde telefon bile olmayan Belediye Başkanı olunca, PTT Genel Müdürü’nün sayesinde telefon şebekesine kavuşabilmiştik.

Kanalizasyonu ve de Denizli’de ilk defa elektrik ve telefon şebekesi yer altında olan sitemizin Camisini bile kendimiz inşa edip, imamını da kendimiz sağlamıştık. Zümrüt evler ve çevresi için bir okul yerini bile kooperatif olarak hazırlayıp bağışlamıştık, ama bu güne kadar bir ilkokulumuz olamamıştı. 5 Yıl kadar önce site sakinlerimizden Sayın Hulusi Kulaklı, eşi adına bu okulu yapmak istemişti. Dönemin valisine konuyu götürmüştük de, ilgilenmemişti bile. Sonradan öğrendiğime göre vali bir sebeple bana kızmış ve belki de bu yüzden komşumuzun adını taşıyacak okulumuzu yaptırtamamıştık.

Bu güne gelindiğinde, arsasını yıllar önce hazırladığımız yere 24 derslik bir Temel Eğitim Okulu inşaatı başlamış durumda. Okulu Milli Eğitim Müdürlüğü, Devlet imkânları ile inşa etmektedir. Keşke okulumuzu da bu güne kadar olduğu gibi, site sakinlerimizden birisi inşa ettirip, adını taşıyan bir okul olabilseydi ne kadar iyi olurdu diye düşünürüm.

Bağbaşı belediyelik olunca, Zümrüt evler sitesi ve çevresine, sitemiz sayesinde (Zümrüt Mahallesi) adını vermişlerdir. Camimiz 1984 yılında kadrolu imama kavuşmuş ve Müftülük de camimize (Zümrüt Camii) adını vermiştir. Dileğim ve arzum odur ki, 24 derslik Temel Eğitim Okuluna da, (Zümrüt Temel Eğitim Okulu) adı verilirse, bu güne kadar çekilen sıkıntılar unutulup gidecektir.
Her şeye rağmen, başta Valimiz Sayın Şükrü Kocatepe ve Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Mahmut Oğuz ile emeği geçen herkese sonsuz şükranlarımızı arz etmek boynumuzun borcudur. Sağ olsunlar. Nihayet bizim de okulumuz olacak ve Zümrüt Evler de bundan böyle, gerçek bir şehir mahallesi olmuş olacaktır. Çok, ama çok mutluyuz.

Not: Geçen haftaki (Hazreti Hamza’nın ölümü) adlı yazıma karşı (Ahmet) isimli okurum, olayda adı geçenin Hazreti Hanzala olduğunu belirtip düzeltmemi istiyor. Araştırdım, okurum haklıdır. O bilgiyi Medine’de rehberimizden öğrenmiştim. Yanlış hatırlıyor da olabilirim. Mucizevî o olay olmamış değil, kişiler farklıdır denebilir. Mukayese söz konusu değildir, sadece teselli vesilesi olarak algılanmalıdır. İlgisi dolayısıyla (Ahmet) kardeşime teşekkür ederim.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı