REKLAMI GEÇ

OSMANLICA’YA GERİ DÖNERSEK

12 Şubat 2015 Perşembe

08 Ocak 2015 günlü yazıma, (OSMANLICA GEREKLİ Mİ?) diye başlık atarak başlamıştım. O yazımın bir bölümünde, (Aslında başlı başına Osmanlıca diye bir dil var mı bilmiyorum.) demiştim. Devamla da, ilk Türk boylarında konuşulan dilin çeşitli etkiler altında değişimini vurgulayarak, (Asırlar içinde biraz dinî, biraz da özentilerle Türk dili Arapça, Farsça ve son dönemde de ağırlıklı olarak Fransızcadan eklenen kelime ve tabirlerle, Türkün konuşup anlayamayacağı bir dil haline getirilmiştir.) demiştim.

Osmanlıcadan maksat Arapça kökenli yazı tekniğiyse, bunun ne denli zor olduğunu kabul etmemizin gerekliliğini vurguladıktan sonra da, (Bu zorluk eğitim ve öğretime ne kadar çelme takacaktır diye düşünmemiz lazım. Latin alfabesine geçmeden önce Türk toplumunun okur-yazarlık oranı yüzde on dolaylarındaydı. Bugün bu oran, yüzde doksan sekizlere olaşmıştır denilebilir. Bu gelişmişliğin sebebi belli değil midir?) diye devam etmiştim. Bu arada kendi eğitim ve gelişmişliğimden de örnekler vererek, (bu günlere Latin alfabesi ile gelebildiğim için mutluyum. Türkçe ile hem okur hem yazarız, edebiyat da yaparız, felsefe de. Her şeyden önemlisi, her kesimden herkes birbiri ile rahatça anlaşabilir. Güzel Türkçemize dokunulmasın.) diyerek yazımı bitirmiştim.

Bütün bu düşüncelerimden anlatmak istediğim husus özetle şudur. Osmanlıca diye bir dilin olup olmadığı tartışılabilir. Ne var ki, Osmanlının ve bugün bazılarımızca gözde padişahlarımızdan, 33 yıl gibi rekor denebilecek bir süre iktidarda kalmış yüce Hakan II.Abdülhamit Han Hazretleri döneminden, bu düşüncemin açık kanıtları vardır. Yüz yıla yakın süredir Türk toplumu tarafından terk edilmiş ve hatta toplumun %99 bölümünce artık bilinmeyen Osmanlı dönemi konuşma tarzı ve dil bilimi, daha 1876’lı yıllarda terk edilmeye çalışıldığı görülüyor. Hem de örf ve adet olmaktan çok, bundan tam 129 yıl önce Osmanlı Devleti Ali’si tarafından terk edilmeye çalışılmıştır. İnternetten gelen bilgiye güvenemediğim için internetten gerçek bilgilere ulaşmaya çalıştım. İnternetten gelen bilgi aynen şöyleydi:

KANUNİ ESASİ
Kabul tarihi 7 Zilhicce 1293
(23 Aralık 1876)
Düstur. Birinci tertip, Cilt 4, s.1-40
Madde 18.- Tebaai Osmaniyenin hidematı Devlette istihdam olunmak için devletin lisanı resmisi olan Türkçeyi bilmeleri şarttır.

İnternete başvurarak yaptığım tespitlere göre 1876 Kanuni Esasisi’nin (Anayasanın) kopyası da aynen şöyledir:

Madde 18.- Tebaai Osmaniyenin hidematı Devlette istihdam olunmak için devletin lisanı resmisi olan Türkçeyi bilmeleri şarttır diyor. Demek ki iletiden gelen bilgi yanlış değilmiş. Bu Anayasa, çok özel bir komisyon tarafından Avrupa anayasaları örnek alınarak, bizim örf adet ve dinî vecibelerimize uygun hale getirilip, Padişah II. Abdülhamit Han’ın iradei şahanelerine mazhar olmuştur. (onaylanmıştır.) Bu anayasanın pek çok yerinde Türkçenin esas alınması hep vurgulanmış, ancak Osmanlıca diye bir ifade hiçbir şekilde yer almamıştır. Demek oluyor ki Türk’e has olan Türkçe 1876 anayasası ile bugünkü Türkçeye temel alınmıştır. Bugün yüz yıl önceki gerilere gidip, Milli Eğitimimize Osmanlıca diye bir dilin girmesine yol açmak, zaten çalkantılar içindeki eğitim sistemimizi daha çok kargaşa içine atacaktır. Milletin özünü teşkil eden Türk toplumuyla özdeşleşmiş Türkçe ile daha fazla oynanmak yararlı değil, zararlı olacaktır diye düşünürüm.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

süleyman çakır   -  Bağlantı 12 Şubat 2015, 12:17

Osmanlıca Türkçesi çok zengin bir Türkçe ve mutlaka çocuklarımıza öğretmeliyiz.Osmanlıca zaten türkçedir.farklı bir dil değildir.sizin dediğiniz gibi de o alfabe zor ve karmaşık değildir.
Geçmişimizi ve coğrafyamızı Osmanlıca ile anlayabiliriz.

mehmet ali SAHİN   -  Bağlantı 12 Şubat 2015, 10:59

10 15 YIL İLERİYİ GÖRÜYORUZ DİYENLER CUMHURİYETİMİZİ 100 YIL GERİYE GÖTÜRMEK İSTİYORLAR ZİYA ABİ GİBİLERİN ÇOĞALIP GERİYE GİTMEMİZİ ENGELLEYELİM

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı