REKLAMI GEÇ

20 KURUŞA DİN SATILMAZ

Çoğu zaman konuştuklarımızda, sohbetlerimizde birileri din konusunda anlatmaya başlayınca, “Dini siyasete alet etmeyin. Uzmanı olmadığınız bir konuda ahkam kesmeyiniz” diye tepki gösterirdim. Çünkü din, öyle her önüne gelenin konuşabileceği bir konu değildir. Uzmanlık ister. Dinin vecibeleri ve şartları konusunda ağzınızdan çıkacak her kelime sizi bağladığı gibi, insanların inanç duygularını etkilediği için yanlış bilginin insanları dinden ettiğini söyler dururum. Ancak son yıllarda “Din elden gidiyor”…

/ DENİZLİHABER / 16 Ekim 2009 Cuma, 10:47

Çoğu zaman konuştuklarımızda, sohbetlerimizde birileri din konusunda anlatmaya başlayınca, “Dini siyasete alet etmeyin. Uzmanı olmadığınız bir konuda ahkam kesmeyiniz” diye tepki gösterirdim. Çünkü din, öyle her önüne gelenin konuşabileceği bir konu değildir. Uzmanlık ister. Dinin vecibeleri ve şartları konusunda ağzınızdan çıkacak her kelime sizi bağladığı gibi, insanların inanç duygularını etkilediği için yanlış bilginin insanları dinden ettiğini söyler dururum.
Ancak son yıllarda “Din elden gidiyor” diye bağıranların çoğunluğuna bakıyorsunuz, provakatör olmayı aşmış ve bir siyasi partinin idolü olarak karşımıza çıkıyorlar. Ve utanmadan, insanların ne tepki göstereceklerine aldırmadan “ahkam” kesmek yerine, “Fetva” veriyorlar. Ne de olsa, din partilerinin tekeli altına girdi ya; onlar konuşmayacak da kim konuşacak…
Daha önceki yazılarımda da bu konuda çok şeyler yazdım. Başörtüsünün son yıllarda artık “Allah’ın emri” olarak değil, bir siyasi simge olarak çoğaldığını ve hızla artmaya başladığını; hatta ve hatta 4×4 tabir edilen jeepler de bile başörtülü genç kızların, bayanların trafik kurallarını hiçe sayarak cirit attığını yazmıştım.
Yine, bakıyorsunuz Müslüman geçinen bazıları, sana bana haramdan bahsediyor, dinin güzelliklerinden dem vuruyor. Ama faiz alıyor, kendisinin yaptığı her şeyin mübah olduğuna karar veriyor. Yaptığı hiçbir şeyde Allah korkusunu gözetmiyor.
Düne kadar hiç sesi çıkmayan bu kesim, bir partinin iktidarı ile birlikte zenginliğin verdiği şaşalı ve tantanalı hayatı siyasetle birlikte o kadar güzel kullanmaya başladılar ki, “Öyle bir zaman gelecek ki, camiler süslü olacak ama cemaat kalmayacak. İnsanlar depdebeli yaşayacak ama Islamı unutacaklar” mealindeki Hadis-i Şerife uymaya başladılar. Yani, Ahir Zaman dediğimiz şu zamanda insanlar artık Allah’ın emri olarak değil, günümüzün siyasi şartlarının getirdiği lüzum üzerine hareket etmeye başladılar. Bu korkunç gidişin sonu (Allah göstermesin) Lüt kavminin helakı gibi olmasın. Çünkü onlar da, böyle yaşamışlardı.
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım çok güzel bir mail gönderdi. Aşağıda yayınladığım bu güzel hikayeyi okuyunca, yukarda yazdığım konular aklıma geldi.
Bakın hikaye nasıl, “Londra’daki caminin yeni imamı şehre gitmek için hep aynı otobüse biniyor ve çoğu zaman aynı şoföre rastlıyormuş.
Bir gün, bilet alırken şoför yanlışlıkla 20 “kuruş” fazla vermiş. İmam yanlışlığı oturunca, parasını sayınca fark etmiş. Kendi kendine düşünmüş “20 kuruşu geri versem mi şoföre?”… Ama içinden bir ses diyormuş ki “çok küçük bir para ve şoförün zaten umurunda da değil. Otobüs şirketine 20 kuruş ne fark eder?. Bu parayı Allahtan gelen bir hediye gibi… düşünebilirim”
İneceği durağa gelince, imam kalkmış ve fikrini değiştirmiş, inmeden önce şoförün yanına gitmiş, 20 kuruşu geri vermiş ve demiş ki : “paranın üstünü fazla verdiniz.”
Şoför gülümsemiş ve demiş ki : “Siz camiinin yeni imamısınız değil mi? Aslında uzun zamandır sizi ziyaret etmek istiyordum caminizde, İslam’ı öğrenmek için ve bilerek size fazla para verdim nasıl tepki vereceğinizi görmek istedim.”
İmam inerken nerdeyse bacaklarını hissetmiyormuş, yere yığılacakmış-casına bir direğe tutunmuş ve kendine gelmeye çalışmış, gözlerinden yaşlar dökülerek gökyüzüne bakmış ve demiş ki:
“Allah’ım az daha İslam’ı 20 kuruşa satıyordum!”
Yorumu siz değerli okuyucularıma bırakıyorum. Ama hiçbir kimse, hikayedeki imam gibi düşünmedikten sonra, “Din elden gidiyor” teranalarını konuşmasın, ahkam kesmesin.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı