REKLAMI GEÇ

Alaattin halkı taş ocağına karşı ayaklandı

Alaattin halkı taş ocağına karşı ayaklandı

Acıpayam’ın Alaattin Mahallesi’nde faaliyetini sürdüren taş ocağı ve beton santralinin çevresindeki 1000 dönümlük alanın 21 yıllığına kiralanması vatandaşları ayağa kaldırdı.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 11 Temmuz 2019 Perşembe, 13:57

Taş ocağına ve doğayı katledeceğini ileri sürdükleri kiralamaya tepki gösteren vatandaşlar Alaattin Mahallesi’nde bir araya geldi.

Basın toplantısı düzenleyen köylülere CHP de destek verdi. Toplantıya bölgede etkili olan doğal yaşam ve çevre derneklerinin temsilcilerinin yanı sıra CHP İl Başkanı Mahir Akbaba da katıldı.

Alaattin Mahallesi sakinleri adına basın açıklamasını Osman Can okudu. Çataldere mevkiinde bulunan taşocağı ve beton santralinin çevresindeki 1000 dönümlük alanın 21 yıllığına kiralandığını belirten Can, işletmenin yapacağı çalışmalarla yeşil alanın tamamen kaybolacağını öne sürdü.

Can, “Alaattin Mahallesi’nde taşocağı ve beton santralinin çevresindeki 1000 dönümlük arazi 21 yıllığına kiralanarak işletmeye açılmak isteniyor. Faaliyet gösteren ve yeniden işletme talebinde bulunan şirket 2012 yılında faaliyete başladı ve 5 yıllık süre ile izin aldı. İşletme süresi 2017 yılında doldu. Buna rağmen şirket çalışmalarına devam etti” dedi.

Bu yörenin Alaattin’in can damarı olduğunu belirten Osman Can, önemli tarım alanlarının bulunduğunu kaydetti. Yöreye ve Alaattin’e özel “Akyaka armudu”nun endemik bir meyve olduğunu hatırlatan Can, “Son yıllarda yörede armut, elma, badem, ceviz, üzüm, kiraz üreteme çoğalmaktadır. Tıbbi aromatik bitki ve bilhassa lavanta tarımı da yakın gelecekte bu bölgede geliştirilmeye ve yaygınlaştırılmaya çalışılan önemli katma değer yaratacak bir tarımsal faaliyet olacaktır. Velhasıl bu bölge, Alaattin halkı tarafından özel bir tarım alanı olarak gelişeceği öngörülmekte ve planlamaktadır. Alaattin Tarımsal Sulama Kooperatifinin su kuyularından biri söz konusu sahanın dibindedir. Bölgenin yakınına kadar tarımsal sulama sistemi kurulmuştur. Bölgede sulu tarım olanakları mevcuttur” dedi.

ÇED dosyasında da belirtildiği üzere tesisin 21 yıl, günde iki vardiya çalışacağını dile getiren Can, “Çalışma alanı bin dekar, rezerv derinliği 30 metre. Yani 21 yıl süreyle çevre rahatsız edilecek. Telafisi mümkün olmayan hasarlar oluşturacak ve sonuçta bin dönüm yüzey alanlı ve 30 m derinliğinde çirkin bir oyuk bırakacaktır!” diye konuştu.

Bölgenin Alaattin ve Yassıhöyük halkının özellikle küçükbaş hayvancılık için kullandığı önemli alanlardan biri olduğunu da vurgulayan Can, “Bu madencilik faaliyeti ile ruhsat sahasından onlarca kat daha fazla alan hayvancılık için de elverişsiz hale gelecektir. Bölgede daha önceki yıllarda kurulan ağıllar mevcut işletmeden olumsuz etkilenerek kullanılamaz hale gelmiştir. Söz konusu madencilik faaliyeti nedeniyle şu anda küçükbaş hayvancılık olumsuz etkilenmiştir” dedi.

ÇED raporunun baştan sona yanlış, tutarsız ve yanıltıcı bilgiler ile her şeye rağmen madencilik yapılmasını sağlamak amaçlı hazırlanan derleme bir rapor olduğunu öne süren Osman Can, “Jeolojik ve hidrojeolojik bilgiler de tutarsızlıklarla doludur. Bir yerde 300 metre derinlikte su bulunmadığı belirtilirken, bir başka kesit çizimde 200 metre dolaylarında su seviyesi işaretlenmiştir. Her şeyden öte mevcut tesisin ayakucu kadar yakınındaki Alaattin Sulama Kooperatifi’nin su kuyusundan hiç bahsedilmemektedir.

Sonuç olarak bu işletmeye izin verilmesi durumunda Alaattin ve Yassıhöyük Ovası’nda yapılan tarım büyük zarar görecektir. Küçükbaş hayvancılık çok olumsuz etkilenecektir. Bölgede ürün kalitesi ilk yıllarda hızlıca düşecek birkaç yıl içinde de çok geniş bir alanda tarım yapılamaz duruma gelinecektir. Doğal çevre tahrip edilecek, tarım alanları çoraklaştırılacak, kullanılamaz duruma getirilecek, yeni tarım ve turizm potansiyelini sonlandıracaktır. Yaban hayatı sona erecek bölgeye has keklik, tavşan ve güvercin, bıldırcın yaşam alanı tükenecektir” dedi.

Tüm bu gerekçelerle ÇED raporuna ve karara itiraz ettiklerini belirten Can, ÇED raporunun ve alınan kararın iptal edilmesini istedi. Can, “Hızla sahada rehabilitasyon çalışması yapılmalı, bölge boşaltılmalıdır. Mevcut işletmenin bu güne kadar doğal çevre ve tarımsal faaliyetlerimiz dahil her türlü kişisel ve kamusal zararlara ilişkin tazmin ve ruhsat iptali talebi hakkımızı saklı tutmaktayız. İlgili itirazlarımızın dikkate alınmaması durumunda doğal çevremizin ve değerli tarım alanlarımızın korunması için her türlü hak ve hukuk mücadelesi vereceğimizi de belirtmek istiyoruz” dedi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı