REKLAMI GEÇ

BAŞBAKAN’I DİNLEMEK VE SEYRETMEK

Cuma günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı ilimizde dinleme ve seyretme imkanı buldum. Yağmurlu havaya rağmen büyük bir kalabalık kitle, Başbakanı benim gibi dinleme imkanı buldu. Ancak, bana geçmiş yıllara nazaran coşku biraz gitmiş gibi geldi. Ön sıralardaki bazı gurupların coşturma gayretleri aslında yeterliydi. Onbinlerce insanı aynı anda bağırtmak o alanın eko sistemini bozmak demekti. AKP bunu yapmadı. Miting alanı AKP tarafından çok iyi donatılmıştı….

/ DENİZLİHABER / 14 Mayıs 2011 Cumartesi, 15:49

Cuma günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı ilimizde dinleme ve seyretme imkanı buldum. Yağmurlu havaya rağmen büyük bir kalabalık kitle, Başbakanı benim gibi dinleme imkanı buldu. Ancak, bana geçmiş yıllara nazaran coşku biraz gitmiş gibi geldi. Ön sıralardaki bazı gurupların coşturma gayretleri aslında yeterliydi. Onbinlerce insanı aynı anda bağırtmak o alanın eko sistemini bozmak demekti. AKP bunu yapmadı.

Miting alanı AKP tarafından çok iyi donatılmıştı. Özellikle “Ergenekonculara oy moy yok” pankartı büyük ilgi çekti ama, sanırım AKP’liler de Cihaner’in yürüyüşüne ilimizden dur diyemeyecekler gibi. Denizli halkının bağrına bastığı Savcı İlhan Cihaner, ilimizden gider mi bilmem ama, ithal aday ilgisi yerine, Denizlili bir aday muamelesi görüyor.

Vücut dilini iyini kullanan ve zaten hitabı da kuvvetli olan Başbakan Erdoğan, miting alanını dolduran insanları coşturmasını iyi biliyor. Yıllar önce geldiği bütün konuşmalarında söz verdiği büyükşehir meselesini bu kez kesin dille söz verdi. Haritasının genişletildiğini, sınırlarının eskiye nazaran büyütüldüğünü açıkladı. Gerçi, kalabalık içinde büyükşehir meselesini -ısıtılan konu- olarak homurdananlar vardı ama, olsun. Başbakan 18. kez söz verdi. Bakarsın günün birinde verdiği bu sözü tutar. O diğer liderler gibi verdiği sözü unutanlardan değil.

Kriz bizim ilimizi teğet geçmedi. Başbakan sonunda bunu anladı. Ve ekonomik değerler üzerinden de umut verdi. Artık Denizli AKP’nin 3. Dönem iktidarında hak ettiğini alacak konuma geldi. AKP iktidarının ilimizde elbette yatırımları var. Özellikle konut alanındaki yatırımlarını unutmamak gerekir. Ama ne yazık ki, kapanan fabrikalardan, köylerine dönen, icralık olan işçilerden bahsetmedi. Kahrından yataklara düşen işverenlerden, intihar eden iş adamlarından hiç bahsetmedi. Kendi yağı ile kavrulan bir ilin, krizden sonra çöküşünden bahsetmedi.
Ama olsun, yıllardır atıl bir şekilde bitirilmeyi bekleyen pek çok proje AKP döneminde bitirildi. Elbette Başbakan’ın bunları “Biz yaptık” diye sahiplenmesi normal. Çünkü AKP iktidar olmasaydı bunlar bitirilemeyecekti. Alt yapı ve üst yapı meselesi hallolmayacaktı. Bunlar az şey değildir. Denizli halkı çile çekiyor ama, gelecek 50 yılın projelerini ise bitirmek üzere. Evlatlarımız, onların evlatları çok çok rahat edecekler. Biz Başbakan Erdoğan’ın söylemleri içindeki bu sırrı anlamıyoruz.

Konuşma kurgusunu CHP lideri Kılıçdaroğlu üzerine kuran,ve -ilimizde MHP’nin durumunun iyi olduğu kulağına fısıldanmış olmalı ki- muhalefetin durumu canını sıkmış olmalı ki; büyük kalabalığı görünce yine söylediklerindeki tutarlılıkta kayboldu. Sertleşti. Seçim atmosferi olduğu için, bize bu tür söylemler şifa gibi geliyor. Ama ne yazık ki, kişiler üzerine kurgulanan konuşmalar pek alkış almıyor.
Zaman zaman gafları da oldu. Söz verildiği halde yapılmayan şeyleri yapılmış gibi anlattı. Hatta, Zonguldak’da üniversite 1992 yılında kurulmasına rağmen, “biz kurduk” gafı gibi birkaç sözü oldu ama, olsun. Denizli Başbakan’ı seviyor. O’da bizim insanlarımızı seviyor.

Yalnız bu miting bana 57. Hükümetin seçime gittiği 2002 yılındaki DSP’nin coşkulu mitingini hatırlattı. Demokrasi meydanındaki DSP mitingi, o zamana kadar yapılan mitinglerin en kalabalığı idi. Demokrasi meydanında adım atılacak yer yoktu diyebilirim.
Merhum Bülent Ecevit coşkun kalabalığa hitap ederken, neredeyse en keskin ve en sert söylemlerle rakiplerine yüklendi. Yine, MHP mitingi de DSP’ninkini aratmayacak nitelikte idi.
Ama o coşkulu kalabalıklar miting meydanlarında dinledikleri Mehmet Ağar, Bülent Ecevit ve Devlet Bahçeli’ye öyle bir tokat vurdu ki, üçü de kalabalıkları peşinden sürüklemesine rağmen barajın altında kaldılar.
Korkum odur ki, bu coşkulu kalabalık AKP’yi ilimizden saf dışı etmesin..
Maazallah o zaman neler olur bilemiyorum…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı