REKLAMI GEÇ

BIÇAK KEMİĞE DAYANDI

Önceki gün yine 24 şehit verdik. Kınalı kuzular, anaların canları kara toprağa genç yaşta, bu vatana doyamadan, hayatlarının baharında girdiler. Kimisi ardında nişanlı, kimisi dul eş, kimisi minik yavrular, ama hepsi de yüreği yangın aileler bırakarak gittiler. Allah’ın vaat ettiği “Cennetlik” mertebesine eriştiler. 30 yıllık terör belasında en çok son senelerde bu kadar çok, bu kadar toplu kurban verdik. Son 8 yılda verdiğimiz şehit…

/ DENİZLİHABER / 20 Ekim 2011 Perşembe, 15:06

Önceki gün yine 24 şehit verdik. Kınalı kuzular, anaların canları kara toprağa genç yaşta, bu vatana doyamadan, hayatlarının baharında girdiler. Kimisi ardında nişanlı, kimisi dul eş, kimisi minik yavrular, ama hepsi de yüreği yangın aileler bırakarak gittiler. Allah’ın vaat ettiği “Cennetlik” mertebesine eriştiler.

30 yıllık terör belasında en çok son senelerde bu kadar çok, bu kadar toplu kurban verdik. Son 8 yılda verdiğimiz şehit sayısı 900 oldu. Yani, memleketi güllük gülistanlık gösteren, 57. Hükümetin aldığı ekonomik tedbirlerle bugünlere kadar gelebilen, ancak ekonomik krizin dünyayı kasıp kavurması ile ekonomik kriz kıskacına girildiği için peş peşe zam yaparak açıklarını kapatmaya çalışan, iş yapmadığı halde, yapıyormuş gibi propagandalar ile iktidarda kalabilen AKP hükümeti’nin “açılım” sevdasının faturası bize ağır oldu.

Ve biz, bunca kara toprağa giren gençlerimizin ardından sadece konuşuyoruz. “Dik durmalıyız”, “Terör bizi ayıramaz”, “Sağduyulu olalım” gibi açıklamalar artık Türk halkının gönlünde yer bulmuyor. Bir başka ifade ile, artık Türk Millet’i bu acıların son bulması için harekete geçilmesini istiyor.

Yıllardır hükümet tarafından bir türlü verilmeyen kara harekatının, sınır ötesi harekatının top yekün yapılmasını istiyor. Malum gazete ve medyaların her şehit haberinin ardından askeri suçlayan yorumlar yapması yerine, “terör konusunda neler yapılabilir” kabilinden yapıcı ve birleştirici yorumlar yapmasını istiyor.
Kısacası; iktidar olanların konuşmak yerine, harekete geçmesini istiyor. Sönen ocakların son bulmasını, ağlayan anaların göz yaşlarının dinmesini arzu ediyor.

Son şehitlerimizden Piyade Çavuş Yunus Yılmaz’ın Babası Hasan Yılmaz “Başbakan bize dik durun diyor ama, bu acı ile nasıl dik duralım” diyor. Oğlunun ayakları üşümesin diye, bot gönderdiğini, oğlunun fakir olan arkadaşı içinde bot istediğini anlatıyor. Ve O’nun anlattıkları kor gibi yüreklere düşerken, ağlamamak elde değil. İnsan olanın yüreğinde burukluk olmaması elde değil.

Bütün bunlar karşısında, azıcık yüreği olanın “acı” duyması yetmez! İnsan olanın, bu acılar karşısında kahrolması gerekir, Tıpkı önceki günkü Teröre lanet” mitinginde göz yaşı döken Denizlililer gibi…
Öyle vaaz verirken, kamaraları görünce Timsah göz yaşı dökmek olmaz! Hakikaten kalpten gelerek, bu vatanın evlatları için ağlamak gerek!

Dün…
PKK’lılara operasyon yapılıyor diye, “kayıp anneleri” denilen Güneydoğulu bazı kadınların dağlara çıkarak canlı siper olmasını, BDP ve onun gibi bazı siyasi partilerin şehitlerimizin geldiği günde ortalardan kaybolmasını, PKK güruhuna “terörist” diyememelerini artık anlamak gerek…

Diyarbakır başta olmak üzere, terör belasının vurduğu şehirlerde baskı ve işkence altında kepenk kapatmak zorunda kalan esnafların, evlerinden dışarı çıkamayan kürt kardeşlerimizin feryatlarını hükümetin duyması gerek…

Kısaca…
Bunca vatan evladının şehit olmasını önlemek için; açılımlar, demokrasi, barış, kardeşlik söylemlerinin bir kenara bırakılarak; teröristlerin ve onlara yataklık eden yandaşlarının, bizim paramızla, bizim ekmeğimizle, bizim vatanımızda bize kurşun sıkanların ve onların siyasi uzantılarının artık yaptıklarına “dur” demek gerek…
Yanıyor… Yüreğim yanıyor…

Hayatlarının baharında kara toprağa giren, analarını, eşlerini, yavuklularını çocuklarını gözü yaşlı, acı içinde geride bırakan, Cennetlik evlatlarımıza Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve Türk Milleti’ne başsağlığı diliyorum…
Ne mutlu Türküm diyene…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı