BU NE İŞTİR ?

AKP Hükümeti, her konuda geçmişi silerek “biz yaptık” mantığı içersinde hareket ederek, bütün değerleri, bildiklerimizi alt üst ederek, hem kafamızı karıştırdı, hem de “dur bakalım, altından neler çıkacak” gibilerinden beklentilere girmemize sebep oldu.

Önce sağlık meselesinde kafalar karıştı. Tam gün yasası, dışarıdan ithal doktor getirilecek olması vs. gibi konularda halkımız hala karmakarışık düşünceler içersinde bulunuyor. PKK ve terör konuları ile Kürt açılımı maçılımı olaylarını saymıyorum bile.

Ama en çok da, kafaların karıştığı konu Milli Eğitim konusunda oldu. Sosyal Devlet anlayışı içersinde önce ders kitaplarını dağıttılar. Kitapların ilk sayfalarında çarşaf çarşaf kuşe kağıtlara milletin parası ile basılmış, AKP’nin siyasi propagandasını yapan ders kitapları ile vatandaşın gözü boyandı. Vatandaş, “bu hayat pahalılığında birde çocukların ders kitapları ile uğraşıyorduk. Bazen bulamıyorduk, bazen paramız olmadığı için alamıyorduk. Şimdi biraz rahatladık.” Diyerek, birkaç senedir AKP’ye “Allah razı olsun” demeye başlamıştı.
Zaten, insanlar içinde en güzeli bir hayır duası almak değil midir? Bizim halkımızda da hayır duası bol bol var. Ama az karışık bir dua bu..

Şimdi, AKP hükümeti tarafından hem öğrencilere hem de ailenin bütçesine yönelik olarak, sosyal devlet anlayışı içersinde dağıtılan ders kitapları ne yazık ki, İngilizce öğretmenleri tarafından delindi. Artık İngilizce öğretmenleri, hükümet tarafından verilmiş olan ders kitaplarının müfredatına uymayarak, yeni bir müfredat hazırladı. Ders kitaplarını bile kendileri aldırıyorlar.
Yabancı dil olunca, haliyle kitapları da pahalı oluyor. Gerçi, öğretmenler sağolsun çocuklardan para toplayarak ucuza getirmeye çalışıyorlar ama; bu canına yandığım yabancı dil kitapları kaç para ki, öğrencilerden en az 20 TL. para alınıyor.

Henüz ders yılının başındayız. Niçin bu müfredat veya program zamanında hazırlanmaz, ders kitapları ona göre basılarak dağıtılmaz anlamıyorum. Ya da, basılmış ders kitapları varken, niçin yeni ders kitabı aldırılır, anlamak mümkün değil.
Bu milletin parasına yazık değil mi? Bunca kitap bastırılıyor, sonra da “müfredat değişti. Şu kitabını alın” denilerek kitaplar çöpe atılıyor. Bu israf, ha bizden çıkmış. Ha devletin kasasından çıkmış. Fark eden bir şey var mı?

Devlet kitapları veriyor da, bunların defterleri ve kalemleri bu kez kitap paralarını da içine alacak şekilde pahalılandı. Ya da, öğretmenlerimiz, normal defterler dururken, “İlle de kareli harita metod, büyük boy resim defteri, normal boya kalemleri yerine, Gobyaj Boya olarak bilinen biraz daha pahalı cinsi boya kalemlerini “ tercih ediyorlar.
Haliyle, vatandaş bir yerden maddi sıkıntıyı atarken, diğer yandan maddi sıkıntıya giriyor. Anlayacağınız ders kitaplarını hükümetin vermesi bile bizim cebimizden para çıkmasını önleyemiyor.

Yıllardır ders kitaplarını hükümetin vermesine alışan halkımız, benim gibi şaşkın.
Çocuklar, “Baba, anne Ders kitabı alacağız. Şu kadar para ver” dediklerinde veliler, “Yavrum, kitapları devlet veriyor ya! Ne kitabı bu?” diye sormaktan kendini alamıyor.
Haliyle, Veli çocuğunun yalan söylediğini sanıyor, öğrenci de yalancı konumuna düşmekten utanıyor, derdini anlatmaktan aciz duruma düşüyor.

Anlayacağınız, Milli Eğitim sistemimizdeki ders kitaplarından Atatürk ilke ve inkılaplarının kaldırılması, andımızın okunmaması gibi olaylar şöyle dursun; ebeveyn ile çocuklar arasına soğukluk girmeye başladı.
Bence, öncelikle Milli Eğitim sistemindeki bu yanlışı düzeltmeli. Okul yönetimi, çocuklardan ders kitabı parası isteyeceğine, önce velileri çağırmalı. Durumu anlatmalıdır.
Yoksa, ailenin temeline küçük anlaşmazlıklar yüzünden dinamit sokulacak….