REKLAMI GEÇ

BUNLAR ÜLKÜCÜ MÜ?

Son zamanlarda Ergenekon ile birlikte hayatımıza giren kaset ve ses kayıtları skandalının son halkası MHP için yaşanmaya başlandı. Bugüne kadar yayınlayan kasetlerin içinde belki de en açık ve en rezilİ olan kasetler, MHP genel başkan yardımcılarının yaşantılarını da ortaya koymuş oldu. Gerçi, AKP’li birkaç milletvekili ve belediye başkanlarının ikinci veya üçüncü eşleri konusunda haber duymuştuk. Ama onları eleştiren ve kadın hakları konusunda hassas davranmaya…

/ DENİZLİHABER / 17 Mayıs 2011 Salı, 21:23

Son zamanlarda Ergenekon ile birlikte hayatımıza giren kaset ve ses kayıtları skandalının son halkası MHP için yaşanmaya başlandı. Bugüne kadar yayınlayan kasetlerin içinde belki de en açık ve en rezilİ olan kasetler, MHP genel başkan yardımcılarının yaşantılarını da ortaya koymuş oldu.

Gerçi, AKP’li birkaç milletvekili ve belediye başkanlarının ikinci veya üçüncü eşleri konusunda haber duymuştuk. Ama onları eleştiren ve kadın hakları konusunda hassas davranmaya çalışan MHP’de böylesine pornografik kasetlerin ve Türk halkına hakaret eden konuşmaları içeren kasetlerin ortaya çıkması, Türk siyasetinin nerelere geldiğinin göstergesi açıdan bir ibret vesikasıdır.

Ne hazindir ki, Deniz Baykal olayını mitinglerinde konuşan Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, MHP’lilerin de kasetlerini konuşmaya ve bunlar üzerinden siyaset yapmaya çalışıyor. Oysa, kasetlerin “çıkış noktası neresi, kimler çıkardı” bunları ortaya çıkarmak hükümetin işi olması gerekir. Çünkü illegal yollarla yayımlanan bu kasetlerin yayınlanması suç teşkil ediyor. Ve bu da, hükümetin, savcıların görev alanına giriyor. Ama ne yazık ki bizde, bu tür ahlaksızca olaylar pirim yapmaya başladı.

Olayın bir de perde arkası var.
“Ülkücü” olan ve “Ülkücüyüm” diyen hiçbir kimse, davasını ve onun kuruluşlarını hiçbir zaman böylesine hayasızca, ahlaksızca tehdit eden, küçük düşüren bir olayın içinde olamaz. Olmadıkları gibi bu tür olayların karşısında tavır takınır. Ülkücü tavrı bu gibi durumlarda ortaya çıkmalıdır. Hesaplaşma ise ya kurultayda, ya da seçim atmosferinin olmadığı zamanlarda olmalıdır.

Ülkücülük tektir. Ben ülkücülüğün partiler üstü, siyaset üstü gibi safsatalarına inanmıyorum. Kimsede inanmıyor. MHP haricindeki siyasi arenalarda tatmin olmaya çalışan insanların uydurdukları bu apoletler ve ayrılıklar, işte sonunda insanları “uyduruk ülkücülük” kisvelerinin ortaya çıkmasına kadar götürdü.
Bu kasetleri internet ortamında yayımlayan “farklı ülkücülerin” dürüst olduklarına, diğer siyasi kuruluşlar ile işbirliği içinde olmadığına kim garanti veriyor? Ya da, bunlar kimler ki, ülkücü olduklarını savunuyorlar ? Bir dava böyle kurtarılmaz. Bir dava böyle rencide edilemez!

Seçimlerin tam ortasında, oy potansiyelinin yükselmeye, iktidar partisinin ise çok büyük kan kaybetmeye başladığı ortamlarda, bu tür olaylar ile partisini yaralayan, kurmaylarını rezil rüsva eden kişilerin ülkücü olması beklenilemez! Bu tür olayları seçim atmosferlerinde “fırsat ganimet” bilerek yapanların Ülkücü tavır ile bir ilgilerinin bulunduğunu sanmıyorum. Çünkü Ülkücüler, böyle bir olay olsa bile, bunun hesabını böylesine alçakça sormazlar. Böylesine ortamlarda düşmanlarının veya rakiplerinin eline ucuz fırsatlar vermezler, veremezler. Verirlerse, onların ülkücülüklerinden şüphe etmek gerekir.

Hatırlar mısınız? Referandum döneminde “eski Ülkücü” apoletli bazıları, iktidar partisinden nemalanmak için televizyonlarda boy gösterdiler. Bir zamanlar omuz omuza mücadele ettikleri arkadaşlarını siyaset uğruna yerden yere vurdular. Etkili oldular da. Ve Türk Halkı, gözleri önünde yaşanan bu olaylara “Ülkücüler bunlar mı? Bu vatanı kurtaracak olanlar bunlar mı? Biz zaten, bunların kavgacı olduklarını biliyorduk” diyerek, ayıpladı.
Ne oldu sonra?
Davalarını yaralayan bu “eski ülkücü” apoletliler, AKP’den milletvekili beklentisi içine girdiler. Ama hiçbirisi aday gösterilmedi. O “eski Ülkücüler” kullanıldıklarını anlayarak köşelerine çekildiler. Olan savundukları davalarının yara alması oldu.

Bu olaya üzüldüm ama, Başbuğ Alparslan Türkeş’in yetiştirdiği dava adamlarının böylesine birbirine girmelerine ve dava lokomotifi MHP’nin böylesine cezalandırılmasına kahroldum…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı