REKLAMI GEÇ

NEREDESİNİZ BEYLER?

Geçtiğimiz hafta Demokrat Parti’de büyük bir heyecan vardı. Hem il başkanlığı geçmiş yılların izlerini taşıyan icralık olayından kurtuldu, hem de DP’nin kurmayları, gerçek sahipleri diyebileceğimiz insanların bir araya gelmesinin heyecanı yaşandı. Aylar sonra DP’nin basın mensuplarından ve partili insanlarından oturacak yer bulunmayan toplantı salonu, geçmişe özlem duyarcasına hareketli, canlı ve kalabalık bir partili gurubunu ağırladı. İğne atsan yere düşmeyecek misali bir gün yaşadı Demokrat…

/ DENİZLİHABER / 19 Nisan 2011 Salı, 14:13

Geçtiğimiz hafta Demokrat Parti’de büyük bir heyecan vardı. Hem il başkanlığı geçmiş yılların izlerini taşıyan icralık olayından kurtuldu, hem de DP’nin kurmayları, gerçek sahipleri diyebileceğimiz insanların bir araya gelmesinin heyecanı yaşandı. Aylar sonra DP’nin basın mensuplarından ve partili insanlarından oturacak yer bulunmayan toplantı salonu, geçmişe özlem duyarcasına hareketli, canlı ve kalabalık bir partili gurubunu ağırladı.

İğne atsan yere düşmeyecek misali bir gün yaşadı Demokrat Parti…

Kimler mi yoktu? Ali Aygören, Zafer Bakırsoy , Zekariya Er, Mehmet Gözlükaya gibi isimler yoktu ama, Mehmet Köse, Aşkın Çelik, İsmail Ağar, Abdi Baklan, Osman Berber ve partiye gönül vermiş bayanlar oradaydı.. Tabi ki, yıllarını DYP ve DP içinde geçirmiş, bu partiden 4 dönemdir belediye başkanı olmuş ve halen başkanlığını sürdüren İsabey Belediye Başkanı Mehmet Öztürk’ü unutmamak gerekir. Bir de, DYP misyonunun öncülerinden duayen siyasetçi Aslan Özsoy’u anmadan geçmek olmaz. Değerli üstad DP’nin seçim komisyonu başkanlığını üstlenmiş. Hayırlı olsun.
Yani, Demokrat Parti misyonunu kalbinde taşıyan, küçük bir kımıldama ile heyecan duyan partililer oradaydı. Diğerleri, gelip geçici bir rüzgarın kayalardan tozları temizlemesi gibi yoktular.

DP’nin BTP ile yaptığı seçim ittifakının ilk sıra adayı olan İsmail Ağar, yenice il Başkanlığına atanan Uğur Kenter ve Merkez İlçe Başkanlığına atanan Fatih Boya, partililer ile hasbihal ettiler. Onlarla önümüzdeki seçimlerde neler yapılabilir onları konuştular. Sürprizlere Denizli’nin hazır olması gerektiğine işaret ettiler.

Gönül isterdi ki, DP misyonundan Milletvekili olmuş, belediye başkanı olmuş, İl Genel Meclisi üyeliklerini işgal etmiş önemli şahsiyetler orada olmalıydı. Ama nice isimler yoktu. Şimdi burada onları tek tek saymak, “Bu parti size misyon verdi, bu parti size Denizli’de isim verdi. Makam verdi beyler! Borcunuzu ödeme zamanı geldi” demek yanlış olur. Çünkü onlar kendilerini bilseler de, siyasette güçlü olanın yanında olmaktan zevk aldıklarından bütün söylenenleri sineye çekiyorlar. Ama DP güçlense, partinin kapısından ilk onlar girer ve size yer bile kalmaz…

Ama 2002 yılından beri tozlanan o masalar ve sandalyeler, sahiplerini beklerken; bu kez gerçek misyon sahibi insanların oturmaları ile şenlendi. Ve basın mensupları da, DP’nin şu anki durumunu bilmesine rağmen toplantıya akın etmesi Denizli halkının beklentilerinin bir işareti gibiydi.

İşte bu düşünceler içersinde, Kamu görevinin ardından 20 yıldır DP misyonuna hizmet eden, kıl kadar başka siyasi görüşlere sapmayan İsmail Ağar ile sohbet ettik. Biraz hicivli, biraz coşkulu, biraz da gerçek payı olan konuşmalarında Ağar, “Biz Hacca gitmek için yola çıkan karınca misaliyiz. DP içinde ağalardan bize ancak sıra geldi.” Dedi.
İsmail Ağar, bu hicivli konuşması ile, yukarıda yazdığım önemli şahsiyetlerin nerede olduğunu sorgularken, bir yandan da AKP, CHP ve MHP’nin Demokrat Parti misyonunu, tabanını hiçe sayarak yanılgı içersine düştüklerini anlatmaya çalıştı.
Öyle ya…
Benim Babam DP’nin kuruluşundan itibaren, Rahmetli olana kadar hiç sapmadı. Bizler Ülkücüyüz. Sağ merkezdeki bütün insanların hemen hemen annesi, babası, ağabeyi bu misyon ile büyüdü. Bu misyon ile işini kazandı ve siyasi hayatını sürdürdü. Ve onların çocukları da MHP’yi, CHP’yi, AKP’yi bugün besliyor. Eğer, dönüşüm olursa; bu üç partinin hali nice olur?

Bugün; her üç gençten bir tanesini işi yok, İki memurdan bir tanesi icralık, köylü eskiden hasat zamanı evladını evlendirirdi, şimdi icra borcuna yetişemiyor.
Devlet hayvancılıkla geçimini temin edenlere tanesi 6 bin liradan büyük baş hayvan verdi. Şimdi o hayvanların değeri 3 bin lirayı geçmiyor. Süt para etmiyor. Üniversite kapılarında gençlerimiz sürünüyor. İthal öğretmen ve doktor peşinde olanların inadı yüzünden öğretmenlerin atamaları yapılmıyor. Yoksulluk aldı başını gidiyor.

Siz olsaydınız, bu durumda hala üç partiyi mi desteklerdiniz? Yoksa, size aş, iş veren atalarının hiç sapmadan takip ettikleri misyonumu desteklerdiniz?
İşte Cumartesi günkü Demokrat Parti toplantısı bana bunları düşündürdü…
Saygılarımla..

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı