REKLAMI GEÇ

SİYASET VE DÜRÜSTLÜK

Eskiler, “Politika yalan söyleme sanatıdır. Ne kadar güzel hitap edersen, o kadar başarılı olursun. Söyle, ne söylersen söyle. Ama güzel söyle” demişler. Halk arasında bizim siyasetimiz ve siyasetçilerimiz işte böyle bilinir. Ama son yıllarda, halkın karşısına çok sevilen, kişilik olarak çok beğenilen politikacılar çıkmaya başladı. Kimileri küçük partilerde yıllardır mücadele veriyor. Kimileri, dürüst ve inanç olarak “Ben bu vebalin altında kalamam. Allah bana bunu…

/ DENİZLİHABER / 28 Ocak 2011 Cuma, 14:42

Eskiler, “Politika yalan söyleme sanatıdır. Ne kadar güzel hitap edersen, o kadar başarılı olursun. Söyle, ne söylersen söyle. Ama güzel söyle” demişler. Halk arasında bizim siyasetimiz ve siyasetçilerimiz işte böyle bilinir.

Ama son yıllarda, halkın karşısına çok sevilen, kişilik olarak çok beğenilen politikacılar çıkmaya başladı. Kimileri küçük partilerde yıllardır mücadele veriyor. Kimileri, dürüst ve inanç olarak “Ben bu vebalin altında kalamam. Allah bana bunu sorar” diyerek, vicdanının sesini dinleyip; kendi elleri ile kurduğu, arkadaşlarını bir araya getirdiği siyasi oluşumun, yıllar sonra hatalarını gördükten sonra uyarılarını yaparak, zirvede iken istifa edip, “doğruları anlatmak için” yola çıkıyor.
Ama insanlar; Türkiye gerçeklerini bizzat yaşayan bu dürüst ve vicdan sahibi insanları ne yazık ki dinlemiyorlar. Ya da dinler gibi, yapıp, kendi istekleri doğrultusunda ve nemaları ya da menfaatleri kesilir korkusu ile duymamazlıktan geliyorlar.

Almanya’da Hitler, iktidara gelirken bütün kesimleri suçlayarak, bir bir ortadan kaldırıp diktatörlüğünü kurdu. Ve her kötüleme sırasında, aydınlar, bilim adamları “Doğru, çok doğru” diyerek, Hitlere alkış tuttular. Ne zaman sıra kendilerine geldi; “Sesinizi yükseltin” çağrısını yaptılar. Ama ortada kimse kalmamıştı….
İşte…
Dürüstlüğün siyasetle buluştuğu, doğruların anlatıldığı platform da eski dava arkadaşlarını “yaptıkları yanlışlardan” dolayı suçlamasına rağmen, bir türlü cevap alamayan Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener’e halkımız henüz tam karşılık vermiyor.
Vermedikleri gibi, “Kişisel olarak kendisini çok seviyoruz. Bakanlık yaptığı dönemde hatasını görmedik. İnsancıl, Vatansever ve hakkı hukuku gözeten bir devlet adamı” demelerine rağmen, “Ya, bu beğendiğimiz dürüst adam neler diyor?” diye merak da etmiyor. Eğer merak ederek, O’na kulak verseler di, bugünkü elim tablo ortaya çıkmazdı…
O, bir avuç Türkiye Sevdalısı arkadaşı ile Türkiye’nin tozlu yollarında inatla, ısrarla yol almaya çalışıyor.

Türkiye Partisi’nin vefakar insanları maddi ve manevi bütün yükü omuzlamışlar, “sen ben” kavgasından uzak, yılmadan usanmadan kurulduğu tarihten bu yana Türkiye gerçeklerini anlatmaya çalışıyorlar…
Türkiye Partisi Denizli Teşkilatı; işte böylesine Genel Başkanına bağlı, davasının öneminin bilincinde Denizli’yi dağ bayır, çamur demeden karış karış geziyorlar.

Yaklaşık 15- 20 yıldır tanıdığım, siyasette dürüstlüğü ön plana çıkaran; dava arkadaşlarını da aynı mihval üzere seçme gayretinde olan İl Başkanı İmdat Aday, maddi ve manevi partisini sırtlamış gidiyor. İşini çocuklarına bıraktı. Ailesini adeta unuttu. Varsa yoksa Türkiye Partisi ve çok sevdiği genel başkanı Şener’in ağzından çıkacak iki kelime söz. Çünkü biliyor ki, yıllardır siyasetin içinde olan İmdat Aday’ın dürüst ve ilkeli siyasetine sadece Abdüllatif Şener karşılık verebilir.
Siz hiç, günlerce çocuklarınızdan, ailenizden, sevdiğiniz torunlarınızdan ayrı kaldınız mı?
Siz hiç, “Vatan elden gidiyor” diye, çırpınan ilkeli ve dürüst siyasetçilerin gecelerini, gündüzlerini küfüre varan hakaretlere rağmen, yılmadan anlattıklarını hissedebiliyor musunuz?
Siz hiç, teşkilattaki arkadaşlarınız hata yapınca, acılar içersinde onu düzeltmeye çalıştınız mı?
Siz hiç, geriye bakmadan maddi ve manevi kayıplara rağmen, “feda olsun” dediniz mi?
İşte…. Türkiye Partisi Denizli İl Başkanı İmdat Aday, Şener’e inanarak yola çıktıktan sonra bunları hep yaptı, dile getirdi ve hala dimdik yoluna devam ediyor..

Oysa, Denizli siyaset arenasında posası çıkmış çok siyasetçi var. Köşelerine çekilmiş değil, hala çok istiyorlar ama, yüzlerine bakan yok…
İşte bu ortamda, İmdat Aday ve arkadaşlarının Türkiye Partisi sevdası, Türkiye aşkı sanırım yıllar geçse de konuşulacak.
Kendilerine yolunuz açık olsun diyorum…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı