REKLAMI GEÇ

Yanlışlarımız, Doğrularımız

Geçtiğimiz günlerde Radar ile ilgili yazdığım yazı üzerine, Bölge Trafik Müdürü Değerli Alper Şener ile görüşme imkanım oldu. Hem onların çalışmalarını gözlemlemek, hem de yapılan yanlışlar neyse, onları birinci ağızdan dinlemek, öğrenmek imkanı buldum. Meğer Radar olayı, öyle bizim bildiğimiz gibi basit bir olay değilmiş. Ve Radar konusunda değerli müdürden edindiğim bilgilerden sonra ilk işim, aracımı bakım ve kontrole, tamire götürdüğün tamircimi değiştirmek olacak….

/ DENİZLİHABER / 9 Aralık 2009 Çarşamba, 13:12

Geçtiğimiz günlerde Radar ile ilgili yazdığım yazı üzerine, Bölge Trafik Müdürü Değerli Alper Şener ile görüşme imkanım oldu. Hem onların çalışmalarını gözlemlemek, hem de yapılan yanlışlar neyse, onları birinci ağızdan dinlemek, öğrenmek imkanı buldum.

Meğer Radar olayı, öyle bizim bildiğimiz gibi basit bir olay değilmiş. Ve Radar konusunda değerli müdürden edindiğim bilgilerden sonra ilk işim, aracımı bakım ve kontrole, tamire götürdüğün tamircimi değiştirmek olacak. Çünkü eski tip araçlarda hız ayarının yapılabildiğini, ama sınırlama yapılamadığını öğrendim.. Ancak, yeni nesil araçlarda böyle bir cihazın varlığı söz konusu…

Neyse….
Bizim bilmediğimiz, ama vatandaşlarımızın bilmesi gereken o kadar konu var ki, anlatamam. Biz bunları başımıza gelince öğreniyoruz. Halbuki, kendi can güvenliğimiz açısından çok önemli olan bu bilgilerin Sürücü kurslarında verildiğini de biliyoruz. Ama nedense Millet olarak “Zeytinyağı gibi” üste çıkmasını çok iyi bildiğimizden; kendimizi ayarlamıyoruz da, ceza olayı başımıza gelince; yani canımız yanınca “suçlu” arıyoruz.

Bir defa, Radar öyle, bizim bildiğimiz gibi, bizim “Radar vardır” yazısını görünce hızı algılamıyor. Radar cihazına yaklaşmadan 1.5 km. önceden başlıyor sizin hızınızı algılamaya. Yani Radar levhasını görür görmez frene basmanız, hızınızı yavaşlatmanız bir şey ifade etmiyor.
Radar cihazını gördünüz, hızı kestiniz ve size göre hızınız 70 altı… İşte bu hız bir şey ifade etmiyor. Çünkü Radar cihazı sizin hızınızı “levhaya” veya “Radar aracına” gelmeden 1.5 Km. öncesinden yazmış, algılamış durumda… Üstelik, görüntülü olarak, o an ki konumunuz kaydedilmiş vaziyette bulunuyor.
Biz, Radar olayını böyle bilmediğimizden; “Radar vardır” levhasını görünce firene basıp hız düşürüyoruz, kontrol ekiplerinin yanına vardığımız da “şu kadar hız yaptınız” denildiğinde ise “itiraz” ediyoruz. Tabi ki, iş işten geçmiş oluyor.
Ve bilmediğim bir başka olay daha ortaya çıktı..
Kamyon ve kamyonet cinsi araçların binek araçlara göre hız limitleri daha düşük. Yani bizim limitimiz diyelim ki 100 Km. ise Onlarınki 70 Km. civarında. Yani eski model 90 bile yapmayan bir aracın radara yakalanması öyle 100 km. hızından değil, Trafik kanunu çerçevesindeki hız limitlerinden radara yakalanıyorlar.
Tabi görevli ekip, telsiz ile haberleştiğinden arada hızın aktarımı konusunda yanılmalar olabiliyor.

Değerli Trafik Şube Müdürü Alper Şener’in anlatımına göre, artık Denizli’de Trafik ekipleri teknolojinin bütün imkanlarını kullanıyor.
Denizli’nin bütün ilçeleri ve beldeleri dahil olmak üzere, girişlerde, kavşaklarda, çok önemli noktalarda mobese kamara bulunuyor, 24 saat kayıt yapan bu kamaralar sayesinde hemen anında veya ertesi sabah bu mobese kamaralara yakalanan insanların durumları ortaya çıkıyor.
Yani, Ankara yolu üzerinden veya İzmir yolu üzerinden Denizli girişindeki mobese kamaraları ilimize giren ve çıkan bütün araçları plakaları ile tespit ediyor. Hızları, durumları, kırmızı ışıkta geçip geçmedikleri vs. detaylı bir şekilde kayıt yapılıyor.
Zaten bir görevli ekip sürekli kamaraları o anda gözetlerken, ertesi gün kayıtlarda yapılan inceleme ile de sürücülerin durumu ortaya çıkıyor.
Tabii, böyle bir inceleme sonunda arkanızdan ceza gelirse şaşırmayın. -Bana göre- İtiraz da etmeyin. Çünkü artık polisimiz, elinde kanıtlarla karşınıza çıkıyor. Kaçış noktası yok, yalanlama aralığı ise hiç yok.

Değerli Müdür Alper Şener, bana Kaklık dolaylarında kavşakta meydana gelen bir olayı anlattı. Burada uzun uzun anlamaya gerek yok. Kaza yapan ve bir de itiraz eden sürücünün mobese kamaralar tarafından yalanlanması hem ekiplerimizin, hem de mahkemelerin işini kolaylaştırmış.

Kısaca, Denizli sokaklarında cirit atarken, hız yaparken sakın ola ki, “Polis ekibi yok. İstediğim hızı yaparım” diye düşünmeyin. Yanlış yaparsınız.
Artık biliniz ki, Denizli Emniyet Müdürlüğü teknolojinin bütün imkanlarını kullanarak hem kendilerini, hem de masum insanları temize çıkardığı gibi, gerçek suçluları ortaya çıkarıyor.

Böylesine donanımlı bir ekibin, elbette insanlık halinden kaynaklanan yanlışlıkları olacaktır. O günün getirdiği stres, aşırı iş yoğunluğu gibi etkenler davranış biçimlerine yansıyabilir.
Hepimiz insanız nihayetinde….
Başınıza gelen bir olaya itiraz etmeden önce, kesinlikle emniyet mensuplarımız ile irtibata geçerek, “bir bardak çaylarını içmeye” gitmenizi tavsiye ederim.

Beni aydınlattığı, Trafik konusunda bilgiler verdiği için Bölge Trafik Şube Müdürü değerli Alper Şener’e teşekkür ediyorum. O’nun nezdinde bütün polislerimize görevlerinde başarılar diliyorum.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı