REKLAMI GEÇ

Işıklı Gölü’nde tehlike sinyalleri

Işıklı Gölü’nde tehlike sinyalleri

Çivril Işıklı Gölü çevre kirliliği, bilinçsiz avlanma, yanlış balıklandırma ve aşırı sulama gibi sebeplerden dolayı her geçen yıl cazibesini yitiriyor.

/ DENİZLİHABER / 4 Ocak 2012 Çarşamba, 13:01

Çevresinde üç belde ve 10’dan fazla yerleşim yeri bulunan gölün sazlıklarında 155 çeşit kuş yaşıyor. Ege Bölgesi’nin ikinci büyük dağı olan Akdağ’ın güneyinde yer alan gölün yüzölçümü 64 bin 53 kilometrekare. En derin yerinin 7,5 metre olduğu gölü Akçay, Gökgöl, Büyük Menderes’in yukarı havzasındaki iki kol ve göl tabanındaki yer altı suları besliyor. 30 yıl önce kerevit yetiştirilip ihraç edilen gölde, 1984 sonbaharında kerevit vebası çıkmasının ardından bu tatlı su ıstakozu da görülmez olmuş. Gölde yetişen meşhur turna ve sazan balıkları, Dinar ve Sandıklı ilçelerinin atıkları, ayrıca göle atılan İsrail sazanlarının yumurtaları yemesi yüzünden neredeyse bitme noktasına gelmiş. Çivril ve Baklan ovalarının sulandığı Işıklı Gölü’nün yönetim planı, Ulusal Sulak Alan Komisyonu tarafından onaylanarak yürürlüğe girmesine rağmen etkili bir çalışma yok. Göl içindeki küçük saz adalarındaki otlar bilinçsizce yakılarak, kuşların yumurtalık alanları azaltıldığı gibi balıkçılık da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmış.

Işıklı Gölü’nde 30 yıldır balıkçılık yapan Mustafa Avcı, yıllar önce Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden gelen bilim adamlarının, balık çeşitliliğini arttırmak amacıyla buraya İsrail sazanı attığını söylüyor. Avcı, şunları anlatıyor: “Sazan ve turnayı takip eden bu İsrail sazanları, pirana gibi alayla gezerek yumurtalarını yiyor, diğer taraftan dölleyerek kendi ırklarına çeviriyorlar. Fakültenin gönderdiği memurlar kanalıyla buraya atıldılar. Tankerlerle getirildi, sonradan gölü istila ettiler. Eskiden turna ve sarı sazan hem çok hem de büyüktü. 30 yıl önce gölden 40-50, bazen 100 kilo balık çıkarırken şimdi 3-5 kilo ancak tutuyoruz.”

Beydilli Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Ferit Oğuz da kendilerine bağlı 45 balıkçı teknesinin faal olarak çalıştığını söylüyor. İsrail sazanınınsa göle üniversite tarafından değil, bilinçsiz balıkçılar tarafından atıldığını iddia ediyor. Balıkçılığın bitme noktasına geldiğini belirten Oğuz, “Bunun sebebi yanlış avcılık. Zaman yasaklarına uyulmuyor. Balık nesli azalıyor. Sağdan soldan balıkçılar, İsrail sazanı dediğimiz türü buraya attı. Şimdi ördek avı zamanı olduğu için avcı götürüyor. 20 sene önce 2-3 kiloluk balıklar çıkıyordu. Yeni ağlar çıktı. Yanlış sulama yapılarak gölden fazla su salınıyor. Su oranı yüzde 30’a kadar düşüyor.” diyor.

Gölün çevresindeki balık lokantaları da kötü gidişattan endişeli. Göl Restoran’ın sahibi Mustafa Yüce, müşterilerinin İsrail sazanı istemediğini ifade ediyor: “Balıkta et yok, kaburga var. Bir tarafı sazan, diğer tarafı Çin sazanı diye iki türe dönüştü. Devlet, küçük balıkların yakalanmasını engellemek için küçük gözlü ağları toplayıp büyüğüyle değiştirilmesini istiyor. Bunu avans veya kooperatif yoluyla yapabilir. Büyük ağı kimse almıyor, özendirmek lazım.”

Gölün adını aldığı Işıklı’nın Belediye Başkanı İsmail Çorbacıoğlu ise en büyük zararın, Dinar ve Sandıklı’nın, kanalizasyonlarını arıtma sistemi olmadan göle akıtmasından kaynaklandığını iddia ediyor. Atıkların göldeki kuş ve balıkları öldürdüğünü belirten Başkan Çorbacıoğlu, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın Işıklı Gölü için yönetim planı hazırladığını, bunu 2011 ile 2015 yılları arasında ilgili kurumlarla uygulayarak gölü kurtarmaya çalışacaklarını umut ediyor.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı