Işıkara “Güvenli ev alalım”

Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından, deprem bilincinin arttırılması ve Zorunlu Deprem Sigortasının yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar kapsamında DASK Yönetim Kurulu Başkanı İdris Serdar ve DASK gönüllüsü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara ile birlikte Denizli’de seminer düzenlendi. DASK Yönetim Kurulu Başkanı İdris Serdar ve Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Denizli etkinlikleri kapsamında ilk olarak Vali Yavuz Erkmen’i makamında ziyaret ettiler. Valilik ziyaretinin ardından Denizli Ticaret Odası toplantı salonunda Türkiye’nin deprem gerçeği, depreme karşı alınması gereken önlemler ve Zorunlu Deprem Sigortasının yaygınlaştırılması konularında kamu görevlileri ve sigorta acentelerinin katıldığı seminer düzenlendi. Toplantıya Vali Yavuz Erkmen, Vali Yardımcısı Mehmet Çapraz, Belediye Başkan Yardımcısı Şamil Çınar, DASK Yönetim Kurulu Başkanı İdris Serdar, DASK gönüllüsü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Kaymakamlar, Denizli Ticaret Odası Başkanı Necdet Özer, Daire Müdürleri ve sigorta acente yetkilileri katıldı. Vali Yavuz Erkmen, DASK sigorta sisteminin dünyaya örnek gösterilen bir sistem olduğunu söyleyerek, “Sigortanın önemini toplumun tüm kesimine duyurmak sureti ile yaygınlaşmasını sağlamamız gereken bir konu olarak da bu durum karşımızda duruyor. Bu amaçla DASK’ın Anadolu’ya açılıp İllerde bu tip toplantılar yapması ve bu toplantıya her zaman deprem konusunda doğru ve hepimizin bilgilendiği ve bizlere yol gösterici çalışmaları ile Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara’nın da hazır bulunması ve İlimizde bu konunun ele alınacak olması çok önemli. İlk önce temennimiz doğal afetin olmaması. DASK sadece depremle ilgili sigortayı kapsıyor. Bu anlamda bizim beklentimiz, yalnız depremle sınırlı kalmayıp bunun biraz daha genişletilmesi yolunda. Çünkü depremin yanında diğer karşılaştığımız doğal afetlerde de insanların yanında olmak, onları güvence altına almak bakımından bu kapsamın genişletilmesinin faydalı olacağını düşünüyorum. Bu devlet bakımından bakış ve bizlere düşen görev. İşin öbür yönünden baktığımız zamanda vatandaşlarımıza düşen görev var. Bu da bizim sigorta bilincini en üst seviyeye çıkarma sorumluluğumuz. Bu konuda çok başarılı olduğumuz kanısında değilim. Türkiye’de DASK’ta yüzde 27 gibi bir oran çok düşük bir oran. Günlük hayatımızda arabalardaki kasko oranları daha yüksek. Sigortalılık bilincini yaygınlaştırmamız gerekiyor. Denizli birinci derece riskli bölge içinde. Bazen heyecanlı anlar yaşanıyor. Bu tür durumlarda insanlar hemen sigorta yaptırıyor. Fakat heyecan geçtiğinde bakıyorsunuz unutuluyor. Dolayısıyla gereken hassasiyet gösterilmemiş oluyor. Bunun için bir taraftan deprem konusunda yapı stoğumuzu en iyi şekilde tarayıp bunun güvenilirliğinden emin olmamız, bunun yanında depreme karşı eğitim çalışmaları ile insanlarımızı hazır hale getirmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Seminerde, deprem öncesinde alınacak önlemler ile deprem sırasında sergilenecek doğru davranış biçimlerinin hayati önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, “Deprem öncesinde ve sonrasında sergileyeceğimiz doğru davranış biçimleri ile ciddi hasar görmüş bir binadan canlı çıkarabilirsiniz. Ancak depremde hasar gören evinizin onarım ya da yeniden inşa masrafını tek başınıza yüklenmek istemiyorsanız, Zorunlu Deprem Sigortası yaptırmanız şart. Bugün günde bir ekmekten daha ucuz maliyeti olan Zorunlu Deprem sigortası, evinizin deprem kaynaklı tüm hasarlarını karşılarken depremden sonra hayatınıza kaldığınız yerden devam etmenizi sağlıyor” dedi. 1984’te Turgut Özal’ın Türkiye’ye toplu konut kavramını getirdiğini anlatan Işıkara, sözlerine şöyle devam etti: “Ama o bir sosyal konuttu ve güvenli yapı kavramı vardı. Biz onu ne yaptık? Onu ucuz konut haline getirdik. En son örneği, Yalova’dan Gölcük’e kadar o sahil boyunu sitelerle donattık. Ama çok kötü yapılarla. Hepsi aşağıya indi. Aynı korkuyu ben şimdi yine taşıyorum. Vatandaşlarımın belge istemelerini istiyorum. Koşa koşa ucuz konut alma yerine, deprem güvenli ev almalarını istiyorum.”
Türkiye’deki deprem haritasının değişeceğini de kaydeden Ahmet Mete Işıkara, şunları söyledi: “Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’ne göre bu harita değişecek. 5. derece deprem bölgesi 4’e, 4.derece deprem bölgesi 3’e, 3. derece deprem bölgesi 2’ye, 2.derece deprem bölgesi bire inecek. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü deprem kayıt istasyonları o kadar güzel dağıtıldı ki, Türkiye’nin gerçek depremselliği ortaya çıkacak.”
Denizli’nin birinci derece deprem bölgesinde olduğunu ve İlimizde konutların yüzde 24’ünün sigortalı olduğuna söyleyen DASK Yönetim Kurulu Başkanı İdris Serdar da, Denizli’deki 187 bin 334 konuttan yalnızca 41 bini yani yüzde 22’si zorunlu deprem sigortası ile güvence altına alınmış durumda. Oysa aktif deprem kuşakları üzerindeki ülkemizde depreme karşı gerekli önlemleri almamız gerekiyor. Depremden sonra evimizin, yaşadığımız bölgenin yaralarını daha hızlı sarabilmek, yokluk çekmemek için Zorunlu Deprem Sigortasının yaygınlaştırılması konusunda hepimiz seferber olmalıyız” diye konuştu.