“Trafo yangını olamaz”

Manisa Soma’daki kömür ocağı faciası ile ilgili açıklama yapan Maden Mühendisleri Odası Denizli Temsilcisi Ali Edem, bunun açıklandığı gibi trafo patlaması sonucu yaşanan bir kaza olmadığını söyledi.

Soma’dan aldıkları bilgi ve ekranlardan edindikleri izlenimlere göre Soma Holding’e ait kömür madenindeki yangının trafo kaynaklı olmadığını söyleyen Edem, “238 maden işçisinin ölümüne neden olan kömür ocağındaki yangının trafo yangını olmadığını artık herkes biliyor” dedi.

“İŞÇİLERİN YANLIŞ YÖNLENDİRİLMESİ SÖZ KONUSU”
Soma kömür ocağında yaşanan faciada, işçilerin yanlış yönlendirilmesi gibi bir ihmalin söz konusu olabileceğini de vurgulayan Edem, Soma faciası ile ilgili şu açıklamalarda bulundu:

“ O bölgenin kömüründe oluşumdan kaynaklı yanma özelliği var, bölgenin kömürü oluşum yatağında yanmaya yatkın. Bu tür kömürler, uygun bulduğu atmosferik koşullarda havanın oksijenini absorbe etmesi(oksidasyon) ve oksijen ile girdiği kimyasal tepkime sonucu ısı açığa çıkarır. Oluşan ısının yeteri kadar dışarıya transfer edilmemesi halinde ısı giderek yükselir ve kömür yanma ısısına ulaşarak içten içe yanmaya başlar. Ancak bu uzun soluklu bir tepkime olup bu şeklide aniden ortaya çıkmaz. Sanırım bu bölgede , önceden devletin çalıştırdığı ocaklarda yangın çıkmış ve yangını önlemek için de baraj yapılarak yangının çıktığı bölge kapatılarak terk edilmiştir. Terk edilen bölge kapatılsa da yangın yıllarca devam eder. 13 mayısta oluşan facia, üretimi yapan şirketin üretim panolarını bu tür kapatılmış bir ortama çok yaklaştırmasından kaynaklandığını düşünüyorum.

Eskiden kapatılan yerle yeni üretimi alanının buluşması ile içeride çok hızlı Karbon dioksit gazının yayıldı ve işçilerimizin bir çoğu bu anda hayatını kaybettiğini sanıyorum. Zaten trafo da burada meydana gelen yangın ile hasar görmüştür. Trafonun patlaması veya yangına sebebiyet vermesi söz konusu değildir. Eski üretim bölgesi ile yeni üretim bölgesi arasındaki tampon bölgenin bilerek veya bilmeyerek aşılması bu felaketi hazırlamıştır. Burada kesinlikle planlama hatası veya planlama ihmali söz konusudur. Bu iki bölgenin karşılaşması kesinlikle ısı farkı ile ölçülebilir, bunun farkına varılabilirdi. Bu olay ne metan gazı patlaması ne de trafo patlaması, zaten birkaç ay sonraki raporlarda da çok net bu sonucu göreceğiz.”

Türkiye’nin  hala Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 176 numaralı “Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi”ni imzalamadığını da hatırlatan Edem, “Türkiye, bu sözleşmeyi  imzalamayan birkaç ülkeden birisidir. Bunu anlamak mümkün değil” diye konuştu.

DENİZLİ’DEKİ OCAKLARDA TEHLİKE YOK
Denizli’de Çivril ve Kale bölgesinde çok sayıda kömür madeni ocağının bulunduğunu da hatırlatan Maden Mühendisi Ali Edem, “Denizli’deki ocaklar daha çok yatay damarlarda açılan ocaklardır. Bizim bölgemizde kömürün oluşumunu dikkate alırsak, metan gazı üretmesi mümkün değil. Ve damarlar en çok 1.5-2 metre derinde olan damarlar… O nedenle buralarda grizu patlaması gibi bir tehlike yaşanmaz. Ancak, ihmalden kaynaklanan göçükler olabilir. Bunu geçtiğimiz yıllarda krom madenlerinde yaşadık” dedi.