REKLAMI GEÇ

Bir avuç güneş yeter!

Bir avuç güneş yeter!

Son yıllarda daha çok önem kazanan güneşin zararlı ışınları sağlığımızı tehdit ediyor. Dahası cildimizi kırıştırıyor, lekeler oluşmasına yol açıyor. Bu haberde güneşin zararlı ışınları ve sonuçları hakkında cevaplar bulacaksınız.

/ DENİZLİHABER / 1 Mayıs 2013 Çarşamba, 11:43

BANU URGANCI
Güneş tüm canlıların yaşam kaynağı. Bunun yanı sıra uzun yıllardır insanlığın acımasız tüketimi karşısında güneş bize çirkin yönünü de gösteriyor. Ne yazık ki bu yine bizim suçumuz. Atmosferde oluşan incelmeler, delinmeler hepsini biz insanlar yapıyoruz. Sonuçlarına da istemesek de katlanmak zorundayız. Güneşin bize gösterdiği çirkin yüzünün en korkunç sonucu ne yazık ki ölümcül de olabilen cilt kanseri. Peki bunu önlemek ya da geciktirmek mümkün mü? Sonuç olarak atmosferdeki incelmeleri ve açılmaları tekrar kapatamayacağımıza göre daha fazlasının olmasını önlemeliyiz öncelikle. Kendimiz ve geleceğimiz için tedbirler almalıyız. Dünyada birçok kuruluş bu konuda araştırmalar yapıyor, projeler geliştiriyor, azda olsa sonuçlarını inceleyip; “Acaba benim elimden ne gelir?” sorusuna yanıt aramalıyız. Kendimiz için ise güneş ışınlarından korunmalıyız. Bu korunma yöntemlerini sizin için Sena Eczanesi Sahibi Mukaddes Başdil‘e sordum. Mukaddes Hanım; Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunu bir uzman. Bunun yanı sıra, güneşten korunma yöntemleri ve bu konuda insanların bilinçlendirilmesini kendisine görev edinmiş. Sena Eczanesine gelen kişileri, cinsiyet ve yaş ayrımı olmaksızın bu konuda bilgilendiriyor ve onlara bir korunma planı yapıyor. Mukaddes Hanım işini gerçekten çok ciddiye alan ve bu konuya daha çok bir sosyal sorumluluk olarak bakan hayat dolu bir insan. Aradığınız birçok cevabı bu yazı dizimizde bulacağınıza eminim.

bir-avuc-yeter-2-ic

Korunması en zor ama en kolay organ
Güneşin zararlı ışınlarından korunma ile ilgili Mukaddes Hanım ilk olarak şunları söyledi; “İnsan dalağını kaybedebilir, dalaksız yaşayabilir, bazı organlar olmadan yaşayabilir ama derinin en fazla %70 ini kaybederseniz yaşayabilirsiniz. Derinin tamamı kaybolduğunda yaşama şansınız yok. Deri çok önemli bir organ, ağırlığı da ortalama 2,5 kg, genişlik olarak da insan vücudunun en geniş organı. Korunması en zor ama korunması en kolay organı, en basitinden kıyafetle bile koruyabiliyorsunuz. Ama birçok insan derinin öneminin farkında değil. Mutlaka ve mutlaka derinin güneşten çok iyi korunması gerekir.

“Her Beş Kişiden Biri Cilt Kanseri”

Banu Urgancı: Güneşin zararlı ışınlarına hep vardı, şimdi neden bu kadar güç kazandı?

Mukaddes Başdil: Deniyor ki “Benim annem 80 yaşında kırışıklık da yok lekelenmede yok.” Doğrudur; ama bir kere artık güneş eski güneş değil. Amerikan Kanser Derneği’nin açıklamalarına göre; ozon tabakasında Avustralya üzerinde Grönland büyüklüğünde ozon incelmesi var ve bu yıllardan beri bilinen bir gerçek. Ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı son açıklamada bu incelmenin olduğu alanda artık açılmalarda bulunuyor. Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü’nün son verilerine göre Dünya’da her beş kişiden birisi cilt kanseri.

“Sadece Avuç İçi Kadar”

Banu Urgancı: Güneş hiç mi almayalım?

Mukaddes Başdil: Tabi ki D vitamini sentezi açısından güneş gerekli. Yaz veya kış aylarında fark etmez, 5 ya da 10 dakika sadece avuç içi kadar, yani avuç içinden aldığımız güneş vücudumuzun D vitamini sentezlemesine yeterlidir. Yaşlılar derler ya “kemiklerim ısınsın” öyle bir şey yok. Kemiklerim ısınsın derken sadece gün boyu bronzlaşarak immün, bağışıklık sistemimizi çökertiyoruz.

Bronzlaşma Modası

Banu Urgancı: Yani bronzlaşmak zararlı mı?

Mukaddes Başdil: Bronzlaşmak cildin savunma mekanizmasıdır. Tıpkı ateşin yükselmesi gibi. UVA, UVB ışınlarına maruz kaldığımız zaman beyin direk epidermal tabakanın en alt bölgesinde olan melanosit hücrelerini uyarır ve derki “Mukaddes kendini koruyamıyor sen bari koru!” Uyarıyı alan melanosit hücreleri melanin salgılamaya başlar. Melanin salgısı ile birlikte renk değişikliği ile birlikte ısı artışı olur ve bronzlaşma başlar. Bronzlaşma tamamen bir savunma mekanizmasıdır. Hatta bir hocamız bize eğitimlerde “Bronzlaşan insanlara geçmiş olsun diyebilirsiniz, çünkü orada bir savunma, karşı tepki oluşmuş.” derdi. Bronzlaşmak tamamen modası geçmiş sağlıksız bir durum.
bir-avuc-yeter-5-ic
1950 yıllarından önce beyazlık asalet olarak kabul edilirdi. Çünkü özellikle kölelik döneminde; köleler dışarda, asiller içeride, elbiselerin, duvarların içinde idiler. Beyazlık tamamen soyluluk, asalet, üst tabaka olarak nitelendiriliyordu. Ama ta ki 1950 yıllarında Coco Chanel’in bu tabuyu kırmasına kadar. İlk önce kendisi bronzlaştı ve defilelerinde bronz mankenler kullanmaya başladı. O dönemin Ursula Andress gibi Brigitte Bardot gibi isimleri ile bronzluk yavaş yavaş moda olmaya başladı. Çünkü; kim denize gider? Zenginler denize gider. Artık zengin, asil olanlar bronzlaşmaya başlamışlardı. Eskiden beyazlığın yaptığı işi artık bronzluk yapmaya başladı.

Tamamen Coco Chanel’den sonra bronzluk ; insanlığı büyük oranda mahveden bir moda haline geldi. Yavaş yavaş cilt kanserinin temeli atılmaya başladı. Ta ki ünlüler, medyatik olanlar cilt kanserinden ölmeye, ameliyat olmaya başlayana kadar. Cilt kanserinin oranı gitgide yükseldi. Cilt kanseri medyanın ve bilim dünyasının ilgisini çekmeye başladı.
Amerikan Dermotoloji Akademisi’nin açıklamasına göre Amerika’da ve Avrupa’da her 5 kişiden birisinde cilt kanseri gelişmekte ve yine Amerikan Dermotoloji Akademisi’nin açıklamasına göre Dünya’da her 61 dakikada 1 kişi cilt kanserinden dolayı ölmekte. Yine Dünya Sağlık Örgütü ve Amerikan Dermotoloji Akademisi’nin ortak açıklamalarına göre gelecek 10 yılda her 2 kişiden birinin cilt kanseri olacağı tahmin edilmekte.

bir-avuc-yeter-4-icMukaddes Başdil  seminer vermek için Denizli’ye gelen Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği’nden uzmanları ağırladı

“Ozon Tabakası UVC Işınlarına Geçit Vermiyordu”

Banu Urgancı: Güneşin zararlı ışınları nasıl bir yol izleyip bize ulaşıyorlar?

Mukaddes Başdil: Ultraviyole ışınları UVA, UVB ve UVC ışınları şeklinde çeşitlere ayrılıyor. UVA adını alerjiden alıyor. UVB adını bronzluktan alıyor. UVC ise kanserden alıyor. Direk kanser yapıcı ışın. Ozon tabakası hiçbir şekilde UVC ışınlarının yeryüzüne gelmesine izin vermiyor. Ama ozon tabakasının incelmesi ve son zamanlardaki açılmalardan dolayı artık yeryüzüne gelebiliyor ve bu çok kötü sonuçlar doğurabilecek bir durum.

UVA ve UVB Işınları
UVA ışınları direk derinin en alt tabakasına kadar iniyor. UVB sadece epidermal tabakada kalıyor. UVB ışınları öğle saatlerinde etkili. Ancak UVA ışınları tüm gün benzer şiddette yeryüzüne ulaşıyor. UVB yalnız yaz aylarında en fazla etkili iken UVA ışınları tüm yıl boyunca etki eder. Hatta maruz kaldığımız UVA ışınlarının yarısı bize yaz ayları dışında ulaşır. UVB ışınları bulutlardan ve camlardan geçemez iken UVA ışınları kapalı havalarda ve hatta binaların içinde de etkili. Perdenin olmadığı ışığın olduğu her yerde UVA ışınları risk.

“UVA Işınları Çok Sinsi”
UVB ışınları hemen bronzlaştırır, şeklini değiştirir, gerekirse yangı oluşturur, yakar kendini bir şekilde hissettirir. UVA ise sinsi sinsi, yavaş yavaş birikir. Yıldan yıla birikerek kendisini çeşitli şekillerde gösterir. Sonuç olarak kansere dönüşür. Derinin üst katmanlarında nem kaybı, cilt; kurudukça nem kaybeder nemini kaybettikçe kırışır, pigment lekeleri, alerji, kanser. Bütün bunlar UVA ışınlarının olumsuz etkilerinin sonuçları.

“2 Yaşından İtibaren Güneş Koruyucu Krem Şart”
UVA ışınları doğduktan itibaren etkilidir. Bebeklerin 2 yaşından önce çok fazla güneş altında bulundurulmaması gerekir. 2 yaşından sonra ise çocuklarda mutlaka bir güneş koruyucusu kullanılması gereklidir.
2 yaşından itibaren güneş koruyucusu, 10 yaşından itibaren temizleyici, 18 yaşından itibaren nemlendirici, 25 yaşından itibaren mutlaka anti aging ürünler kullanılmalıdır.

bir-avuc-yeter-1-ic
“Zorunlu Olan Anti Aging, Güneşten Koruyucu Kremdir”

Banu Urgancı: Güneşin zararlı ışınlarından korunmak, kırışıklık ve lekelenmeleri azalmak için ne yapmalıyız?

Mukaddes Başdil: Kırışıklık ve lekelenmelerin önlenmesi için dermotolog ve bilim adamlarının söylediği şey mutlaka güneş koruyucusunun kullanılıyor olması gerekir. Sadece kırışıklık kremlerinin veya cilt yenileyici kremlerin kullanılmasının hiçbir anlamı yok. En önemli ve tek kullanılması zorunlu olan anti aging krem güneşten koruyucu kremdir. Mutlaka günlük olarak kullanılması gerekir. Cildimizi UVA ışınlarından tüm yıl boyunca korumamız gerekli. UVA ışınlarının etkileri kısa dönemde görünmez, fakat uzun dönemde deri hücrelerinin ve cilde diriliğini veren kolojen liflerin yapısını bozarak leke ve kırışıklıklara neden olur. Günlük nemlendirici bakım ile birlikte güneşten koruyucu kremlerinde kullanılması gerekli.

UVA Işınları Derimizi İnceltiyor
UVA ışınları yaz ve kış aylarında sürekli olarak atmosferde bulunur. UVA ışınları ile hasar görmüş derinin nem tutma özelliği azalır ve ortalama 1,5 mm kalınlığında olan sağlıklı epidermal doku incelir, bu sebeple kılcal damarların ve çeşitli lekelerin görünürlüğü artar.
Evde oturmak ve kıyafetler en iyi güneş koruyuculardır. Güneş koruyucu tek başına yeterli değildir. Ağır metaller içermeyen sıkı pamuklu, keten kıyafetler tercih edilmeli. Ve güneşin altına, güneş koruyucusu yanında, şapka, şemsiye ve güneş gözlüğü kullanılmalı. Aslında en iyisi yaz aylarında saat 11:00 ile 16:00 arası mümkün olduğunca gölgede bulunmak.

Kapalı Mekanlarda Dahi Güneş Koruyucu Krem Kullanılmalı
Güneş koruyucunun miktarı son bir aydır gündemde olan bir şey; yarım çay kaşığı ve bir çay kaşığı arası kullanılmalı. Güneş koruyucusunun kış aylarında bir sabah bir öğlen, nisandan itibaren güneşin etkisinin artmasıyla beraber 4 saatte bir yenilenmesi gerekir. Aktif güneşte, yani yaz aylarında 2 saatte bir yenilenmesi daha etkili olacaktır. Florasan, televizyon ışıklarında da yoğun bir şekilde UVA ışınlarına rastlandığı için evin içinde de güneş koruyucu krem kullanılmalı. Özellikle gün boyu bilgisayarın başında olanlar 4 saatte bir güneş koruyucularını yenilemek zorundalar.

bir-avuc-yeter-3-ic
Çocukları Bilinçlendirmek Gerekli
Gençlerimizi ve çocuklarımızı güneşin zararlı ışınları hakkında bilinçlendirmemiz gerekiyor. Biz eczacılar olarak çeşitli sosyal sorumluluk projelerine destek veriyoruz. Yakın zamanda PEV Koleji’nde gerçekleştirilen bir toplantıya katıldım. Pierre Fabre Dermokozmetik ve Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği tarafından destelenen bu toplantıda çeşitli animasyonlu sunumlarla ilköğretim öğrencilerine güneşin zararlı ışınları, korunma yolları, yapılan yanlışlar ve cilt kanseri hakkında bilgiler verildi.

Faktör Önemli Değil

Banu Urgancı: Güneşten koruyucu krem seçimini nasıl yapmalıyız? Yani ne zaman, kaç faktörlük bir koruyucu tercih etmeliyiz?

Mukaddes Başdil: Faktör çok önemli değildir, 30 faktör ile 50-100 faktör koruma oranları arasındaki fark çok azdır, 30 ve 50 faktör arasındaki tek fark koruma süresidir. Güneş koruyucunun hem UVA’dan hem UVB’den koruyor olması gereklidir.

Güneş koruyucuların en iyisi bile %45 oranında koruma sağlayabiliyor. Güneş koruyucularının mutlaka etken madde içeriyor olması gerekir. Yani mannitol, ectoin, titanyum dioksit, çinko oksit, mexory-XL gibi maddelerin en azından bir ya da ikisini içermesi gerekir. Market ve kozmetik güneş koruyuculardan mümkün olduğunca uzak durulmalı. Mutlaka dermokozmetik güneş koruyucuların tercih edilmesi gerekir. Bence mutlaka bu konuda eczacılarına danışsınlar ve mümkün olduğunca güneş koruyucu alırken eczaneleri tercih etsinler. Çünkü kozmetiklerin ve özellikle market ürünlerinin ne kadar güvenilir oldukları konusunda şüpheliyim. Bazı deneyler yapıldı, ürün marketten alındı, ürünün etiketinde 50 faktör yazıyor ama içeriği 15 faktör bile değil.
Dermokozmetik güneş koruyucularının fiyatları genel olarak 50 ile 68 TL arasında değişiyor. Ortalama 7-8 ay yetiyor bir ürün. Zaten güneş koruyucusu açıldıktan sonra 1 yıl içerisinde tüketilmeli, eğer tükenmediyse bir yıl sonunda kullanılmamalı.

Yorumlar

Seda   -  Bağlantı 17 Mayıs 2013, 23:15

COK HARIKA BIR RöPORTAJ! ECZ. MUKADDES HANIM TOPLUM ICIN COK DEGERLI BIR INSANSINIZ, EMEGINIZE SAGLIK. BIZLERI BILGILENDIRDIGINIZ ICIN TESEKKUR EDERIZ. YENI CALISMALARINIZI HEYECANLA BEKLIYORUZ. SEVGILER…

Büşra Bozkurt   -  Bağlantı 11 Mayıs 2013, 19:01

Tebrik ediyorum Mukaddes Ablacım,bizi bu denli bilgilendirici yazılarının devamının gelmesini diliyorum..Yararlı bilgilerin sayesinde ben ve tüm okuyucuların yaza bilinçli bir şekilde merhaba diyoruz..

Mukaddes Başdil   -  Bağlantı 9 Mayıs 2013, 09:55

Sevgili eczaci arkadaslarima destekleri ve paylaşip çok daha fazla insanin yararlanmasini sağladiklari için, Sevgili meslektaşlarim Akin Abim Önder Abim ve Adnan’a… Sevgili Fulya’ya Denizlideki muhteşem semineri ve çocuklara verdiği eğitim için Ebru Acar ve pierre Fabre gn md. Orhan Koçer’e….Erdem Hayta, Serap Hanim, Nurten Hanim, Mehmet bey ve sevgili Burak hepinize destekleriniz için teşekkur ederim ve elbette siz güzel insanlara… Okuyan herkese binlerce teşekkurler… Sevgiyle kalin…

serap   -  Bağlantı 7 Mayıs 2013, 21:16

mukaddes hanım tek kelimeyle harika bir insansınız.bizi bilgiledirğiniz için teşekkürler.

ADNAN EFE   -  Bağlantı 7 Mayıs 2013, 18:22

sevgili mukaddes,
ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.
sade ve dolu.
başarılarının devamını diliyorum.

Onder Gezgin   -  Bağlantı 7 Mayıs 2013, 17:49

Yetkili bir ağızdan doğru bilgiler.Eczacı hanım organize sağlık ….

NURTEN   -  Bağlantı 3 Mayıs 2013, 00:41

MUKADDES HANIM ÇOK YARARLI BİLGİLERİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ HARİKASINIZ

erdem hayta   -  Bağlantı 2 Mayıs 2013, 14:47

Hic bilmedigimiz konularda bizi aydinlattiginiz icin cok tsk.edriz.

Akın Şekercioğlu   -  Bağlantı 2 Mayıs 2013, 09:17

Toplumu güneşin zararları konusunda aydınlatan çok başarılı bir röportaj.Tebrikler Mukaddes hanım.

Burak P.   -  Bağlantı 2 Mayıs 2013, 00:02

Çok doğru.Güneş koruyucusuz çıkmamak gerekli.

Mehmet Güneş   -  Bağlantı 1 Mayıs 2013, 15:19

Çok güzel bir röportaj olmuş, çok değerli bilgiler içeriyor. Başta Ecz.Mukaddes Başdil olmak üzere emeği geçen herkesin ellerine sağlık.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı