REKLAMI GEÇ

Eğitim-İş’ten MEB’e soru: Salgın seminere nasıl imkan veriyor?

Eğitim-İş’ten MEB’e soru: Salgın seminere nasıl imkan veriyor?

Eğitim-İş Denizli Şubesi Başkanı Namık Kemal Aydoğan, Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenlerin mesleki eğitim semineri kararını sert bir dille eleştirdi. Aydoğan, “Yüz yüze eğitime imkan vermeyen salgın, öğretmelerin seminerine nasıl imkan veriyor?” diye sordu.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 8 Haziran 2020 Pazartesi, 14:29

Koronavirüs önlemleri kapsamında eğitime ara verilmiş, ardından da eğitim sezonunun uzaktan eğitim ile tamamlanmasına karar verilmişti.

19 Haziran’da tamamlanması planlanan uzaktan eğitimin ardından, Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenlere yönelik yapılan mesleki eğitim seminerini yakma kararı eğitimcilerin tepkisini çekti.

Eğitiş-İş Denizli Şube Başkanı Namık Kemal Aydoğan, MEB’den 5 Haziran’da birimlere dağıtılan resmi talimata göre; öğretmenlerin görev yaptıkları okullarda mesleki eğitim seminerlerine katılacaklarını söyledi.

Aydoğan, “Salgın nedeniyle görev alanından başka bir ilde bulunan öğretmenler de bu seminerlerden kurtulamayacak, önce okul yöneticilerini bilgilendirecek, ardından bir dizi bürokrasi adımını izledikten sonra bulunduğu il ve ilçede belirlenen okullarda seminerlere dahil olacaktır. Bu salgın koşullarında böylesi bir yoğunluk yaratacak seminerler dizisi yapmanın, kaza olmasın diye iptal edilen bir araba yarışının zifiri karanlıkta yapılacağını duyurmaktan farkı yoktur. Fiziki katılım gerektiren bu mesleki eğitim programını başlatma kararı veren yöneticiler şaşırabilir ama koronavirüsün meslek kayırdığına dair bir bulgu yoktur!” dedi.

Eğitim-İş olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nı uyardıklarını belirten Aydoğan, “Eğitim yüz yüze yapılamazken, Milli Eğitim Bakanı bile öğrenci ve öğretmenlere sosyal medya üzerinden seslenirken, 1 milyonu aşkın eğitim emekçisinin dip dibe okullara doluşmak zorunda kalacağı bu kararınızdan derhal vazgeçin! Birçok okulun öğretmenler odası kapasitesi yetersizdir. Katılımın zorunlu tutulduğu bu seminerler nedeniyle bazı öğretmen odalarına 60-70 kişi dolacak, sosyal mesafenin esamisi dahi okunmayacaktır. Bazı eğitim emekçileri çocuklarını okula getirmek zorunda kalacak ya da seminerler nedeniyle ailesiyle birlikte bu salgın atmosferinde yollara düşecektir. Ülkeyi yönetenlerin dahi kalabalıktan kaçındığı bu günlerde, öğretmenleri böylesi riske atmak, en hafif tabirle umursamazlıktır. Birçok okulun henüz dezenfekte edilmediği, edilenlerin büyük bir çoğunluğunun ise teftiş edilmediği bilinmektedir. Hijyenin önemine dair yaptığınız resmi açıklamalarla çelişmeyin. Mesleki çalışmayı pandemiye rağmen gerçekleştirmek isteyen yani bu denli elzem ve acil bulan Bakanlık bu kararın ardından aynı tarihlerde liselerde sorumluluk sınavlarını duyurmuştur. Bu denli önemli görülen çalışmaları lise öğretmenleri için olmasa da olur demek ne kadar tutarlıdır? Ciddiyetten de uzak, pandemi nedeniyle başka ilde bulunanların yerinde kalmasını, ama daha güvenli hissedeceği başka ilde çalışma yapmak isteyenleri ayrı tutan, il içinde ilçeden ilçeye, ilçeden köye gitmek zorunda kalan öğretmenlere ise okulunda çalışmayı, toplu taşıma kullanmayı dayatan kendi içinde bile çelişkilerle dolu bu sistem kabul edilebilir değildir.
Bilim Kurulu ve bilim insanlarının halen zorunlu olmadıkça evden çıkmamayı söyledikleri bir ortamda 1 milyondan fazla öğretmeni göreve çağırmak, bu dönemde liselerde sorumluluk sınavı yapmak ne kadar bilimseldir?” dedi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı