REKLAMI GEÇ

Sendikacının ‘Atatürk’ü Anladık mı?’ yazısı okutulmadı

Sendikacının ‘Atatürk’ü Anladık mı?’ yazısı okutulmadı

Eğitim-İş Pamukkale Temsilcisi, Anafartalar Lisesi Matematik Öğretmeni Namık Kemal Aydoğan, 10 Kasım töreni için “Atatürk’ü Anladık mı?” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Ancak okul idaresi, Aydoğan’ın bu yazıyı törende okumasına izin vermedi.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 10 Kasım 2015 Salı, 12:48

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, vefatının 77’nci yılında törenlerle anıldı. Tüm okullarda olduğu gibi, Atatürk’ü anma töreni Anafartalar Lisesi’nde de düzenlendi. Şiirler okundu, okulda görevli öğretmenlerden bazıları kürsüye çıkıp Atatürk’ü anlatan konuşmalar yaptı.

Ancak, “Atatürk’ü Anladık mı?” başlıklı bir yazıyı kaleme alıp okul idaresine sunan Eğitim-İş Pamukkale Temsilcisi ve Anafartalar Lisesi Matematik Öğretmeni Namık Kemal Aydoğan’a konuşma izni verilmediği ileri sürüldü. Aydoğan’ın “neden?” sorusuna “uygun bulunmadı” yanıtı verildiği öne sürüldü. İşte Aydoğan’ın okutulmayan o yazısı:

ÇİFTÇİ YUMURTAYI SATIN ALIYORSA
“77 yıldır, Atamızı özlemle anıyoruz. Neler geldi, neler değişti bu süre içinde? Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk’ün bizlere emaneti olarak, şüphesiz çok gelişti, çok yol aldı. O günlerde hayal bile edilemeyen birçok şey, bugün yaşamımızın bir parçası durumunda. Sevgili öğrencilerim, şimdi sorularla devam edelim…
Atatürk’ün traktör üzerindeki fotoğrafını hepiniz anımsarsınız. Planlı kalkınmanın, yatırımın ve üretimin ne denli önemli olduğunu anlatır: Şeker fabrikalarının, basma fabrikalarının birer birer çalışmaya başlamasıdır o fotoğraf… Bugün, üreten insanlar, köylüler üretimden zarar ediyorsa, bu ülkenin çiftçisi kendi yiyeceği bir yumurtayı dahi hazır alıyorsa nerede kaldı planlı kalkınma? Türkiye gibi bir tarım ülkesinde buğday ithal ediliyor, zeytin ithal ediliyor, kurbanlık hayvanlar bile dışarıdan getiriliyorsa nerde kaldı planlı üretim? Düşün bir kere, sor bir daha kendine, biz nereye gidiyoruz diye? Ülkeyi yönetenler değil, yurttaş olarak sen sorumlusun sen!

UÇAK FABRİKASINA NE OLDU?
Hani bizler ‘yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı’ derdik. Öyle öğrenmiştik çünkü. Bu Cumhuriyet daha 5 yaşındayken, 6 Ekim 1928’de Kayseri’de uçak fabrikası kurdu. O fabrikada uçaklar üretiyor, dışarıya uçak satıyorduk biz. Ne oldu o uçak fabrikalarına? Türk mühendislerinin gururu olan Devrim otomobili nerede? Lokomotif, vagon fabrikalarımız vardı bir zamanlar… Daha düne kadar ASELSAN, Türk malı telefon üretiyordu, yazılım gerçekleştiriyordu, ne oldu o mühendislerimize? Nerde kaldı yerli üretim? Sorgula bunları yurdumun güzel insanı ve adımını öyle at eyy Atatürk’ün evladı! Oysa, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmayı hedef koymuştu o güzel insan. Yalnızca laikliği savunarak Atatürkçü olamazsın; milliyetçi, halkçı, devrimci, devletçi, laik ve cumhuriyetçi isen bu mirasa sahip çıkarsın…

BİR ÜLKEYİ YOK ETMEK İSTİYORSANIZ TEMBELLİĞE ALIŞTIRIN
Kimsenin beğenmediği elalemin Çin’i, üretmedik bir şey bırakmadı: Otomobil, uçak, telefon, makas, iğne… Eğer bir ülkeyi yok etmek istiyorsanız, o insanları kolaycılığa, tembelliğe alıştırmanız yeterlidir. Çünkü eninde sonunda aç kalır ve muhtaç, tutsak duruma düşer o toplum. Çalışmaktan korkmak, yok olmak, sömürge olmak demektir aslında. Bu mudur çağdaş uygarlık düzeyi, bu mudur ileriye yürümek? Atatürk’ün, bu Cumhuriyeti kuran dedelerimizin ninelerimizin mirasına böyle mi sahip çıkacaktık?

Atatürk bütün komşu ülkelerle iyi geçinmenin önemli olduğunu vurgulayıp, dostluk antlaşmaları yapmayı ilke edinmişti. Dış politikayı bu ilkelerle geliştirmişti. Ama gelinen noktada komşularımızın birçoğu ile kavgalı durumdayız, bize “terör ve açlık” servis ediyorlar. 1980 öncesinde de gençlerimiz, dal gibi yiğitler birbirine düşürülmüştü… Bunun sorumluları yine bizleriz, 92 yıldır bizler yetki verdik yönetenlere. Peki, nerede kaldı Atatürk’ün Yurtta Barış, Dünyada Barış sözü, hiç düşündünüz mü?

ATATÜRKÇÜLÜK ANTİ EMPERYALİS OLMAYI GEREKTİRİR
Kemalizm ya da 1950’lerden sonraki söylemiyle Atatürkçülük, tam bağımsız ve anti emperyalist olmayı gerektirir. Ne ezeceksin, ne de ezileceksin, ne sömüreceksin, ne de sömürüleceksin. Güçlü ama barışçıl olacaksın, dost kalacaksın. Geçmişin bekçiliğini değil, geleceğin öncülüğünü yap! O bizlere solcu – sağcı olarak birbirinize düşün demedi. Türk – Kürt – Arap diye birbirinizi dışlayın demedi. Türk milletli çalışkandır, zekidir dedi. O’nun evlatları olarak bizler de bu onura ve saygınlığa layık olmak için çok çalışacağız, birlik olacağız.

Ey büyük Atatürk, açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime and içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun”

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı