REKLAMI GEÇ

ES

19 Mart 2018 Pazartesi

Hayatımızdan anlamı ne zaman çıkardık?
Ne zaman biliyor musunuz, hızlı tüketmeye başladığımızda!
Her şeyi ama her şeyi!
Aşkı, müziği, yemeği, şiiri, kitabı, filmi, dostlukları, doğayı, hayvanları, eşyaları, her şeyi!

Es vermeyi unuttuk.

Oysa müzik içindeki eslerle müziktir. Notalar arasındaki keyifli mesafelerle müziktir.

Kaliteli bir eserin sözünü anlamasanız da, ne anlattığını anlarsınız. Kaliteli müzik koşmaz, dans eder. Bir kere dinleyip çöpe atmazsınız. Son kullanma tarihi yoktur. Her dinlediğinizde farklı bir anlam katar size, bıktırmaz. Ortaya konan emek, siz dinlerken ruhunuzu yükseltir.

En son ne zaman karşınıza çıkanı değil de, dinlemek istediğiniz iyi bir müziği dinlediniz?

Yemek, doyup kaçmak için değildir. Mideyi doldurmak için hiç değil. Yemek yapmak ve sunmak bir sanattır. Bize verilen sayısız nimeti zarafet içinde kutsamaktır. Önce göze, sonra damağa, en son mideye hoş gelendir. Sohbete yarendir. Bir kadehle keyiflenendir. Yemeğin “fast”i olmaz. Her lokmanın lezzetini ikinci lokmayla arasındaki bekleme molasında anlar insan.
En son ne zaman televizyondaki diziye yetişme telaşı olmadan yemek yediniz?

Film izlemek, vakit öldürmek değildir. Yani film bir suç aleti değildir ki vakti öldürsün. İyi bir film izlemek için çaba göstermek gerek. Sinemaya gitmeye üşenmemek, ya da güzel bir filmin kaydını bulmak, CD sini almak, ona vakit ayırmak ve anlamını bölmeden, bütün halde izlemek gerek. Filmin içinde sessizliklerin sesini dinlemek gerek.

En son ne zaman istediğiniz bir filmi izlediniz, kumandayı kurcalamadan?

Kitap, havaalanında can sıkıntısını gideren bir çerez değildir. Kitap seçilen, sayfalarında hayran hayran gezindiğiniz, kapağını kapattığınızda, artık eski siz olmadığınız bir yolculuktur. Okurken durup, düşündüğünüz, duygudan duyguya geçtiğiniz, kendinizi tanıdığınız bir aynadır.
En son ne zaman çok satan değil de, çok satması gereken bir kitabı okudunuz cümlelerin altını çizerek?

Ağaçlar, çiçekler, dağlar, denizler ve gökyüzü biz farkına varalım diye oradalar. Fotoğraf çekip, yer bildirimi yapmak için değil. Doğanın mucizesini anlayalım diye bizimle birlikteler ve korkarım artık bizden bezdiler. Onları yok saymamıza gücendiler.

En son ne zaman sadece bir çiçeği koklamak, dokunmak için yol kenarında durdurdunuz arabanızı?

Ne zaman fotoğraf çekmeden, iyot kokusunu içinize çektiniz, telaşsız, derinden, yalnız kendiniz için?

Kuşlar, köpekler, kediler her an etrafımızdalar. Bize uçmayı öğretmek için. Bize sevmeyi öğretmek için. Bize insanlığımızı hatırlatmak için. Hayatın koşmak olmadığını anlatmak için.

En son ne zaman durup bir kediyi beslediniz?
Ne zaman bir köpeğin başını okşadınız, kovalamadan?
Ne zaman kuşlar için ekmek kırıntısı koydunuz pencerenize?

Peki ya aşk?
Karşımıza çıktığı an nefes almadan bir lokmada yutuveriyoruz. Sakin, tadını çıkararak, emek harcayarak, besleyici esler vererek, dinlenerek yaşamak yerine! Alışkanlığın çarklarına bir an evvel yem yapıveriyoruz. Keşfetmek yerine, yargılıyoruz. Dinlemek yerine sorguluyoruz. Beklentilerin kalabalığında çürütüyoruz. Sadece iki kişi üretmektense, mahallecek tüketiveriyoruz. Perakende değil, götürü usulü yapıyoruz alışverişi. Başladı, bitti hobaaa!
En son ne zaman aşkı geniş geniş düşündünüz?

En son ne zaman kıymetinin farkına vardınız elinizdekinin, kaybetmeden?

“Nef-es”in içinde bile es var.

Dur! Bir NEFES al…

AŞK DEDİĞİN
Ey can
okyanusta âsâsız yürümek
aşk dediğin.
Közde donmak
yandığını hissetmeden,
dağdan salmak kendini
kanadın var mı yok mu
dert etmeden.

Ey can
aşk dediğin
yürekte köşk hazırlamak
gelen oturur mu oturmaz mı
düşünmeden.
Dilinden itmek aşağı kelimeleri
tutan olur mu olmaz mı
önemsemeden.

Ey can
emniyette kalmak değil
ihtimale kanmak aşk dediğin.
Gönlünü baş etmek,
aklına yol vermek
döner mi, dönmez mi
merak etmeden…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Goksel Altınışık   -  Bağlantı 19 Mart 2018, 15:59

Ey can! Aşk dediğin yürekte köşk hazırlamak gelen oturur mu oturmaz mı düşünmeden.. Ne kadar doğru.

Yine çok güzel yazmışsın Aylincim.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı