REKLAMI GEÇ

BİLGİ ÜZERİNE

17 Mart 2016 Perşembe

Vikipedi’ye göre; bilgi, suje ile obje arasındaki ilişkiden doğan her türlü üründür. Felsefede; bilginin doğası, kökenleri ve boyutları ile ilgilenen dala ‘epistemoloji’ adı verilir. Bilimsel bilgiye gelince; bu tip bilgi bilimsel yöntemler ile elde edilen bilgidir. Bilimsel yöntem akıl, deney ve gözleme dayalıdır. Bir bilginin bilimsel olmasının ölçütü yöntemsel olmasıdır. Bilimsel bilgi objektif, sistemli, tutarlı ve eleştiriye açık bilgidir. Teknik bilgiden farklı olarak uygulama bilgisi değil, teorik bilgidir. Bilim insanı nesneye ya da olguya ‘bilmek için bilmek’ amacıyla yönelir.

BİLGİYİ SİNDİRMEK

Bilgilerimiz ve kabullerimiz var. Bir bilgiyi hap gibi yutup da sindiremiyorsak, o bilgi taş gibi midemize oturuyorsa, ayni bilgi başka türlü ifade edildiğinde ya da karşımıza alışık olmadığımız bir biçimde çıkarıldığında ne olur? Tanıyamaz, bilgimizle özdeşliğini fark edemeyiz. Toplum ya da grup içi anlaşmazlıkların bir nedeni de budur.

Bilgilerimizi sindirip kendimize ait kılabiliyor muyuz? Bu çok önemli. Deneyim ve duygular da sindirilmeyip midemize oturduğunda hem rahatsızlık yaratır, hem de onları güzelce değerlendirip sistemleştiremediğimiz için, yararsız kalır. Hayat hızla aktığında birçok etkileşim ve olay yaşarız. Bunları sakin zamanda değerlendirip, tam olarak anlamaya önem vermeliyiz. Önce deneyim, sonra da sindirilmiş bilgi haline getirirsek, farklı biçimlerde ortaya çıkan ama aslında benzer olan durumların da benzerliğini ya da aynılığını hemen kavrar ve gerekli tavrı alabilir, gerekli tepkiyi verebiliriz. Bu aynı zamanda bir kavramlaştırmadır. Böylece kavram zenginliğine ulaşırız ve bunların hepsi de bizim için, yaşam savaşında kullanılabilecek araçlar, silahlar haline gelir.

Bilgi, duygu, inanç, kanı ve deneyimlerimizi sindirememiş olmamız; benzerleri, onlardan büsbütün farklı bir biçimde ortaya çıktığında onların benzerliğini fark etmemizi engeller. Ancak bilgilerimizi iyice sindirdiğimizde, tümüyle başka bir biçimde karşımıza çıkan bir bilgiyi tanır, anlar ve bilgimizle özdeşliğini, özde bir olma durumunu fark edebiliriz.

Bilgi, deneyim, inanç, kanı ve duygularımızı her seferinde sindirebilme özelliği kazandığımızda, çok değerli bir özellik ve niteliğe kavuşmuş oluruz. O da, her şeyin biçimine yüzeysel biçimde takılıp kalmadan, özünü kavrama ve özüne en az biçimi kadar değer verebilmektir. Bu özelliğin bizi daha bilgili, dahası bilge bir kişi haline getirmesi oldukça olasıdır.

DENEYİM VE BİLGİ AKTARIMI

Deneyim ve bilgilerimizi aktarabilmekte genelde zorluk çekeriz. Çünkü bildiklerimiz ve deneyimlediklerimizi işleyip bağlantıları keşfetmez ve aralarını doldurup bütünlemeyiz. Oysa bildiklerimiz arasındaki bağları keşfederek de bilgi üretebiliriz. Böylece dağarcığımızı işlemiş, sistemleştirmiş oluruz. Ancak sistemleştirilmiş bilgi ve deneyim pedagojik bir öğretme değeri taşır. Bu değeri taşır hale getirdiğimiz bilgi ve deneyimleri ise kolayca bir başkasına aktarabiliriz. Bilip yaşadıklarımızı eğitici bir biçimde iletmek böyle olur kanısındayım.

SONUÇ

Sonuç olarak diyebilirim ki, bilginin kişiler-arası iletişimde kullanılması ya da paylaşılmasının ön koşulu o bilginin taşıdığı varsayımların ve kavramların ortaya konulmasıdır. Söz konusu kavramlara yüklediğimiz anlamların ne olduğunu karşılıklı paylaşırsak, birbirimizi anlayabiliriz. İkna olur ve ikna ederiz. Bu kavram yüklemi paylaşımını en çok kolaylaştıran unsur da, sindirmiş olduğumuz bilgileri paylaşıyor olmamızdır.

Bilgi paylaşımı amacıyla düşünce, bilgi ve kavramlarımızı tartıştık ve bir türlü ortak bir noktada buluşup anlaşamadık mı? ‘Anlaşmamakta anlaşmalıyız’ o durumda. Yani, düşüncene henüz katılamıyorum ama değişik bir düşünceye sahip olma hakkını savunurum demiş olalım. Birbirimize bu çağrıyı yapalım, anlaşmamakta anlaşalım. Konu gereksiz yere uzamış ve sinirler gerilmiş olmaz. İletişim kazalarını da önlemiş oluruz.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı