REKLAMI GEÇ

BİR GÜNCELLEME: GAYRİSAFİ MİLLİ MUTLULUK ENDEKSİ 2

19 Eylül 2019 Perşembe

Bu yazı dizimin birincisinde, bu endeksin dünyadaki ilk örneğinin Bhutan ülkesinde uygulanmış olduğuna değinmiştim. Bu endeksi içeren Bhutan anayasasında çok farklı bir ruh olduğu anlaşılıyor. Örneğin, anayasa ülkenin topraklarının en az yüzde 60’ının orman olması gerektiğini şart koşuyor. Bugün bu oran yüzde 72’dir. Ağaç kesmek için kralın izni bile yeterli değil. Bhutan’da her vatandaşın ücretsiz eğitim ve ücretsiz sağlık hizmetinde anayasal hakkı bulunuyor. Doğal kaynaklarını öyle dikkatli kullanıyorlar ki, ülke olarak karbon ayak izi negatif.

Brüt ulusal mutluluk kavramını idrak edebilmek için dahi özel eğitim gerekmektedir. Devletin kurumları, politikalarını halkın kolektif mutluluğunu gözeterek üretmek zorunda. Mutluluk, bireylerin özel alanında tecrübe edilen bir deneyim olmaktan çıkıyor; adalet gibi, sağlık gibi, eğitim gibi, kamunun sorumluluğunda olan bir yere taşınıyor. Mutluluğun maddiyattan çok insanın geçmişi, başkaları ve maneviyatı ile olan derin ve kaliteli ilişkisinden kaynaklandığına inanılıyor. Gayrisafi milli mutluluğun yolu toplumsal barıştan, dayanışmadan, çevreyi korumaktan, insanı ezmeyen mimari tasarımlardan ve kişilerin maddiyat ile maneviyat arasında geçirdikleri zamanı dengeleyebilmelerinden geçiyor. Hükümetlerin başlıca görevi, gayrisafi milli mutluluk endeksini arttırmak olmalıdır (Schumachercollege.org.com).

GSMH ile kolektif mutluluğu arttırmak arasında ilginç bir paradoks da bulunuyor. Örneğin, insanlar daha fazla hasta olduğunda daha fazla ilaç satılıyor ve GSMH artıyor. GSMH arttığı için insanlar daha mı mutlu oluyorlar? Veya sellerden dolayı yollar yıkıldığında ve bu yollar yeniden inşa edildiğinde GSMH artıyor ama bu süre zarfında kolektif mutluluk azalmış olmuyor mu? Hükümetlerin gayrisafi milli hasıla yerine gayrisafi milli mutluluğu arttırma hedefini benimsemeleri mümkün olur mu, bilemiyorum. Birinin iktisat, diğerinin ise bir felsefe olduğu açıkça gözüküyor (grossnationalhappinesscom.home).

Bhutan yaklaşık 20 yıldır gayrisafi milli mutluluğunu arttırma hedefi ile ahenkli ve demokratik bir şekilde yönetiliyor. 2015 senesinin mutluluk endeksine göre, bireylerinin sadece yüzde 9’u kendini mutsuz addediyor. Mutlu olduğunu belirtenlerin yüzde 47’si ise kendilerini ‘fevkalade’ veya ‘çok mutlu’ olarak tanımlıyorlar. Biz geri kalan dünyalılar ise her gün biraz daha fazla tüketmeye, üremeye, çevreyi tahrip etmeye, savaşa ve teröre kurban vermeye, stres ve endişeyle sağlığımızı heba etmeye, devam ediyoruz (izmirlife.com).

Elbette, dikkatimizi madalyonun öteki yüzüne çevirmemizi isteyenler de var:
‘Bhutan’ın ortalarından geçen yol, sis bürümüş çamlıkların içinden geçerek yükselir. Öyle bir dağ geçidine varılır ki, herkes durup kuzeye, Himalayalar’ın muhteşem zirvelerine bakacaktır. Orman kaplı dik yamaçlar kristal nehirlerin aktığı vadilere iner. Havada mis gibi çam kokusu… Rüzgar kanyonlar boyunca öyle bir telaşla eser ki; dua bayrakları pırpırlanır, tapınak çanları çalar.

Burası cennet mi ola?

Belki ama her Bhutan’lı böyle düşünmez’. (NPR.Org)

“Mistik krallık Bhutan, sorunsuz ve kutsanmış haliyle yalnızca Batılıların zihninde yaşar.” ‘Bhutan Etüdleri ve Gayrisafi Milli Mutluluk Araştırma merkezi’ yöneticilerinden Antropolog Dorji Penjore böyle düşünüyor. Bir de diyor ki; Bhutan’ın en büyük ihracatı olan ‘Gayrisafi Milli Mutluluk Endeksi, bütüncül bir yaşamı hedeflemektedir.

Bhutan başbakanı bu kavramı dünyaya ilk kez 1998 yılında ve bir Birleşmiş Milletler forumunda tanıtmış. Alternatif kalkınma paradigması olarak sunduğu bu yaklaşım, tüm kafaların ona çevrilmesine yol açmış. Sonra ne mi olmuş? Küresel bir “mutluluk” sektörü doğmuş. Önde gelen Batılı düşünce kuruluşları konuyu didik didik etmiş ve sosyal politikalarını geliştirmek isteyen hükümetler bu yeni modelle cidden ilgilenmiş.

Bugünlerde, uzmanlar ve liderler “Dünya Mutluluk Zirveleri”ne katılıyor. Birleşmiş Milletler yürürlüğe bir “Dünya Mutluluk Günü” koydu. Öğrenciler “mutluluk dersleri”ne giriyor. Yale Üniversitesi en popüler seçmeli dersi açıkladı: “Yaşam Nasıl Mutlu Yaşanır.” Daha yakınlarda; Delhi okul sistemi müfredata, Bhutan’a gönderme yaparak “mutluluk dersi” ekledi.

Yine de, Birleşmiş Milletler’in geçen sene yayınladığı en mutlu ülkeler sıralamasında, Bhutan zirveye yakın değildi. Norveç birinci gelirken, Bhutan 97. Oldu. Elbette Batının bakış açısından ve Batının ölçütlerinden dolayı durum böyle. Gerçekte bu küçük meşruti krallık, halkın ruh durumunu yakından ölçmekle ünlüdür hala. Batı şunları hesaba katmıyor: “Gayrisafi Milli Mutluluk” kavramının kökleri, ülkenin dini olan Budizm’dedir. Çünkü Budizm; şefkat, yetinme ve sükunet odaklıdır ve Budizm nicel olarak değerlendirilemez.

Bir de, felsefi cepheden yükselen itirazlar var: Mutluluğun soyut ve bu yüzden ölçülemez olduğu gibi. Yaşamın ana odağının mutluluk olamayacağı gibi. Bhutan’lı Film yapımcısı Tashi Gyeltshen’e göre, “yaşamla ilgili mutlu bir şey mi var? Yaşam yalnızca katlanılacak bir süreç”. (NPR.Org) Elbette bu kişinin bu yargıya kendi yaşamının etkisiyle varmış olduğunu söylemek de bir hayli olası.

(Devamı gelecek)

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı