YENİ YILA GİRERKEN
3 Ocak 2019 Perşembe
Hoşgeldin 2019. Halkımıza, yurdumuza ve dünyamıza dirlik, düzen, adalet ve esenlik getirmeni beklesem çok mu olur? İbn’i Sina, “adalet davranışların en güzel süsüdür” demişti. Pisagor’a göre düzen tüm şeylerin birleşmesidir ve doğa bu düzen içinde yaşar. Dünyadaki ahengi insan hayatına kazandırmak, en yüksek amaçtır. Toplum ve insan yaşamının yurdumuzda ve dünyada bu doğal düzene uyum sağlamasını beklesem senden?
Sevgili yeni yıl, Konfüçyüs’ün bu sözü ülkemiz için geçerli olmasın artık: “Halk yabanlaşmaya başlamıştı. Vatan için yeni yaşamsal yapılanmalar gerekiyordu. Yeni yasalar ve refahı, ahlaki yaşamı iyileştirecek önlemler gerekliydi.”
Konfüçyüs’e kulak ver sevgili 2019:
“Özgür ruhların, önünde uçacak bir alana gereksinimleri vardır. Erdem, işe yarayan bilgeliktir. Çin’in eski hükümdarları; halkta ahlakı, sadece eğitimin sağlamlaştıracağını anlıyorlardı. Dolayısıyla, zorunlu olan ilk öğretim’de eğitim, ilkin nezaket kurallarının öğretilmesiyle başlıyordu. Bir ülke yasalar ve ahlak aracıyla ayakta durur. Bunlar yoksa vatan ağır hasta olur. Bu, ahlakın genel çöküşüdür. Yöneticiler toplumda uyum sağlamayı görevleri bilmeliler ve kendi örnekleriyle, erdemi sağlam kılmaya çalışmalıdırlar. Atalar tarafından vasiyet edilen gelenekler, çok geçmeden yeniden yaşam bulmalıdır. ”
Konfüçyüs düşünüyordu: “Vatanı bu kaostan çıkarmak nasıl olasıydı? Şimdi parçalanmış, halsiz, batan; ama bir zamanlar büyük bir ülke olan vatanı, yaşama yeniden nasıl döndürülebilirdi? Çin derin bir manevi kriz içindeydi ve kurtarılması için, ideolojide, kültürde, devlet yapısında olağanüstü bir yeniden yapılanma gerekiyordu. Toplumun istikrarı adına, geçmişin ideallerine dönülmeliydi. ”
Biliyordu ki; eğer yasalarla yönetmek ve cezalarla düzeni korumak esas alınırsa, halk cezalardan kaçmaya çalışacak ve utanç hissetmeyecektir. Halk iyilikle yönetilmeli ve devlet-birey uyumu sağlanmalıdır. Toplumda; somut yenilenme programları yanı sıra, doğruya yönelten idealler olmalıdır. Bu yön veren idealler olmadan halkın ahlakını ve ruhunu ayakta tutamazsınız. Sağlam, filizlenen devlet, yalnızca halkın gerçek güveni altında hayatta kalabilir. Böyle bir güveni yalnızca, saygılı ve itibarlı bir hükümet hak eder.
Ne dersin sevgili yeni yıl, bu sözler kulağa tanıdık ve güncel geliyor mu? Çin’in büyük bilgesi ve kurtarıcısı şu sözleri de sarf etmişti: “Devlet akıllıca yönetilirse, yoksulluk ve ihtiyaçlar ortadan kalkar. Akıllıca yönetilmezse, zenginlik ve onur ortadan kalkar. Yüksek sınıftan insanlar ve yöneticiler, halka kötü örnek olmamalıdırlar. Devlet adamlarının görevi, halkı eğitmek ve onlara 5 temel görevi öğretmektir: Başkasını sevmek, gerçeği sevmek, göreve bağlılık, şeref ve adalet. Yöneticiler, herhangi bir devlet sorununu silah gücüyle çözmeye alışmamalıdırlar. Millet ve devlet kimliği yeniden kurulmalıdır. ”
Yurdumuzda ve halkımızda erdem yükselsin, sevgili yeni yıl. Bunun için yine Konfüçyüs’ü dinleyelim istersen: “Beş nesne, en yüksek erdemi oluşturur: Ruhun ciddiyeti, samimiyeti, gayreti, cömertliği ve iyilikseverliği. Öğrenmek ve öğrendiğini uygulamak zevklidir. Kendi emeği ile edinilmiş bilginin zevki, kendini durmadan aşarak yenme atılımı arzusu değil midir?”
Sevgili 2019, senden yurdumun bilime, aydınlanmaya ve özgür düşünceye açılmasını istiyorum. 1711 doğumlu ünlü Rus bilim insanı Mihail Lomonosof şunları söylemişti: “Bilimler; gençleri besler, yaşlılara sevinç verir, mutlu yaşamı süsler, mutsuz yaşamdan kurtarır, evde sorunları çözer, her yerde kullanılır, hem çalışırken hem dinlenirken tatlıdır. Aydınlanmanın yükselmesiyle halkın gücü, dolayısıyla devletin gücü de yükselir. Aydınlar gerçek bilgilerin yayılmasının; toplumun daha akıllı örgütlenmesi, doğal zenginlik ve gücün daha yararlı bir şekilde kullanılması için bu bilgilerin uygulanmasının, insanlığın sosyal, politik, teknik ve ahlaki sorunlarını çözmeye yardımcı olacağından emindiler”.
Yeni yıldan bir de, din ve devlet işlerinin birbirinden tümüyle ayrıldığı gerçek bir laiklik talep edeyim diyorum. Ne dersiniz değerli okurlarım? 74 yaşındaki Amerikalı gazeteci, yazar ve felsefe hocası Paul L.Williams’a göre “Tanrı ve para kavramlarının bir arada düşünülmesi, birtakım ahlaki yozlaşmalara ve değer kayıplarına neden olur. Bir toplumun en büyük yanlışı; dini, diğer değerlerine baskın kılmalarıdır.”
Sevgili 2019, senden son dileğim; halkımızın bir ulus olma bilincini yitirmemesi, yeniden kazanmasıdır. Bunun için hepimiz bol bol tarih okumalıyız derim. Tarihte biz Türkler Anadolu’da iki büyük imparatorluk kurduk. Selçuklular ve Osmanlılar hep “Müslümanız ama Arap değiliz” demişler ve varlıklarını böylelikle koruyup sürdürebilmişlerdi (Halil İnalcık). Tarihte; bağnaz din adamları yüzünden ümmetleşip ulus bilincini yitiren nice halk vardır ki, ulusal egemenliğini yitirip kayıplara karışmıştır. Oysa bir ulusun kurtuluşu, aslını korumaktadır (Cahit Ülkü, Son Hazaryalı). Bunun için onca emeklerle bir nesil iyi yetiştirilse bile, ikinci neslin kimliğini yitirme tehlikesi her zaman için gerçek bir tehlikedir. Halkımızın ulus olma bilincini yitirmemesi ve geri kazanması için, diline de sahip çıkması gerekmez mi? Tarih yazmaktadır ki; dilini unutan kavimler, dilini konuştukları kavimlerin içinde yokluğa karışırlar.
Yeni yıldan bunları, hiç değilse bunların başlamasını istemekte haksız mıyım, değerli okurlarım? Toplum olarak, bir halk olarak ikilemler salıncağında sallanmaktan başımız dönmedi mi? Ruhsal yorgunluğun doruğuna çıkanlarımız az mı? Naçizane; bildiklerimi ve doğruluğuna inandıklarımı sizlerle paylaşmaya, toplumsal uyarı görevimi yapmaya, halkıma olan borcumu bu yoldan da ödemeye çalışıyorum. Peki bilmek niye? Tek başına yeterli mi? Sanırım hayır dediniz. Haklısınız. Bilmek tek başına yetmez. Bilgiyi ışık edinip önümüzü ve yurdumuzun ufkunu aydınlatmak, düşünceye temel yapmak, ve o düşünceleri uygulamak da gerekir. Yeni yıl dilekleri kapsamında sunmuş olduğum bilgi ve düşüncelerin sindirilmesi ve uygulanması dileklerimle, yeni yıla hoşgeldiniz diyorum değerli okurlarım.