REKLAMI GEÇ

DUANIN ÖNEMİ

DUANIN ÖNEMİ

Ramazan-ı şerif dua ayıdır.Daha iki ay varken ramazana ilişkin dua edip bizi de dua etmeye teşvik eden peygamberimiz(SAV) ‘‘Allahı Receb ve şabanı bizim için mübarek kıl bizi ramazan’a eriştir’’ buyurmuştur. Böyle bir dua ile özleyerek dua ederek beklediğimiz ramazana ulaştığımızda yine duaya devam etmeliyiz. Çünkü ibadet ayı olan ramazanda aslî ibadet olan dua daha bir önem kazanmaktadır. Özellikle iftar saatinde yaptığımız duaların ret olunmayacağı…

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 18 Temmuz 2014 Cuma, 10:23

denizli-ramazan-mehmet-yigin-dua-h

Ramazan-ı şerif dua ayıdır.Daha iki ay varken ramazana ilişkin dua edip bizi de dua etmeye teşvik eden peygamberimiz(SAV) ‘‘Allahı Receb ve şabanı bizim için mübarek kıl bizi ramazan’a eriştir’’ buyurmuştur.
Böyle bir dua ile özleyerek dua ederek beklediğimiz ramazana ulaştığımızda yine duaya devam etmeliyiz. Çünkü ibadet ayı olan ramazanda aslî ibadet olan dua daha bir önem kazanmaktadır.

Özellikle iftar saatinde yaptığımız duaların ret olunmayacağı nebevi müjdeleri de unutmadığımız takdirde duaya olan iştiyakımız daha da artacaktır.

Şimdi tarifi ve kurandan birkaç peygamber duası örneği sunalım.
Dua: Arapça bir terim olup; çağırmak, seslenmek, istemek, yardım talep etmek anlamlarını ifade eder. İsteklerimizi yerine getirmekten aciz kaldığımız,kendi gücümüz,kendi bilgimiz,kendi imkanlarımızla karşılamaya muvaffak olamadığımız tüm dünyevi isteklerimiz ile ster cehennemden kurtulma ister cennete kavuşma arzusu olsun ahrete ilişkin bütün isteklerimizin dile getirilmesidir.
Bu aczimizi anlamak ve kabullenmek ve itiraf etmek anlamına da gelir aynı zamanda.
Öyle ise klasik İslam kültüründeki dua tarifini yapalım
“Allah’ın Yüceliğini kayıtsız şartsız kabul etmek ve bu yücelik karşısında aczini itiraf ederek, sevgi ve saygısını sunarak Allah’tan dilekte bulunmaktır.”

Kur’an-ı Kerim’de pek çok ayette dua konu edilmekte ve değişik dua örnekleri verilmektedir. Pek çok ayette de çeşitli peygamberlerin, yaptıkları dualar bu örnekleri teşkil etmektedir. Bunlar arasında özellikle Hz. Adem, Hz. Musa, Hz. İbrahim, Hz. Hud, Hz. Nuh, Hz. İsa, Hz. Zekeriyya, Hz. Süleyman ve Hz. Meryem’i zikredebiliriz.

Âdem (a.s.) ve Eşi Havvâ’nın Duası
Hz. Adem (as) ve Eşi Hz. Havva validemiz cennette yaşarlarken Allah’ın şu hitabı ile muhatap oldular. Dedik ki: “Ey Âdem! Sen ve eşin cennete yerleşin. Orada dilediğiniz gibi bol bol yiyin, ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.” Bakara 35

Cennetin bütün nimetlerinden dilediklerince istifade edip cennette hayatlarını sürdürürlerken; şu ayet meselenin akışını şöyle şekillendiriyor. ‘’ Derken, şeytan ayaklarını oradan kaydırdı. Onları içinde bulundukları konumdan çıkardı. Bunun üzerine biz de, “Birbirinize düşman olarak inin. Sizin için yeryüzünde belli bir süre barınak ve yararlanma vardır” dedik.’’

Ayet-i kerimeden anlaşıldığına göre kendilerine yasak edilen ağacın meyvesinden şeytanın aldatması ile yediklerinden dolayı cennetten çıkarılmışlardır.Yeryüzüne indirilirken birbirinize düşman olarak denmiş olması ayrı bir sıkıntının ifadesidir şüphesiz.Hal böyle olunca Hz Adem(as) ve Eşi Hz.Havva validemiz şöyle dua etmişlerdir. ‘‘Dediler ki: “Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.”

Musa (a.s.)’nın Duası
Firavun’un gördüğü bir rüyasını yorumlayan yorumcuların haberi ile saltanatını kaybedeceği dehşetine düşmesi sonucu Mısırda doğan erkek çocuklarının öldürülmesini emrettiği bilinen bir kur’anî hakikattir.Yine Kur’anın verdiği habere göre Hz. Musa Allah’ın lütfu ile Firavunun sarayında hem de annesi tarafından büyütülmüştür.Henüz Peygamber olmadan evvel Mısır’da bir israilli’yi savunmak için bir kıptiye attığı yumruk neticesi Kıpti’nin ölmesi üzerine Hz. Musa şu Duayı yapmıştır. ‘‘ Mûsâ, “Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmettim. Beni affet” dedi. Allah da onu affetti. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.’’kasas 16

Hz. İbrahim AS ‘ın dualarında bazıları
İbrahim süresinin 35. ayetinden 45 ayetine kadar olan ayetler sadece duayı değil sebebini,yerini ve dua ile istenenleri içermekte olduğundan ilgil, ayetleri okumanız için hemen aktarıyorum

Hani İbrahim demişti ki: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut.” “Rabbim! Çünkü o putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Artık kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse şüphesiz sen çok bağışlayan, çok merhamet edensin.” “Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evinin (Kâbe’nin) yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için (böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları ürünlerden rızıklandır, umulur ki şükrederler.” “Rabbimiz! Şüphesiz sen, gizlediğimizi de, açığa vurduğumuzu da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz.” “Hamd, iyice yaşlanmış iken bana İsmail’i ve İshak’ı veren Allah’a mahsustur. Şüphesiz Rabbim duayı işitendir.” “Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle.” “Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana-babamı ve inananları bağışla.”
Şimdi ise Kur’an-ı Kerim’de geçen peygamber dualarını çoğaltmak mümkün ama bu yazı sadece bir iki örnek vermeye uygun.Tamamını aktarmak hem imkan hem de hakim bakımından bu yazıyı taşar. Ancak Efendimizin yaptığı ve tavsiye ettiği ve de çoğumuz tarafından bilinen iki duayı da hatırlatmadan geçmek olmaz.
Hz. Peygamber’in en çok tavsiye ettiği dua örneklerinden biri; Bakara suresinde geçen şu ayet mealidir: “Ey Rabbimiz! Bize dünyada da güzel şeyler ver, ahirette de güzel şeyler ver ve bizi cehennem ateşinden koru.” Bir başka örnek de İbrahim suresinin 41. ayetidir: “Ey Rabbimiz! Hesapların yapıldığı günde beni, anababamı ve bütün inananları bağışla.”

Bu ayetlerde iki husus dikkat çekmektedir. Biri güzellik, diğeri toplumculuk. Yani bir Müslüman, yaptığı duada her iki dünyada da hayatını güzelleştirmesini, bu güzellikleri tüm inananlara da vermesini isteyecek. Dolayısıyla, bağışlanmanın yolu güzellikleri paylaşmaktan geçer.(Prof. Dr. Yunus Vehbi Yavuz .Diyanet Avrupa Dergi, Agustos 2005)

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı