REKLAMI GEÇ

12 Eylül sabahı neredeydiler?

12 Eylül sabahı neredeydiler?

Sedat Kurt sordu; Denizli Belediye Başkanı Zeybekci, PAÜ Rektörü Ardıç, DSO Başkanı Keçeci, AKP İl Başkanı Uçar, CHP İl Başkanı Gönenç ve MHP İl Başkanı Kaplan 12 Eylül 1980 sabahını anlattı.

/ DENİZLİHABER / 11 Eylül 2009 Cuma, 17:49

Sedat Kurt, dün akşam(11.09.2009) güncellenen köşe yazısı için AKP, MHP ve CHP il başkanlarını arayıp, 12 Eylül 1980 sabahı nerede olduklarını, darbenin hafızalarında nasıl bir yer edindiğini sordu. Kurt’un köşe yazısından yola çıkarak Denizli’nin önemli isimlerine 12 Eylül 1980 sabahı nerede olduklarını sorduk. İşte aldığımız yanıtlar;

Zeybekci Kütahya’da mahsur kaldı
Belediye Başkanı Nihat Zeybekci üniversiteyi kazanmış ve lise diplomasını almak için Kütahya’ya gitmişti. Ancak darbe nedeniyle arkadaşlarıyla birlikte lisenin yatakhanesinde birkaç gün geçirmek zorunda kaldı. Zeybekci o günü “Yurda geldiler. Talan ettiler. Çok korktuk. 2 gün dışarı çıkamadık. Orada tutulduk. Evlerimize 2 gün sonra dönebildik. Tabii ki belirli bir aktivitenin içinde bulunmanın rahatsızlığıyla, korkuyorduk. Acaba falanca yerde yürürken, falanca mitingde bizi gördülerse, görüntülerimizi çektilerse diye çok endişe ettik” diye yorumluyor.

Darbe değil sonrasındaki süreç etkiledi
Prof Dr. Fazıl Necdet Ardıç henüz lise 1 öğrencisiydi. Darbenin olduğu gün evindeydi. İzmir’in Karşıya ilçesinde oturuyorlardı. Bornova Anadolu Lisesi’nde okuyordu. Ardıç, o günleri “Dayımlar gelmişti Ankara’dan. O gün döneceklerdi. Ancak darbe ve sonrasındaki sokağa çıkma yasağı nedeniyle gidemediler. Bizim lisede elbette ki politik eylemler oldu ama hiç şiddet olayı yaşanmadı. Bu nedenle sonraki günlerde sıkıntı yaşamadık. Ancak darbenin etkilerini daha sonra yaşadık. Öncesindeki terör değil de sonrasındaki yasaların getirdiği etkilerini yaşadık” sözleriyle dile getiriyor.

O günkü endişelerim,
bugün Ergenekon konusunda sürüyor
DSO Müjdat Keçeci, o dönemlerde avukattı. Darbe sabahı evindeydi. Kendisi ve ailesiyle ilgili bir sıkıntı yaşamadı. Keçeci o günlere ilişkin “ İstanbul’da devre arkadaşım birçok hukukçu gözaltına alındı. Büyük bir muamma vardı. Merak ediyor, endişeleniyordum. Belirsizlik beni korkutuyordu. Bir hukukçu olarak neler yaşadıklarını, arkadaşlarımı nelerin beklediğini bilmiyordum” diyor ve ilginç bir benzetme yapıyor; “12 Eylül süreci yaşadığım endişeler ve bilinmezliğin yarattığı büyük soru işaretlerini şimdi Ergenekon davası için güdüyorum. Ergenekon davası nasıl sonuçlanacak. Gerçekten iddia edilenler doğru mudur? Gerçekten dedikleri gibi olay var, bir itham var her şeyden önce. Bir ihtilal yaratacakmışsın gibi ekibini kurmuşsun diyorlar o insanlara!”

Uçar Kur’an Kursu’ndaydı
AKP İl Başkanı Bilal Uçar, Denizli’deydi.. Henüz 12-13 yaşlarındaydı. Merkez Efendi Kur’an Kursu’nda öğrenciydi. İhtilal olduğu gün askerler kursu mühürlediler
15 gün sonra tekrar açıldı. Öğrenciler geri çağrıldı.. “Bir sabah tanklar geçti. Ne olduğunu bilemedik. İhtilal oldu dediler. Gelip kursu mühürlediler. Bizleri köylerimize gönderdiler” diye anlatıyor o günleri..

Gönenç’in ODTÜ kabusu
CHP İl Başkanı Zafer Gönenç’in 12 Eylül sendromu, aslında ODTÜ kimliğine dayanıyor.
ODTÜ öğrencisiydi. Ama 12 Eylül sabahı Denizli’deydi. ODTÜ’lülere karşı, inanılmaz sert müdahaleler, işkenceler, 90 günü bulan gözaltılar nedeniyle Ankara’ya on gün sonra gitti. Aylarca kampustan dışarı çıkamadı. Çünkü polis kontrolünde gözaltına alınması için tek yeterli neden ODTÜ kimliğiydi. “Arkadaşlarım, can ciğer dostlarım, sorgulandılar, işkence gördüler, cezaevlerinde yattılar” diye bahsediyor o günlerden.

Kaplan lise öğrencisiydi
MHP İl Başkanı Zafer Kaplan, Denizli’deydi. Denizli Lisesi’nin mecburi öğrencisiydi. “79’da mezun olmam gerekirken edebiyat dersinden siyasi görüşüm nedeniyle bütünlemeye kalmıştım. Evdeydim, günlerce sokağa çıkamadık. Daha sonra ülkücü arkadaşlarımın bir kısmının gözaltına alındığı haberini aldım” sözleriyle anlatıyor darbeyi..

SEDAT KURT’UN KÖŞE YAZISI İÇİN TIKLAYIN;

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı