REKLAMI GEÇ

Demir’den Denizlihaber’e önemli açıklamalar

Demir’den Denizlihaber’e önemli açıklamalar

Denizli Valisi Abdülkadir Demir’in göreve başlamasından sonra antik kentlerde hızlı bir ayağa kalkış dönemi başladı. Bunlardan en önemlisi yardım asırı aşkın süredir İtalyanların kazdığı Hierapolis antik kenti. Herkes kazıların ağır aksak yürümesinden şikayet ediyordu. Hatta kazının İtalyanlardan alınacağı bile konuşulmaya başlanmıştı. Vali Abdülkadir Demir, Yaşar Tok’la a’dan Z’ye Denizli’yi konuştuğu röportajda, Hierapolis’te bundan sonrası adına çarpıcı açıklamalar yaptı.

/ DENİZLİHABER / 26 Ağustos 2013 Pazartesi, 10:41

Geldiğinden beri yakından takip ettiğimiz Denizli Valisi Abdülkadir Demir’in tarih ve arkeoloji merakı, bir röportaj yapmak üzere bizi kışkırtan en önemli etmendi. Öyle ya, az buçuk bizim de merakımız vardı ve bu merak çakışmasından ortaya daha ‘derinlikli’ bir söyleşi neden çıkmasındı. Şimdilik derinliğinden pek emin değilim. Çünkü sormak istediklerimizin çok azını sorma fırsatımız oldu. Vali Demir söz konusu alanlara ilişkin güncel bilgilerini o kadar biriktirmiş ki, adeta bu bilgileri ‘harcayacak’ yer arıyordu, neredeyse bize soru sorma fırsatı bırakmadı. Nihayetinde bu röportaj “bir dokun bir ah işit” olmadı elbette. Ama belli ki her mülki amir gibi Demir’in de yolunda gitmediğini, gereğince, usulünce yürümediğini saptadığı ve ‘şikayetini’ esirgemediği çalışmalar üzerine açık bir söyleşi oldu.

ic2

İlk geldiği zaman her kesim gibi bizler de Demir üzerine soru işaretleri ile dolu bir bekleyiş içinde olduk. Zaman zaman yapılan röportaj ve konukluk söyleşilerinden sonuçlar çıkardık, tanımaya çalıştık. Ne kadar tanıdık bilmem, ama Vali’nin artık kente epeyce vakıf olduğu varsayımından yola çıkarak aşağıdaki(devamının geleceğini umduğum) röportajı yapmak için gereken bilgi edinme olgunluğuna eriştiğine kanaat getirip makamına konuk olduk. Bir sorduk, pek çok yanıt aldık. ‘Off the record’ olur mu dedik, gerek yok dedi, ses kaydımıza başladık. Benim yapacağım böyle bir röportajdan ilgili herkesin beklediği, doğal olarak gelip tarih ve arkeoloji konuşmam olacak. Önce bu beklentiyi boşa çıkarmayalım. Ayrıca çok resmi bir röportaj değil, daha içtenlikli bir söyleşi beklentisi içinde ilk soruyu(biraz etraflıca) soruyorum.

ic1

LAODİKEİA’DAN ÖNCE, LAODİKEİA’DAN SONRA

YAŞAR TOK: Denizli arkeolojisi ile ilgili son yıllarda izlenen politikalar, ören bölgelerini bir yere getirdi ve turizmin içine daha fazla katmaya başladı. Ancak, bu iş hala merkezde temerküz etmiş bir faaliyet görüntüsünden kurtulamadı. Yani Hierapolis-Laodikeia ekseninde devam eden bir turizm algısı olarak devam ediyor. Bu nedenle olsa gerek örneğin termal yeterince devreye giremedi. Siz diğer ören bölgelerini de gözeterek kentin turizm politikalarını nasıl bir yaklaşım içinde değerlendiriyorsunuz?

ic-laodikya1
VALİ ABDÜLKADİR DEMİR: Denizli’yi diğer bölgelerden ayıran önemli faktörlerden biri, Türkiye, belki dünya arkeolojisini de ilgilendiren antik kent olarak Laodikeia burada çok belirleyici olmuş. Bu sistem başladığı günden itibaren arkeoloji konusunda çok daha hızlı gidilebileceğine insanlar inanır hale gelmiş. Bunun sadece Denizli değil, tüm Türkiye için önemli olduğuna inanıyorum. Bayramda Antep’teydim. Orada İl Özel İdaresi Genel Sekreteri iken Zeugma ile ilgili çok çalışmamız olmuştu. Ama bütün uğraş ve gayretlerinize rağmen sadece bir ay çalıştırabiliyorsunuz. Dolayısıyla bununla bir yere gitmeniz mümkün değil. Çünkü buradaki sıkıntı şu, ya bir aylık çalışmada diyelim mozaik buldunuz, üstünü kapatıyorsunuz, ya da diğerlerini koruma altına alıyorsunuz. Ama bu arada açıkta kalan bölümler güneşle, yağmurla tahrip oluyor. Bir devamlılık olmuyor. Önünüzdeki kalan 11 aylık dönemde ise burası tahrip oluyor. O nedenle 12 ay, dört mevsime yayılan arkeolojik çalışmanın burada, Denizli de ufuk açtığına, ön aldığına inanıyorum.

ic-laodikya-2
Kazılarla ilgili yabancı kazı heyetlerinin genel kanaati şu; ki ben kaymakamlık dönemimde de bunun mücadelesini çok yaptım fakat önemli mesafeler alamıyordum, oradaki kazıda bulduğunuz bilimsel veriler ve bu bilgilerin paylaşılması önemli. Dolayısıyla işin restorasyon kısmı hiçbir zaman öncelikli bir konu değil. Laodikeia örneği ile restorasyonun da kazı kadar önemli olduğunu gördük. Başta sizin belirttiğiniz gibi sonuçta her şey insan için. Eğer siz elinizdeki bunca kültür birikimini insan için değerlendiremiyorsanız, bunun kazılmasının çok önemi yok. Ben bu değişimin çok önemli ve belirleyici olduğuna inanıyorum. Bu örnek öncelikle Denizli’deki bütün kazılara yaygınlaştırılmalı, sonra da Türkiye bunu örnek almalı. Ben inanıyorum ki, bunlar gerçekleşirse Türkiye arkeolojisindeki çalışma yöntemi “Laodikeia’dan önce ve Laodikeia’dan sonra” ayrımına yol açacak kadar belirleyici olacak.

ic-hierapolis

“HİERAPOLİS’TE İTALYANLARLA İŞBİRLİĞİ SAĞLADIK”

YAŞAR TOK: Uzun yıllar Denizli turizmini sırtlayan Hierapolis’i nasıl bir çerçevede değerlendiriyorsunuz?

VALİ ABDÜLKADİR DEMİR: Burada Laodikeia kadar önemli bir başka yer hiç kuşkusuz Hierapolis-Pamukkale. Bu konuda geldiğimden beri, bulunduğum her platformda, bir bürokratın, valinin girmeyeceği kadar yüksek sesle bu işin yanlış yapıldığını, Laodikeia örneği önümüzdeyken Hierapolis’teki yavaşlığın kabul edilemeyeceğini söyledim. Biliyorsunuz orada 56 yıldır devam eden ve yaklaşık 46 yıldır aynı hocanın devam ettirdiği bir kazı çalışması var. Ama bu maalesef bizim hiçbir talebimizi karşılamayan bir yapıydı. Sonunda orada çok önemli bir çalışma başladı. Ben ısrarla oranın tümüyle alınmasını istedim. Ama böyle bir şey mümkün olmadı. Nihayet yönerge ile yapılan bir çalışma sonunda, antik kentlerdeki çalışmaların bir bölümünün Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın onayı ile bir başka yere verilebileceğine dair bir hükümden faydalanarak müze bünyesinde nekropol çalışması başlattık. Bu onayın alınıp çalışmanın başlamasıyla İtalyan kazı heyetinin Hierapolis’e ve Denizli’ye bakış açısı bir anda değişti. Bu şu demektir, burayı alabilen güç, gerekirse kentin tamamını da alabilir.

ic2

YAŞAR TOK: Hierapolis kazılarını İtalyan Kazı heyetinden almayı düşünüyor musunuz?

VALİ ABDÜLKADİR DEMİR: Bizim için burada aslolan Hierapolis’in ayağa kaldırılması. Kimde olduğu çok önemli değil. Burada illa ki yerli kazı heyeti mücadelesi vermiyoruz. Ama tarihinde hiç olmadığı kadar elimizde kaynak varken, yöneticiler bu işe bu kadar açık ve yatkınken Hierapolis’te daha çok şey yapmamız gerektiğinin haykırışıdır bu. Şimdilik bunu sağlamış olduk. Nekropol ile ilgili olarak şu anda yapılan çalışma alana antik bir hava kazandırdı. Belki faklı ve uzun bir konuşma konusu olacak olan oradaki antik yolun asfaltla kaplanıp yer yer bir metreye ulaşan toprak dolgu ile doldurulmuş olması çok hazin bir durum. Orası kenarındaki su kanalları, oturma yerleri ile tam bir cadde imiş. Bunu kazınca görmüş olduk.

YAŞAR TOK: Restorasyon düşünüyor musunuz?

VALİ ABDÜLKADİR DEMİR: Yol kenarındaki lahit ya da anıt mezarların bir bölümünü yılsonuna kadar ayağa kaldırmayı planlıyoruz. Müze Müdürlüğümüz başkanlığındaki kazıya PAÜ arkeoloji bölümünden hocalarımız destek veriyor ve Denizli’nin emeği olarak burası ortaya çıkıyor. Buranın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Burada göstereceğimiz başarının tüm Hierapolis alanını etkileyeceği inancındayım.

ic-D'andria

YAŞAR TOK: Bu girişimdeki kazanç nedir sizce?

VALİ ABDÜLKADİR DEMİR: Bizim buradaki kazancımız şu oldu, İtalyan Hoca benim görev sürem boyunca iki yıldır işbirliğine yanaşmıyordu. Şimdi ise bu tür bir işbirliğine çok açık hale geldi. Böylece elindeki ekibi ve dökümanı bizimle paylaştı. Bu en önemli kazancımız oldu. Biz şu anda, Hierapolis antik kenti içindeki yedi farklı alanda çalışma yapıyoruz. Nekropol, Hamam Bazilika, Frontinus Kapısı, Tiyatro sahnesi, St. Philippus anıt mezarına giden bir tür hac yolu ve kilisedeki çalışmalar, antik havuz arkasındaki küçük tiyatronun restorasyonu ve en önemlisi Plutonium tapınağının cehennem girişinde yapılan açma ve restorasyon çalışması. Ben bu gün 3 saat kadar Kazı Başkanı D’Andria ile orayı dolaştım. Sözünü ettiğiniz kazı alanlarının tümünü gezdim. Gittiniz mi? Gördüğünüz gibi inanılmaz şeyler çıktı. Sadece Hamam Bazilika ile ilgili söyleyeyim, ben utanç duyuyorum kentin yöneticisi olarak. Sizler kaç tane haber yaptınız. Hakikaten yıkılıyor ve biz devlet olarak yıkılmayı önlemek için 70-80 TL masraf ediyoruz. Halbuki bu parayla biz orada çok önemli şeyler yapabilirdik. Şu anda bunlara inanır hale gelindi. Sonuç olarak Hierapolis önümüzdeki yıl çok farklı şeyleriyle ortaya çıkacak. Pek çok yanıyla yeraltından çıkıp görünür hale gelecek. Plutonion’un gerçek yerinin bulunması ve tören alanıyla ortaya çıkmasını çok önemsiyorum. Çünkü kente Hierapolis adını veren de bu kutsal alan.

ic-antik-havuz

“ANTİK HAVUZ KAPILARDAN DAHA FAZLA GELİR SAĞLIYOR”

YAŞAR TOK: Tüm bunların turizm geliri açısından önemi nedir?

VALİ ABDÜLKADİR DEMİR: Şu anda antik havuz, kapı girişindeki gelirden daha fazlasını elde ediyor. Bu örneği kullanarak yeni açılan alanlarla ilgili her biri ayrıca ziyaret edilebilir bir yapı düşüneceğiz. Sonuç olarak tüm bunları gerçekleştirdiğimizde Hierapolis turistik olarak artık kendi gerçek siluetiyle ortaya çıkmış olacak.

“MALİ SIKINTIMIZ YOK”

VALİ ABDÜLKADİR DEMİR: Para konusunda hiçbir sıkıntımız yok. Biz burada sadece nekropol için 200 bin lira harcadık. İşçi sıkıntımız yok, ödenek sıkıntımız yok ve biz bu işi sonuna kadar götürmek istiyoruz.
Son bir şey daha; antik havuz çevresi mutlaka düzenlenmeli. Orası artık tahammül edilecek durumda değil. Çok iptidai, etrafı kapatılmış, antik olmaktan çıkmış bir görüntüsü var. Yiyecek içecek bölümünü daha ileriye almak istiyoruz. Bununla ilgili teklifimizi Kurula ilettik, ön mutabakata vardık. Ayrıca Jandarma havuzunun olduğu yeri de kazanmamız lazım. Bunula ilgili olarak da geçen hafta Koruma Kurulu karar verdi, çevre düzenlemesi olarak kuruldan geçti. Bizim hedefimiz zaten sadece temiz bir havuz. Şu anda maalesef ifade edemeyeceğimiz çirkinlikte bir görüntü var orada.
(Devam edecek)

Not:
Röportajımızı çözümleyip kağıda aktardıktan hemen sonra Hierapolis ve Laodikeia ile ilgili güncel fotoğraf ihtiyacı doğdu. İlk başvurduğumuz İl Kültür Müdürlüğü sitesi idi. Ama ne mümkün. Hem fotoğraflar güncel değil, hem de sanki özel bir şirket sitesi gibi tüm fotoğraflar için izin ibaresi var. Üstüne her fotoğrafın sağ alt köşesi kocaman bir müdürlük damgası taşıyor.

PAÜ’nün Laodikeia ile ilgili internet sayfasında da aynı durumla karşılaştık. Kocaman bir Laodikeia damgası sağ alt köşede yer alırken, fotoğrafı ortadan çapraz kesen “Laodikeia Kazısı Başkanlığı” ibaresi tüm görüntüyü çirkinleştiriyor.

Örneğin Aphrodisias, örneğin Efes antik kent kazıları ile ilgili resmi web sitelerini kontrol edin. Bu anlaşılmaz tutumu oralarda görmeniz mümkün değil. Ya da Aydın, İzmir, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüklerinin resmi web sitelerini… Hiç birisi fotoğraf kullanma yasağı uygulamıyor ve kocama bir damga ile çirkinleştirmiyor.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı