REKLAMI GEÇ

İŞTE GENEL MERKEZ’DEKİ SON PORTRE

İŞTE GENEL MERKEZ’DEKİ SON PORTRE

Denizlihaber yazarları Sedat Kurt ve Serdar Ekiz, birlikte gözlemledikleri CHP Genel Merkezi’ndeki son havayı konuşuyor. Sedat Kurt tespitlerini dile getirip, Ekiz’e kendi gözlemlerini soruyor. CHP’de değişim hangi boyutta, örgütleri neler bekliyor? İşte iki genç bakışın taze gözlemleri…

/ DENİZLİHABER / 10 Kasım 2010 Çarşamba, 19:05

SEDAT KURT: CHP Genel Merkezi’nde sıkıntılı iki günün ardından havayı gördün. Ben partinin içinde bulunduğu sıkıntıyı çok çabuk atlattığı izlenimini edindim. Sen bu konuda neler düşünüyorsun?

SERDAR EKİZ: Sanırım beklentinin ötesinde daha hızlı gerçekleşmiş dönüşüm. Senin de gördüğün gibi genel başkan yardımcılarının özellikle cep telefonları susmak bilmiyor. Abartmıyorsam sadece Gürsel Tekin’le 4 saat birlikteliğimizde 300’e yakın telefon geldi.
İl Başkanları, İlçe başkanları, zamanında küstürülmüş ve dışlanmış eski partililer… Mayıs ayındaki heyecandan daha fazla heyecan var dersem abartmış olmam…

SEDAT KURT: Evet Gürsel Tekin’le röportajda sen de vardın yanımda. Tekin’e ciddi bir ilgi var. Bir taraftan da aslında örgütlerin daha çok Önder Sav’la iyi bir diyalogda olduğu söylemi var. Tekin ya da yanındaki kalabalık bu durumun aksi bir görüntü sergileme gayretindeler mi yoksa, söz konusu ilgi partideki olumlu gelişmelere mi işaret?

SERDAR EKİZ: Bu bir gövde gösterisi değil zaten Sayın Gürsel Tekin İl Başkanlığı zamanında ‘Aman illeri gezeyim de daha çok örgütle ilişkim olsun’ çabası içinde değildi. O yüzden Gürsel Tekin’i partililer İstanbul’da Kemal Bey’le çalışırken tanıdılar ve sanırım çok sevdiler. Demek ki öyle ‘bunun örgütü şunun örgütü’ diye bir şey yok. Taban son derece sağduyulu. Mesela Enver Aysever’le ilgili bir anekdot anlatayım. Enver Aysever biliyorsunuz Parti Meclisi üyesi ve televizyonlarda çok sık gördüğümüz bir partili. Ecevit’in anma toplantısına girdiğinde, salonda öyle bir coşku oluştu ki slogan atıldı lehinde. O da tüm salonu dolaştı. Demek ki halktan yana bir tavır koyunca, bu partili bu insanlara sahip çıkıyor. Enver Aysever haber kanallarında CHP için dişe diş mücadele veriyor ve halk bunu sevmiş.

SEDAT KURT: Gelinen noktada üye-parti arasındaki bağ kuvvetlendi mi diyorsun? Peki bu durum Haziran ayında yapılması beklenen genel seçimlerde parti-aday ilişkilerine nasıl yansır? Seçimde partiye yoğun bir ilgi, bir aday enflasyonu yaşanır mı?

SERDAR EKİZ: Bence konu kişisel beklentilerin önüne geçmeli. Sonuç odaklı bir yapılanmaya gidiliyor. Yani hedef belli, araç ve metoda takılıp kalınmamalı anlayışı partinin üst yönetiminin önem verdiği bir anlayış gibi görünüyor. Kimse ötekileştirilmeyecek, kimse dışlanmayacak, hedef iktidar olmaksa çok zorlu bir mücadeleye hazır olunması gerekmekte.

SEDAT KURT: Gürsel Tekin bana alıştığımız CHP’li çizgisinden biraz uzak geldi. Yani bildiğimiz bir CHP yöneticisi konumundan daha farklı, daha halk bir hali var. İstanbul’da örgütün büyük desteği var ama, özellikle bu model Ege’de Akdeniz’de sıkıntı yaratır mı?

SERDAR EKİZ: Bence örgütler artık farklı bir bakış açısıyla değerlendirilecek genel merkez tarafından. Tabi bunu bir yorumcu olarak değerlendiriyorum, CHP’yi takip eden biri olarak. Sivil toplum, meslek örgütleri, ilçe kasaba bağlantıları gibi birçok örgüt çalışması değerlendirilecek, Üye sayısının artırılması, komisyon çalışmaları gibi birçok saha çalışması örgütün bir bütünlük içinde çalışması istenecek ve sonuçları değerlendirilecek genel merkez tarafından. Sanırım eskisi gibi bir hami-abi siyasetinin sonuna gelinmiş. Örgütlerin şucu-bucu olmasına ihtiyaç kalmayacak görünüyor. Aslında bu anlayış Gürsel Tekin’in savunduğu örgüt modeli değil olarak değil Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyaset yapma biçimi olarak karşımıza çıkıyor.

SEDAT KURT: Bir başka odaya geçtiğimizde, Umut Oran ile görüşürken, orada geçirdiğimiz vakitte de tam tersi bir CHP kimliği ile karşılaştık. Teknokratlar, akademisyenler, üst düzey iktisatçılar ve çok ilginç; örgüt! Yani özellikle İstanbul ağırlıklı çeşitli ilçe örgüt yöneticilerinin de Umut Oran’a yoğun ilgi gösterdiğini gördük. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsun?

SERDAR EKİZ: Takip ettiğimiz kadarıyla Umut Oran parti çevrelerinde çok önemsenen bir isim ayrıca sivil toplum tarafında çok başarılı çalışmalar yapmış. Aslında çok doğru bir siyasetçi modeli. İşinde başarılı, iş yaşamının örgütlü olduğu çevrede birlik başkanlıkları yapmış dünyayla entegre bir yaşam ve vizyona sahip bir kişilik Umut Oran. Son derece beyefendi ve alçak gönüllüğüyle de ilk temasa geçtiği insanları etkisi altında bırakıyor. Çok çalışkan da. Kendisini arayın, mesaj atın hemen geri bildirimi alabilirsiniz. Özellikle yurt dışıyla çok güçlü bir ilişkiye sahip. Şirketi H&M firmasının en büyük tedarikçilerinden biri Türkiye’de. İstanbul biliyorsunuz Türkiye ticaretinin merkezi. Umut Oran’ın sahip olduğu ilişkiyi sanmıyorum ki AKP’den bir genel başkan yardımcısı sahip olsun. Ayrıca partinin ekonomi politikalarıyla ilgili de çok güçlü bir ekibi var çalışan. Şöyle bir bilgi de vereyim: Geçen ay Swiss Otel’de yapılan arama toplantısının da mimarı kendi ekibidir ve o toplantının sonuçlarıyla ilgili ileride göreceksiniz değerlendirmeleri, CHP’nin bir dönüm noktası olarak tarihe geçecektir.
Bir SWOT analizi yapıldı partinin. Güçlü yönleri, zayıf yönleri, fırsatlar ve tehditler diye. Bu yönetim tarzını Umut Oran çok iyi biliyor çünkü.

SEDAT KURT: Genel olarak MYK, aslında toplumun her katmanından bir temsilciyi barındırıyor gibi. Görünen o ki Kılıçdaroğlu toplumun her kesimini kucaklayacak bir MYK yapmış. Parti Genel merkezi’ndeki diyaloglar sırasında hemen hemen hepsiyle karşılaştık ve belli ölçüde gözlemle şansı da bulduk. Bu aşı tutar mı diyorsun CHP’de?

SERDAR EKİZ: Bu aşının tutması için teorinin pratiğe dönüşmesi gerekiyor. Teoride parti iyi gidiyor, daha hızlı ve donanımlı bir söylem geliştirmiş ama biliyorsunuz siyaset kadroyla olur. Tepede başlayan bu değişimi örgütlerin de hızla benimsemesi gerekiyor. Geçmiş alışkanlıklardan kolayca vazgeçileceğini sanmıyorum ama örgütlerin hızla yeni döneme adapte olabilirse bence bu iş oldu derim

SEDAT KURT: Ve son soru! Ecevit’in anma etkinliğinde gördük. Çok net bir sol söylem hakim partide. Eksen kayması diyorlar ya! Hani Deniz Gezmiş sloganları, devrimci tezahuratlar arasında çıktı kürsüye Kemal Kılıçdaroğlu. Ecevit’in söylemleriyle seslendi kitleye. Devrim dedi, ezilen halk dedi! Kılıçdaroğlu, eksen kayması tartışmalarının aksine bu partiye aynı zamanda bir sol kimliği de getirdi mi sence de? Ve kısaca Kılıçdaroğlu ile yakın dönem konusunda bir iki beklentini almak istiyorum.

SERDAR EKİZ: Bence Kemal bey bir sol söylem geliştirmiyor. Özellikle de bundan kaçınıyor. Sadece ezilen ve yoksul halkımıza yönelik bir çözüm çabasının içinde. Aslında sol’un savunduğu değerler açısından değerlendirirseniz evet parti artık daha sol söylem geliştiriyor ama bunu illaki sol söylem geliştireceğim diye de yapmıyor. Tam tersine Kemal bey biliyor ki soldan alınacak oy bu kadar. Bunun dışında alınamayan oyların peşinde Kemal bey ve yıllarca laiklik endişesiyle siyaset yapan CHP’nin haklı olarak tabii ki yeni bir söylem geliştirmesi aslında sevindirici. Fakat son bir şey söylemek istiyorum. CHP nasıl iktidar oluruzu çalışmaya başlamış ve de bence başarılı olacak fakat asıl büyük uğraşıyı nasıl iktidarda kalırız ve kayıpları nasıl telafi ederiz için de vermeli. Sanırım bu aşamayı henüz düşünen yok ama asıl sorun bence bu. Bakın DYP, ANAP ve DSP’ye ne haldeler? Çünkü iktidarda kalma projeleri yoktu bu partilerin. Ama AKP napıyor? Bu işi nasıl sürdürürüzü düşünüyor. Kilit nokta bu. CHP iktidara geldiğinde iktidarını sürdürecek kadroları şimdiden yetiştirmeye başlamalıdır.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı