Bir tutam Denizli …
25 Nisan 2014 Cuma
Zeki Akakça, Gezenin Günlüğü’nde Denizli’nin dört bir yanından güzellikleri derledi. İşte Akakça’nın gezilerinde objektifine yansıyan, “Burası Denizli’de mi?” diye hayret edeceğiniz eşsiz doğa manzaraları…
Mevsim bahar bir demet gül vermek gerekir belki, belki bir demet papatya, yok olmuyor yetişmiyorsa eğer “ bir tutam güzellik” sunulmalı sevilenlere seven tarafından…
Bir tutam Denizli güzelliğidir sunulan bahçeden, sandıktan, yürekten nereden kabul ederseniz oradan…
Nereden başlayıp nasıl anlatmalı, nereye gidip nereyi unutmamalı, hangi bölgeyi nasıl tanımlamalı gibi bir sürü git-gel arasında dolanırken bir nokta bulup başlamalı memleket diye tanımladığımız toprak parçasından renkler sunmaya…
Hani gölleri vardır coğrafyamın, akarsuları, dağları, ovaları, ağaçları, kuşları çiçekleri ve böcekleri de tabi. Hatta çalışkan insanları, yetim çocuklar gibi kenarda kalmış yaşamları da unutmamalı…
Kentin doğusuna doğru uzanınca Acı göl selamlarken acınası haliyle insanı, onu çevreleyen dağların haşmeti biraz olsun dindirmeye çalışır acı gölün acısını… Flamingolar başta olmak üzere, göçmen kuşların yüzlerce türden binlercesi hatta yüz binlercesinin yaşam alanı acı göl, bana göre acılar içindedir Acıgöl, onca güzelliğine rağmen…
Batıda, Buldan-Süleymanlı köyünde bulunan yayla gölü yüksekçe yerlerden bakar çaktırmadan. Etrafı tavşanak denilen ladenlerle ve içi ise sazlarla kaplıdır. Yazı bir başka güzeldir gölün, kışı ise daha başka. Karaçamların çevrelediği Yayla gölünü anlamak, tanımak için dokunmak gerekir …
Honaz Dağı tüm babacan görünümüyle ben en büyüğünüzüm demektedir güneşin doğduğu yerlerden. Her daim karlı dumanlı başı ile… Buz tutmuş ağaçları ve heybetiyle kent merkezinin sahibi gibi yükselir doğu yönünden…
Gökpınar Göleti beslenir Honaz Dağı’ndan kopup gelen berrak soğuk suları ve eteklerinden yeryüzüne çıkan kaynakların bereketiyle.
Sonra Akdağ ve onun eteklerinde nazar boncuğu misali duran Işıklı gölü. Kardelenler süslerken soğuk aylarda zirveleri bahardan itibaren Işıklı gölünün çiçekleri kaplar suyun yüzünü…
Sonra oralardan aldığı ana kollarından biriyle Büyükmenderes in yolculuğu başlar bereketli Çivril ve Baklan ovasından geçerek Adıgüzeller ve Cindere barajına doğru.
Kanyonlardan kısıklardan geçer de hırsını alamaz Büyükmenderes… Ta ki setlerle önü kesilip durdurulana kadar…
Menderesin zapt edildiği yerlerde Güney şelalesi adeta onun gözyaşı olarak akar tortulaşmış kayalar arasından…
Pamukkale ve Karahayıt’tan fazla söze gerek yoktur onlar zaten Dünyanın gözü önünde salınırlar arz-ı endam ederek…
Babadağ ve Karcı dağı Denizli’yi güney ve batı yönünden çevrelemeye çalışırlar. Her biri ayrı değerleriyle kendin emindirler dereleri ayrı güzel, ağaçları daha özel duruşları ise çok çok özeldir…
Arada minik şelaleler akar, yosunlu kayalar arasından, zirveleri kar tutar yaz bahar sonu yaz başına kadar…
Bozdağ ile Sandıras dağı ve diğerlerini görmezden gelmemek gerekir onlar Akdeniz’in sıcak havasını tutup Denizlinin yaz aylarında kavrulmasını, kış aylarında ise donmasını engellemektedirler.
Alaca karlı klasik görüntüsü ile gözde dağcılık faaliyetlerine ev sahipliği yapmak arzusundaki Bozdağ, coğrafi konumu ve içinde barındırdığı güzelliklerle çeyiz sandığı gibidir.
Bir yanı Gireniz vadisi, bir yanı Barza ovası, bir yanında Alacain durur sessizce Acıpayam Ovası’na bakarak, diğer ucunda ise Ardıç ile Sedir ormanları Sandıras’a selam vermektedir gözünü kaçırarak…
Sandıras deyince unutmamak gerekir Kartal gölü ile Karagöl’ü ve hatta Eskere Ovası’nı bir baştan bir başa bölüp geçen Akçay’ı…
Akçay’a nispet yaparak dağlar arasından akıp Dalaman çayına karışan Gökçay da unutmamalı elbet. Eşenler Göleti Sandıras Dağı ile Bozdağ’ın sınırını çizer dağlar arasında çoban boncuğu gibi duruşuyla…
Buralarda çiçekler, böcekler unutulmamalı elbette. Zirvelerde yaşama başlayan uğur böcekleriyle zirve çiçeği kar çiğdemleri de alınır adları anılmazsa… Tıpkı Çökelez dağının büyüğü ve küçüğü ile anılmadan geçilirse kırılıp darılacağı gibi…
Çameli unutulmamalı, elması, balığı ve doğal güzellikleriyle. O en uzak güzellerindendir Denizlinin. Uzaktır ama unutulmazdır, unutulmamalıdır. Dalaman çayını besleyen suları ve kısıklarıyla nasıl görmezden gelinebilir ki !!!
Güney, Çal ve Bekilli de üzüm bağları, Baklan da Karakoyunlu çobanlar, Çardakta Han-ı abat kervansarayı, Bozkurtta Karagöl, Kale de inceğiz kanyonu, Tavas ta bağlar, Kızılcabölükte Çarpanalı, pekmezli bağ bozumları ve ille de çeşmeleri ile dokuma tezgahları…
Mağaralar toprak altında diye görülmezse eksik kalır Keloğlan Mağarası Acıpayam da, Kaklık Mağarası Honaz – Kaklıkta…
Saklıgöl de küçük belki ama gizemli haliyle demette yerini almalı, tıpkı Sakızcılar Şelalesi, Çatak Kanyonu ve şelalesi gibi…
Bir demet güzellik sunmaya çalıştım coğrafyamdan sizlere, ama bu sadece bir demetti, bana göre “Bir tutam Denizli”dir paylaştığım o kadar… Kabulü beklentimdir, gerisi size kalır hayal edin, helâlleşin …
Güzellikler yoldaşınız olsun…
Yorumlar
Zeki Bey, bu fotoğraflar için bir sergi bile açabilirsiniz… Çok güzel… ellerinize,gözlerinize sağlık…
denizlim bitanesin cennetsin harikasın çok seviyorum seniii ….fotoğraflar için çok tşkediyorum emeğinize sağlık harika olmuşş
Sevgili Zeki Beyciğim!
Bu güzel çalışmalarınız için sizi kutluyorum.Güzel Denizli’mizin köy ve ilçelini,doğal güzelliklerini tanıtıyorsunuz.İçimizden biri bu işi yapmalı,severek yapıyorsunuz.Devamını dilerim,saygılarımla.
”FARK EDEN VARSA FARK EDİLEN VARDIR”
360 DERECE DENİZLİMİZİN GÜZELLİKLERİNİ BAKMASINI ZEKİ AKAKÇA DAN ÖĞRENDİM.ÇEKTİĞİMİZ FİLMLER MEKANLARI ONUN SAYESİNDE BİR ANLAM OLDU .BİR DENİZLİ MİLLİYETÇİSİYİM.YEDİ TV FİLMİ BİR SİNEMA FİLMİ BİR DİZİ ÇEKTİM DENİZLİ DE ÇEKTİĞİ MEKANLARDA FİLM ÇEKMEYE DENİZLİYİ DÜNYA DA TANITMAYA DEVAM EDECEĞİZ..YÜREĞİ GÜZEL SANATÇI KARDEŞİM SAĞ OL
Zeki Bey’cim gözüne,gönlüne saglık..Güzellikleri bizimle paylaştıgın ıcın teşekkurler…Gelincikler de olsaydı…
Sevgili ZEKİ AKAKÇA,
Soyadı gibi ilimizin fotoğraf sanatında akça pakça bir yüzü…
Zeki Bey sadece fotoğraf çekmiyor, çektiği fotoğraflarla Denizli’mizin gözden ırak ancak gidenlerin, arayanların, bulanların fotoğraflayabilceği mekânları ve ortamları gün yüzüne çıkarıyor; fotoğraflayarak belgeselini hazırlıyor.
Ne mutlu Denizli’ye Zeki Bey gibi doğanın ve sanatın çağdaş bir gezen-dervişine sahip.
Zeki Beyi tanıyor olmak, dostu olmak ve paylaşımlarını zevkle seyreden, okuyan ve yenilerini heyecanla bekleyen birisi olmak…İşte bizim şansımız da bu.
Tebrikler ve teşekkürler ZEKİ AKAKÇA kardeşim. Akça pakça işlerinin çok olması dileğiyle…
Şerif Hoca