REKLAMI GEÇ

“Egenin Efesi” Honaz dağının Zirvesi…

18 Temmuz 2014 Cuma

denizli-gezenin-gunlugu-honaz-dagi-tirmanis-h

Soğuk ama güneşli bir şubat sabahındaydık. Denizli, Uşak, Muğla ve Bursa’dan gelen dağcı dostlarımızla sabahın erken saatlerinde Çınar meydanında toplanıp sıcak çaylarımızı yudumluyoruz. Hedefimiz Ege bölgesinin en yüksek dağı olan Honaz dağına bir kış tırmanışı gerçekleştirmek. Biraz heyecan, biraz üşümeyle karışık kaygı ama çokça merak ettiğimiz zirve yolunda karşılaşacaklarımızdı.

ic-1

Zirve tırmanışı için başlangıç noktalarımızdan bir olan Aydınlar köyüne ulaşıp dağa tırmanışın başlayacağı yere ulaşmak için kullanacağımız traktörlere doluştuğumuzda güneş çevreyi ısıtmaya çalışıyordu. Kış mevsimi olması nedeniyle yollar inadına çamur olmuş, yaya yürümek bir yana traktörler dahi çıkamıyor birbirini çekerek yol alıyorduk. Çamurla beraber iki ayrı traktöre doluşmuş yaklaşık kırk kişilik grup ve malzemelerle yol almaya çalışıyorduk.

ic-2

Tırmanış noktası diye belirlenen yere ulaştığımızda organizasyonu yapan Denizli Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü DENDAK yöneticileri yürüyüş öncesi tüm katılımcılara; uyulması gereken kurallar, güzergâh ve dağın yapısı ile hava durumu hakkında bilgilendirip öncü ve artçılara gerekli uyarıları yaparak tırmanışı başlatıyorlardı. Bulunduğumuz nokta; Aydınlar köyünün Honaz dağına yakın Gölcük yaylası civarıydı…

ic-3Hava açık, hatta güneşli, rüzgâr hafif ve yerde sadece bembeyaz kar var. Çevredeki ağaçlarda kalan karlar güneşin etkisi ile yere dökülüyor hafif rüzgârda bir kısmı savrularak üzerimize doğru geliyordu. Yerdeki karlar üzerine bastıkça çıkan kar sesi yürüyenler için en güzel nağme oluyordu.

Orman sınırının üstlerine doğru yaklaştığımızda mola verip çevreye bakmayı deniyor ve bu ilk molada fotoğraf makineleri çalışmaya başlıyor ve hafif terleyenler kıyafetleri azaltmaya başlıyorlardı.

Yüksekçe bir kaya üzerinde verilen mola sırasında Honaz dağının doğusundan görülebilecek birçok yeri seyrediyorduk. Elbette yürüyüş sorumlusu ile değerlendirme yapmayı da unutmuyorduk. Bu zirveye son on yılda 7 kez çıkmış olmam nedeniyle kendimi biraz tecrübeli de sayıyordum Ara sıra da olsa tecrübelerimden arkadaşlarıma aktarımlar yapıyordum.

ic-7

Yol uzun ve zaman kısa olduğu için geceye kalmadan dönmeyi planlıyor ve o nedenle molaları oldukça kısa tutmaya çalışıyorduk.

ic-5

Yürüyüş genelde tek sıra halinde gerçekleşiyor. Çünkü kar kalınlığı zaman zaman bir metreyi geçiyor ve yeni kar yağışı da olduğu için çökmeler ve kaymalarda yaşanıyor ve bu yürüyüşü riskli hale getiriyordu. O nedenle yürüyüş liderinin açtığı izden yürüyerek riski azaltmayı yeğliyorduk.

ic-4Honaz dağı yılın bu ayında olması gerekenden çok çok daha nazik ve sevecen görünüyordu bize. Rüzgârın az olması çok büyük avantajdı en başta. Güneş ve pırıl pırıl bir hava, mavi gökyüzü ve bembeyaz zemin…

Zirveye doğru yaklaşıp sağı solu derin vadi olan sırt denilen yere ulaştığımızda daha dikkatli olmamız ve iz dışına çıkılmaması uyarısı geliyor öncüden. Zira sağımız ve solumuz uçurum olası bir kayma ya da düşme durumunda çok ciddi sıkıntılar yaşayabiliriz.

Zirve noktasına yaklaşıldığında dağın kuzey batısından yükselen bir bulut bizi sarmalıyordu. Bu noktadan zirveye çok az bir mesafe vardı. Ancak bu kısa mesafeye tırmanmak ancak ipe girip kazma ve krampon kullanılarak yapılabilecekti.

ic-6

Malzemesi yetersiz olanların bu kısa alana tırmanmasına izin verilmedi ve grubun yaklaşık otuz kişiden oluşan bölümü gerekli önlem ve malzemeyi kullanarak zirveye ulaşıp döndüler. Zamanın kısalığı ve güneşin etkisini kaybetmesiyle kar hemen buza dönüşmeye başlayınca tırmanışın başladığı noktaya doğru inişe geçmeye başlıyorduk.

ic-9

Dönüşün başladığı bu zamanlarda anı fotoğrafları için yine fotoğraf makineleri tekrar mesai yapmaya başlıyordu. Sevinç ve keyif gülücükleri “Egenin Efesi“ diye nitelediğimiz bölgenin en yüksek zirvesine bir kış günü tırmanış gerçekleştirme kaynaklıydı.

ic-10

Tecrübesi olanların tanık olduğu-bildiği “Çıkış kadar zor olan iniş “ epeyce zorluyor can yakıyordu. Güneşin kaybolmasıyla sabah bastıkça keyif veren sesin yerini buzlar almış ve kaymalar yaşanıyor ve ıslanıyorduk düştükçe.

ic-13

Güneşin yüksek ağaçlara ve gökyüzüne verdiği yavruağzı renk romantik bir manzara yaratıyordu ortamda. Ama yürüyenler için bunun pek önemi yoktu. Zira soğuk ve ıslaklık dolayısıyla bir an önce inişi tamamlayıp kıyafetleri değiştirip ısınmak hayali ağır basıyordu hepimizde.

ic-12

Dağdan inip traktörlere ancak tepe lambalarının yardımıyla ulaşıp geldiğimiz çamurlu uzun yoldan Aydınlar köyüne doğru yola koyulduğumuzda gün çoktan geceye dönmüştü ama bizim belleğimizde hâlâ yerin beyaz, gökyüzünün mavisi hakimdi…

ic-14

Bir kış günü egenin zirvesindeydik, üşüdük, terledik, bazen düştük bazen kaydık-eğlendik, hoş anlar yaşayıp hafızamıza kaydettik darısı yeni bir kış tırmanışına…

Yorumlar

zeki Akakça   -  Bağlantı 13 Ağustos 2014, 10:45

Deniz rumuzlu yazan okurumuz; Hangi gezilere ,Nasıl bir fotoğrafçı önerirsiniz? Açıklarsanız yararlı olabilir.İlginiz için teşekkürler

deniz   -  Bağlantı 13 Ağustos 2014, 07:56

Gezilere neden bir fotoğrafçı göndermiyorsunuz?

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı