REKLAMI GEÇ

Yolun bittiği yerden ötesi: Çiçekbaba zirvesi…

19 Haziran 2012 Salı

Yolun bittiği yerden sonrasıysa gidilmek istenen yer, sürprizlere, bilinmezlere, güçlüklere hatta imkansızlıklara hazırlıklı olmak gerek…

Haziran ayının ilk günlerinde zirvelere tutkulu dört arkadaşımla beraber yolun bittiği yerden ötesine geçmeye karar verip şafak vakti çıktık yola.

Rota Beyağaç ve sonrasında ise orman yoluyla Yumaklı, Ilıca, Anıt ormanlar, Kartal Gölü ve Sandıras dağının en ucu Çiçekbaba zirveleriydi.

Tavas ve köylerini geçtikten sonra bozuk yolların başladığı yerde Beyağaç sınırlarına girdiğimizi anladık.

Beyağaçta fırından yeni çıkmış sıcak ekmeklerden alıp zor yürünecek kadar bozuk dağ yollarına vurduğumuzda gün doğmak üzereydi.

Yerli halk uykudan daha yeni uyanırken biz çoktan Beyağaç’ı arkamızda bırakıp dağ yollarının tozunu yutmaktaydık.

Arabamızın altı vura vura Yumaklı yaylasına kadar çıkıp ilk molamızı verdik. Çevreyi gözlemleyip derin nefes alarak bu noktadan çıkacağımız Sandıras dağının ala karlı tepelerini izleyip tekrar düştük yollara.

Ilıca deresi boyunca devam ederken yolculuğumuz iyice anlaşıldı olayın rengi. Yol buralarda hepten bitmişti. Maden şirketlerinin araçları ve diğerleri yağmurunda etkisiyle yolu yol olmaktan çıkarmıştı. Hayrına bile olsa bu mevsimde yollara bakan tutan olmamıştı.

Ne garipti, doğa turizmi, kış turizmi, yayla turizmi iddiasındaki bölgede bu işlerin gerçekleşeceği mekan olan orman içi yollara pek ilgi gösteren de yoktu. Bizler gibi üç beş doğa tutkunu hariç gelen gidende pek yoktu anlaşılan.

Her dere geçerken aracımızın geçeceği kadar yol yaparak ve sıkça araçtan inip taş toplayarak Anıt ormanların içine kadar araçla çıkabildik. Aracımızı orada bırakarak yürümeye karar verdik ki az ileride başka bir aracın yıkılmış bir çam ağacının dallarına kadar sokularak park ettiğini fark ettik. Demek ki başka çılgınlar da varmış diye söylenirken sesler duymaya başladık.

Biraz yürüyünce gördük ki Denizli Orman Bölge Müdürlüğünden bir yetkili ile Çekül vakfından olduğu söylenen iki kişinin de kelebek ve gün doğumu fotoğrafı çekmek için orada olduklarını öğrendik. İlginçti İki bin rakımlı tepelerde sabah saatinde insan görmek.

Yürüdük menzile doğru, Anıt ormanlar içinde kuş sesleri de vardı ama çamların hışırtısı ile derelerden yankılanarak gelen su sesi diğerlerini bastırıyordu.

Kartal gölüne yaklaşırken dönüp bir kez daha baktık aşağılardaki Anıt karaçam Ormanlarına ve kuytudaki Kartal gölünün büyüleyici güzelliğine…

Sonrası insanı sağır edercesine akan suyun çıkardığı ses, çiçekler, kar, yeşil, mavi gökyüzü ve bulutlar…

Kızıl kayalı tepeler ile ala karlı, mavi gök arasına sıkışıp kalmış Kartal gölündeydik sonunda.


Burası nihai noktamız olmadığı için fazla oyalanmamalıydık. O nedenle hemen yukarılara tırmanıp görüntüyü kesen hiçbir yükseltinin olmadığı Çiçekbaba zirvesine ulaşmak ve oradan da Köyceğiz bölgesini ve çevreyi izleyecektik.

Hedefe ulaşmanın yolu biran önce yola koyulmaktan geçer diyerek gölün güneyindeki karlı, sarp kayalıklara yürüdük, her yükselişte ayrı güzellik, her mola da ayrı bir keyif alarak Çiçekbabanın ilk zirvesi olan kuzeydoğudaki noktaya ulaştık.

Köyceğiz tarafını izleyeceğimiz eski yangın gözetleme kulesinin olduğu yere ise hızlı yürüyüşle yirmi dakikada ulaşabildik.

Arada manzarayı da izleyerek. Ve zirvenin bu gizli düzlüğünde kar sularından oluşmuş minik gölcüklerin keyfini çıkararak.

Sonunda karşı zirveye ulaştık. Ve zirvede yalnız değiliz. İzmir den gelen bir grup bizden az evvel zirvenin batı yakasından buraya ulaşmış.

Onlarla sohbet edip zirve defterine yazma konusunu konuşurken Köyceğiz-Gökçeova mevkiinden yürüyerek gelen Köyceğiz grubunun öncüleriyle de buluştuk . Çok samimi ve sıcak selamlaşmalarla sanki önceden de tanışıyormuş gibiydik.

İki bin iki yüz doksan dört rakımlı zirvede bir yanımız Akdeniz, bir yanımız Ege denizi, karşımızda Fethiye Ak dağlar, arkamızda Honaz ve ufukta Babadağ’ın silueti ve doğanın dostlarıyla beraberlik daha ne istenir ki…

Her güzel şeyde olduğu gibi zirvenin güzelliği ve gizemini de sonu olmalıydı elbet. Dostlarla bir daha gelip görüşmek ve söyleşmek dilekleriyle vedalaşıp çantalarımız alıp karlar üzerinden geri dönüyoruz artık.

Dönüşümüzü zirvenin batısından yaparak bir daire çiziyor ve karlar üzerinden çocuksu duygularımıza yenik düşüp poşetlere oturarak kayıyor, eğleniyor ve çılgınca bağırıyoruz.


Bu noktada alınabilecek keyif bu olsa gerek!..

 

Ala karlı tepelerden aşağıya inerken zaman zaman zorlanıyor ve güzergahımızı gözden geçiriyoruz. Kartal gölüne doğru inerken eriyen karları ve mağara içinden akan suları izliyor kar çiğdemleriyle Sandıras menekşelerinin rüzgarda titreyişlerine tanıklık ediyoruz.

Bahar henüz buralara tam anlamıyla gelemediği için çiçek çeşidi fazla değil ama karların kalkmasıyla bir renk cümbüşü olacağına dair izleri görmek mümkün.

Ne de olsa burası Çiçek baba, çiçeklerden adını alan yer, çiçekler burada harman olmasaydı hiç bu adı alır mıydı?

 

Yolun bittiği yerden başlayan yol dışı yürüyüşümüz arabamıza ulaştığımız noktada bitti gibiydi. Ama dönüş yolunda yolun ( bakımsız yolun ) gazabı daha çok canımızı sıktı. Bir çok tehlikeli an yaşamamıza sebep oldu.

Güzel olana zor ulaşılır, güzel olana ulaşmak bedel gerektirir diyerek teselli ettik kendimizi. Yolun bittiği yere olan yürüyüşümüz güzel anların ve anıların yaşandığı yer olarak hafızalarımızdaki yerini aldı.

Bu gezi ve yazıdan sonra umut edilir ve dilenir ki güzellikler hak ettiği değeri-ilgiyi görsün yarınlara da bir miktar kalsın. Bunun için korunup kollansın bakılıp sevilsin-sevdirilsin.
Niyet varsa içinizde ovaya, doğaya, dağlara, taşlara, kuşlara dair ertelemeyin derim!

Yolunuz açık olsun…

Yorumlar

Reha Mete   -  Bağlantı 4 Aralık 2012, 14:39

Zeki bey’e katılan Den-Trek kurucularından Gülcan hanım, Hasan, Gökhan ve Taylan bey’e başarılarının devamını dilerim.

hüsamettin ataman   -  Bağlantı 20 Haziran 2012, 23:03

yapılan ve yazılan, geleceğe yönelik önemli bir arşiv niteliğinde. zeki akakça’yı kutlamaktan öte ödüllendirmek de gerek. başarılarının devamını diliyorum.

Yakup Pekel   -  Bağlantı 20 Haziran 2012, 11:16

Başarı alkışlanmalı ki, yeni başarılara yelken açmak için gerekli rüzgarı arkasında bulmalı insan. Başta Sayın Zeki Bey olmak üzere tüm ekibi bu tırmanışı -yazısıyla da olsa- bize de yaşattığı için çok teşekkür ediyorum. Fotoğraflar harika.

zafffeerr   -  Bağlantı 19 Haziran 2012, 15:49

çekmiş olduğunuz resimleri bir foto albümü şeklinde yayınlamanız daha güzel olacaktır. teşekkür ederim. çalışmalarınızda başarılar dilerim.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı