REKLAMI GEÇ

Denizli’nin gezisi yargılanıyor

4 Aralık 2013 Çarşamba

denizli-gezi-davasi-seval-uysal-h

Türkiye’yi etkisi altına alan ve dünya çapındaki eylemlere ilham kaynağı olan Gezi Direnişi hakkında sosyologlar, araştırmacılar analizler yapa dursun, savcılar Gezi iddianamelerini hazırlayıp, mahkemeler de davalar açıldı bile..

Denizli Gezi davası 3 Aralık Salı günü itibariyle Denizli Adliyesi’nde 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başladı.
Bir kere mahkemenin görüldüğü salona girmek çok zor oldu.
Kapıdaki polis beni kesinlikle içeri almak istemedi. Gerekçesi “salonun çok dolu olması”ydı.
Ne dediysem dinletemedim. Amma bu kadar yolu gelmiş, sabahın köründe sokaklara düşmüş biri olarak, gezi davasının görüldüğü salonun kapısında beklemek bana yakışmazdı.
“İçerden bir avukat istiyorum” sözlerime görevli kız yetişti.

Ricamı kırmadı. Avukat Nuri Çavuşoğlu geldi ve içerden birinin yerini bana vererek içeri girmemi sağladı. Kayda geçsin isterim. Notlarımı sizlerle paylaşıyorum:

Gezi direnişini gün gün izlemiş bir gazeteci olarak, yaklaşık 50 bin ve üzerinde bir kitlenin Delikliçınar Meydanı’nda toplanıp, hükümeti protesto ettiği ve yürüyüşe geçtiği Denizli Gezi’de 9 kişinin yargılanması avukatlar için olduğu kadar benim için de şaşırtıcı oldu.

Savcı iddianamesinde sanıkların 2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleriyle ilgi yasanın 7. ve 22. maddelerini ihlal ettikleri gerekçesiyle gezi eylemcilerinin 1 yıl 6 aydan 3 yıla kadar hapsini istiyor.
Sanıklar şunlar:
Kerem Yıldırım, Güldane Pekdoğan, Cem Dikmen, Cüneyt Çelik, Doğukan Ertan, Süleyman Can Bayram, Ali Şimşek. KESK Dönem Sözcüsü Ali Şimşek ve İP Yöneticisi Kerem Yıldırım dışındakiler, TGB üyesi öğrenciler.

ic-3

AVUKATLAR SALONA SIĞMADI
Mahkeme salonu böylesi bir dava için yeterli büyüklükte değildi. Sabah 9.30’da görülen davaya Denizli Barosu neredeyse tam kadro katıldı. Üç baro başkanı Müjdat İlhan, Yıldırım Aycan ve Adil Demir yan yana oturdu. Baro başkanlarının dışında salona girebilen avukatlar arasında Rüstem Can, Abdullah Batur, Gülizar Biçer Karaca, Cem Batutlan Esen, Bülent Nuri Çavuşoğlu, Sami Kaplan, Asuman Tokgöz, Hasan Ozan Orpak, Gizem Devrik, Gizem Doldur, Ali Kavak vardı. Kazım Arslan’da benim gibi izleyici olarak salonda bulunuyordu.
Dışarda ise onlarca genç ve aileleriyle birlikte bekleyenler arasında Arif Balkanay’ı da saymak mümkün.

ic-7
HER GECE PROTESTO
Bildiğiniz gibi 31 Mayıs’ta İstanbul’da Gezi Parkı’nda başlayan ve 1 Haziran’dan itibaren Denizli’ye sıçrayan Gezi eylemleri, yurdun çeşitli yerlerinde olduğu gibi Haziranın sonlarına kadar sürmüş, sayıları 20-50 bin kişi arasında değişen kalabalık geceleri Delikliçınar’da toplanarak protesto gösterileri yapmış, buradan Vilayet, Saltak, Çaybaşı, Lise, Kıbrıs Şehitleri güzergahları izlenerek, PAÜ kampusuna kadar yürüyüşler yapmıştı.
Peki ne olmuştu da, hemen hemen her gece protesto gösterisi için toplanan ve yürüyüş yapan 30-50 bin kişilik gezi eylemcileri hakkında savcı neden 3 Haziran gecesini gerekçe göstererek 9 kişi hakkında dava açmıştı?..

ic-8

TÜRKÇE OLİMPİYATLARI
Baro Başkanı Müjdat İlhan mahkemedeki savunmasında bu konuya şöyle açıklıyordu:
“3 Haziran gecesi Denizli’de Türkçe Olimpiyatları vardı. Üzücü bir olayın yaşanmaması için çaba sarf ettik, Demokrasi Platformu olarak güvenlik güçleriyle beraber toplantılar yaptık. Belediye önünde toplanan halkın Türkçe Olimpiyatları’nın düzenlendiği stadyum önünde yürümemesi için çaba sarf ettik. O gece iki grubun karşı karşıya gelmemesi için görüştüğümüz, beraber yol belirlediğimiz kişilerin sonradan bu tutanakları düzenlediklerini öğrendik. Anayasal hakkı kullanmak bir suç değildir. Yapılan yürüyüş yasal ve meşrudur”

_________________________________________________

Flash Player Kurmak İçin Tıklayınız

________________________________________________

ANAYASAL HAKKIMIZI KULLANDIK DEMOKRATİK TEPKİMİZİ GÖSTERDİK
Hakim Ünal Yalçınkaya’nın iddianameyi okumasının ardından Kerem Yıldırım, Güldane Pekdoğan, Cem Dikmen, Cüneyt Çelik, Doğukan Ertan, Ali Şimşek konuştu ve tamamı Anayasal ve demokratik haklarını kullandıklarını, eylemler sırasında şiddete başvurmadıklarını ve kendilerine yöneltilen suçlamayı kabul etmediklerini, hükümete muhalefet etmenin suç olmadığını, eğer bir suç varsa da bunu 50 binin üzerinde bir sayıyla yürüyüşe katılan Denizli halkıyla birlikte işlediklerini söylediler.

ic-4

TARİHİ BİR OLAYA TANIKLIK EDİYORUZ
Avukat Adil Demir ise davanın hukuki ve sosyolojik boyutuna vurgu yaptı:
“Bugün yapılan tarihi bir olayın zapta geçirilmesidir. Bu olayların hukuki ve sosyolojik olmak üzere iki boyutu var. Hukukun amacı gerçeğe ulaşmak ise olayların sosyolojik yönü tartışılmaktadır. Gezi olaylarının çıkış nedeni çevre duyarlılığı, halkın çevre hakkının saldırıya uğramasıdır. Kamu gücünü kullananlar halkı yok sayarak hareket etmişler ve sonuçta bu toplumsal haykırış ortaya çıkmıştır. Toplum “Artık yeter” demiştir. Bu toplumsal harekete Denizli halkı da tepkisiz kalamazdı. Bu olaylar “hukuk ve siyaset benim hakkıma sahip çıkmıyor” diyerek başlayan hareketlerdir. Eğer bu hareket olmasa başka sonuçlar çıkacak ve biz bugün bunları, başkanlık sistemini, kuvvetler ayrımını tartışıyor olacaktık.
O gün orada 50 bin kişi vardı,50 bin kişinin içinden 9 kişinin yargılanması neticesinde mahkumiyet kararı çıkarsa halkın yargıya güveni kalır mı?”

ic-1

AİHM KARARLARI BAĞLAYICIDIR
Yıldırım Aycan’da savunmasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını örnek gösterdi:
“Barışçıl bir toplantı olduğu iddianamede de belirtiliyor. Bir üst kurum olan AİHM 11. maddesinde emsal kararlar da bahsedilmiş ve atıflar yapılmıştır. AİHS bağlayıcı niteliktedir. Bu iddianamenin kabul edilmemesi gerekirdi. Çünkü suç olmayan bir olaydan dolayı yargılama yapılmaktadır. İddianamede olay günü topluluğa polis tarafından yapılmış “dağılın” uyarısı yoktur. Sadece İP yetkilisine dağılmaları konusunda ricada bulunulduğu yazmaktadır. Bu toplantı İP ya da başka bir kuruluş tarafından düzenlenmiş bir toplantı değildir ki, halk kendiliğinden toplanmıştır. Yargılamanın devamında yarar yoktur.”

ic-9

UTANÇ DUYUYORUM
Avukat Rüstem Can da savunmasında şöyle konuştu:
“O gün orada bulunan halk polisler tarafından o yöne yönlendirilmiştir. Eğer sanıklara atılı bir suç varsa bu görevliler hakkında da iddianame hazırlanmalıdır. O eylem sadece sanıkların katıldığı bir eylem değil, 40-50 bin kişinin katıldığı bir eylemdir. Demokratik bir eylemdir ve eğer bir suç varsa birlikte işlenmiştir. Böyle bir dava açılmasından dolayı yargı adına utanç duyuyorum”

DENİZLİ POLİSİ DESTAN YAZMADI
Avukat Abdullah Batur’da, polisin tutumuna dikkat çekti:
“Denizli’de polis destan yazmadı, yani başka illerdeki davranışları sergilemedi. Sanıkların yargılandığı yasa, anayasanın zorlanmasıyla, anayasaya aykırı düzenlemiştir. Bu olayda güveni tehlikeye düşürecek hiçbir olay yok. Ayrıca özel yasalarla ceza düzenlemesi yapılmaz”

ic-6

BİZ DE SUÇLUYUZ
Avukat Nuri Çavuşoğlu’da savunmasını şöyle yaptı:
“CHP il başkanı olarak oradaydım. Emniyet görevlileri bizim yanımıza gelerek Türkçe Olimpiyatları nedeniyle toplanan halk ile gezi eylemleri için toplananlarının karşı karşıya gelmemesi için kendileri bu güzergahı belirlediler. Bizim Çınar Meydanı’ndan ayrılmamızı ve belirlenen güzergahtan gitmemizi istediler. Ortada bir suç yoktur, suç varsa da biz de dahil o gün orada bulunan 50 bin kişi suçludur. Hepimizi yargılayın.”

ic-5

ZORAKİ İDDİANAME
Avukat Sami Kaplan’da şunları söyledi:
“Bu iddianame zoraki iddianamedir. Hem insan hakları mahkemesi kararlarını kabul edeceksiniz hem de bu iddianameyi hazırlayacaksınız. Bu iddianame günün koşullarına uygun olsun diye düzenlemiştir. Olay günü bunca insan orada olmasına rağmen diğer katılanlar hakkında iddianame düzenlemeyip burada bulunanlar hakkında düzenlemesi düşündürücüdür. O gece, olay şehir dışında kara yollarında değil, şehir içinde başlamış şehir içinde bitmiştir. İddianamede Antalya karayolu olarak belirtilen yer, şehir içidir bulvardır. Antalya karayolu Şahin Tepesi’nden başlar”

MERAKLISINA NOT: 9 sanıklı Denizli Gezi davası iki sanığın ifadesinin alınması için 12 Mart’a ertelendi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı