REKLAMI GEÇ

TGB sağcı mı solcu mu?

16 Ekim 2013 Çarşamba

denizli-tgb-cem-dikmen-seval-uysal-roportaj-h

SEVAL UYSAL
Cem Dikmen, henüz 22 yaşında bir üniversite öğrencisi. Turhallı ve PAÜ’de siyaset ve kamu yönetimi okuyor. Bölümün hakkını veriyor. Şöyle ki; birincisi çok ağır başlı, ikincisi mevzuata hakim görünüyor. Türkiye Gençlik Birliği il başkanı olarak adını daha önce de duymuşluğum vardı ama benim dikkatimi Başbakan’ın mitingi öncesi çekti. Haber merkezlerini arayarak polislerin kapıda olduğunu ve gözaltına alınacağını söylemişti. O gün 24 arkadaşı gözaltına alınmıştı. Sonra da vilayete giderek suç duyurusunda bulunmuşlardı. O gün teybin azizliğine uğrasak da, röportajı tamamladık. Buyurun okuyun..

ic3

BAŞBAKAN NE ZAMAN GELSE BENİ İÇERİYE ALIYORLAR

SEVAL UYSAL: Başbakan’ın mitingi öncesinde haber merkezlerini arayarak gözaltına alınacağını söyledin, o gün neler yaşandı?

CEM DİKMEN: Tayyip Erdoğan ne zaman gelse böyle oluyor. Daha önceki gelişlerinde de biz bu durumu yaşadık. Sebepsiz yere gözaltına alınıyoruz. “Kimlikteki fotoğraf sana benzemiyor” deyip gözaltına alıyorlar, “merkezdeki GBT cihazı bozuk, merkezde bakmamız lazım” deyip gözaltına alıyorlar. Mesela Binali Yıldırım üniversiteye gelmişti, arkadaşı sınava yetiştirmeye çalışıyordum motorla giderken, okulun girişinde gözaltına alındım. Başbakan’ın son gelişinde evinin çevresinde ve okulun civarında dolaşan 24 arkadaşımız hiçbir gerekçe gösterilmeden gözaltına alındı. Aynı şekilde benim evimin önünde 3-4 gün öncesinde polisler beklemeye başlamıştı. Markete insem bile alınacağım ortadaydı. Bende haber merkezlerini ve avukatımı arayarak durumu bildirdim. Avukatımız geldi basın mensupları eşliğinde aşağıya indim, avukatımızın aracına geçtim. Beni orada almaya çalıştılar ancak avukatımız “bunun bir avukat aracı olduğunu ve gözaltı kararı olmadan alamayacaklarını söyledi. O zaman durumu daha iyi anladık. Gözaltı kararları yoktu. 3-4 ay öncesinden Gezi eylemlerinde istedikleri yetkiyle 24 arkadaşımızı gözaltına aldıklarını öğrendik. Sonra Kınıklı emniyetine avukatımızla birlikte gittik.

ic4

ŞÜPHELİ ŞAHIS SIFATIYLA GÖZALTINA ALINDIK

SEVAL UYSAL: Gözaltı gerekçesi neydi?

CEM DİKMEN: Muhtemel protesto edebilecek şahıs olarak gördükleri için, şüpheli sıfatıyla gözaltına alındık. Tayyip Erdoğan’ın mitingi bittikten sonra serbest bırakıldık.

SEVAL UYSAL: Eylem hazırlığı içinde miydiniz? Protesto mu edecektiniz?

CEM DİKMEN: Hayır. Mitinge gidip protesto etme diye bir düşüncemiz yoktu. Mitinge gidenler de bizim vatandaşlarımız, onlarla karşı karşıya gelmek istemiyiz. Miting öncesinde daha önceki deneyimlerimize dayanarak iddia oynadık. Kaçımızın tutuklanacağını, ne zaman tutuklanacağını gibi iddialara girdik.

ic5

SEVAL UYSAL: Bunu nerede yaptınız?

CEM DİKMEN: Sosyal medya aracılığıyla

SEVAL UYSAL: Gözaltı sonrası da Vilayete gittiniz, bu durumu şikayet etmek için mi?

CEM DİKMEN: İki gün sonra vilayete şikayete gittik. Polisin Denizli içersindeki tavırları daha çok içişleri bakanlığını ilgilendiren bir durumdur. Onun da buradaki yetkili amiri valiliktir.Bizde valiliğe suç duyurusunda bulunduk.Polislerin cezalandırılmasını beklemiyoruz tabi ama kamuoyu yaratmak için, denizli halkının bilmesi için şikayet ettik.Bunun arkasında idare mahkemesine de başvuracağız.Demokratikleşme paketinin polise verdiği yetkilerle beraber çok işe yarayacağını da sanmıyoruz ama..

SEVAL UYSAL: Kaç dava açtınız şimdiye kadar?

CEM DİKMEN: Üç tane, iki uzaklaştırma için üniversiteye şimdi de emniyete açacağız.

ÖNÜNE GELENE DOKTORA VERİLMEMELİ

SEVAL UYSAL: Sadece Başbakan’ı değil, daha önce de Selma Aliye Kavaf ve Ertuğrul Günay’ı protesto ettiniz, neden geleni gideni protesto ediyorsunuz?

_________________________________________________

Flash Player Kurmak İçin Tıklayınız

________________________________________________

CEM DİKMEN: Biz toplum dinamiğini temsil ediyoruz. Tayyip Erdoğan Denizli’ye her gelişinde bir takım düzenleme ve baskılarla insanlara zarar veriyor. Aslında buna herkes tepki ortaya koymak, protesto etmek istiyor ama kimi memur, kimi aile babası, kimi işçi korkuları ve kaybedecek şeyleri var. TGB burada daha özgün bir kurum, tamamen üniversite öğrencilerinden oluşuyor. Onlar adına biz yapıyoruz. Ertuğrul Günay geldiğinde 24 şehit vermiştik. Ona rağmen onlar “Üç beş Mehmet öldü diye meclisi mi toplayacağız” demişti. Ertuğrul Günay’da hiçbir şey olmamış gibi üniversitenin açılışına gelmişti. Ayrıca hiçbir bilgi birikimi olmayan insanlara fahri doktora verilmesine karşıyız.

ic2

SEVAL UYSAL: Halkın sizin gibi düşündüğünü mü düşünüyorsunuz?

CEM DİKMEN: Elbette. Tayyip Erdoğan bu şehre geldiğinde GBT sorularıyla esnaf rahatsız edildi. Miting yapılacak diye ara sokaklarda insanlar evlerine gidemiyor ya da üniversite öğrencileri evlerinden çıkamıyorlar. Sosyal medyada insanların neler çektiğini görüyoruz.

SEVAL UYSAL: Bize biraz kendinden bahseder misin? Kaç yaşındasın, üniversitede ne okuyorsun?

CEM DİKMEN: 22 yaşındayım. PAÜ’de Siyaset ve Kamu Yönetimi’nde 4. sınıf öğrencisiyim. Tokat Turhallı’yım. Ailem Antalya Manavgat’ta yaşıyor. 2007 yılında TGB’ye üye oldum, 2008 yılında Manavgat TGB Başkanlığını üstlendim, daha sonra üniversiteyi kazanmam nedeniyle buraya geldim.

SEVAL UYSAL: TGB nedir?

CEM DİKMEN: Türkiye Gençlik Birliği 19 Mayıs 2006’da kuruldu. Bütün üniversitelerdeki Atatürkçü Düşünce Kulüpleri’nin birlikteliğinden oluştu, fikir babası Atilla İlhan’dır. Esası şu:Bütün bir gençliği tek çatı altında tutmak. Sağcısı, solcusu, CHP’lisi MHP’lisi, İP’li, DSP’li demeden bütün gençliği emperyalizme karşı birleşik bir cephede birleştirmek ve beraber hareket etmek.

ic1

TGB İÇİNDE SAĞCI DA VAR, SOLCU DA VAR

SEVAL UYSAL: Kamuoyunda TGB İşçi Partisi’ne bağlı gibi bir algı var?

CEM DİKMEN: Hayır değil. Bu bir karalama operasyonu. TGB İşçi Partisi’nin gençlik kolu değildir. İP’nin Öncü Gençlik diye bir yapılanması var ve Öncü Gençlik TGB’nin içinde yer alıyor, CHP’de yer alıyor, Alperen Ocakları’ndan gelen arkadaşlarımız da var.

SEVAL UYSAL: Siz kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

CEM DİKMEN: TGB her şeyden önce Atatürk milliyetçisidir, ulusalcıdır. Cumhuriyetin bütün kazanımlarına sahip çıkar.

SEVAL UYSAL: CHP’de aynı şeyleri söylüyor ve gençlik kolları var aradaki fark nedir?

CEM DİKMEN: Maalesef gençlik siyasi partide örgütlenme konusunda çekingen davranıyor ve üniversite öğrencisine siyasi parti hitap etmiyor. Siyasi partilerin gençlik yapılanmasının biraz eksik kalmasının nedeni de bence bu.

SEVAL UYSAL: Denizli’de ne kadar üyeniz var?

CEM DİKMEN: 250 civarında üniversite öğrencisi, 160 civarında da lise öğrencisi var.

SEVAL UYSAL: TGB Gezi’nin neresindeydi?

CEM DİKMEN: Tam içindeydik. Şu anda 74 yerde örgütlüyüz ve örgütlü olduğumuz yerde destek verdik. Gezi eylemlerinde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganının atıldığını görürsünüz.

ic6

GEZİ’DE BİR KAÇ KİŞİ MUSTAFA KESER’İN ASKERİYİZ DEMİŞ OLABİLİR

SEVAL UYSAL: “Mustafa Keser’in askerleriyiz” hatta “Fredi Mercury’nin askerleriyiz” diyenler de vardı. Gezi bu sloganla biraz ti bile geçti.

CEM DİKMEN: Denizli’de 50 bin insan katılmışsa bunun içinde 5 tane insandan bu şekilde düşünüyor olabilir. Burada dalga geçmek istedikleri Mustafa Kemal ise buna her şeyden önce karşı çıkarız ama askerlik mevzusu ise darbelerden dolayı belli bir şekilde anlaşılabilir. Gezi’nin içinde çok farklı insanlar vardı, onu diyenler olduğu gibi, zafer işareti, sol yumruk, ülkücü işaretiyle aynı anda yan yana yürüyenler vardı.

SEVAL UYSAL: Gezi’yi farklı kılan neydi?

CEM DİKMEN: Toplumun çok farklı dinamiklerinin ortak bir hedefe kilitlendiği bir eylemdi. İnsanlar AKP faşizmine karşı birleşiyordu. Metroda öpüşme yasağına tepki gösterenler, gece 10’dan sonra içki yasağına karşı olanlar, çevre talanı, ağaç kesilmesi, Taksim’e AVM, Cumhuriyet devrimi kazanımlarına karşı olmaları yani herkesin tutacağı bir yer vardı. Recep Tayyip Erdoğan toplumun birleşemeyecek kesimlerini birleştirdi.

ic7

ASKER’E TAKILMAYIN, ÖZÜ ATATÜRK’E SAHİP ÇIKMAKTIR

SEVAL UYSAL: “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı ne anlatıyor?

CEM DİKMEN: Çok önceden beri kullanılan bir slogan ama bizde kullanıyoruz. Şu dönemde insanların baskılara ve cumhuriyet devrimlerine, aydınlanmaya karşı olan irticayla mücadele var. Aslında bir savunma mekanizması diyebiliriz. Mustafa Kemal Atatürk ve cumhuriyet devrimleri neye karşı mücadele vermiştir? Gericiliğe ve emperyalizme karşı mücadele vermiştir. Bugün de içinde bulunduğumuz durum bununla bağlantılıdır. AKP’nin dış politikasından tutun da iç politikasına kadar her şey ya gerici, ya da emperyalizme göbek bağıyla bağlanmış bir şekilde ülke yönetiliyor. Bu slogan buna karşı bir savunma mekanizmasıdır.

SEVAL UYSAL: Kendinizi asker görüyorsunuz?

CEM DİKMEN: Hayır buradaki vurgu asker vurgusu değil. Buradaki vurgu Mustafa Kemal Atatürk’ün düşüncelerine ve şahsına sahip çıkmaktır. Onun getirdiği cumhuriyet kazanımlarını savunmaktır.

İYİ BİR ÖĞRENCİYİM

SEVAL UYSAL: Okul ne alemde, bir iki uzaklaştırma aldın galiba?

CEM DİKMEN: İki uzaklaştırma aldım. Ertuğrul Günay geldiğinde makarna pişirerek alternatif öğrenci açılışı yapmıştık. Bir ay uzaklaştırma aldım. Cumhuriyet Bayramı’na katılmak için yasal bir bildiriyi dağıttığım için bir hafta uzaklaştırma cezası aldım.Ancak ikisini de yargıya taşıdık ve ikisini de kazandık, okulu da tazminata mahkum bıraktık. Derslerim çok iyi, derse girmeyen bir yönetici olamaz. Bu yüzden derslerim çok iyi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı