REKLAMI GEÇ

CUMHURİYET’İN MİMARLARI

13 Ekim 2015 Salı

1. BÖLÜM

Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin yöneticileri, 1927 yılında önemli bir karar alır. Eğitim ve kamu binaları çağın en gelişkin örneklerine uygun biçimde tasarlanacak ve inşa edilecektir. Bu iş için yabancı uzmanlar davet edilir. Viyanalı genç Mimar Ernst Arnold Egli, Alman Profesör Hermann Jansen ve Alman Profesör Paul Bonazt’da bu amaçla gelenler arasındadır.

ic-1
Ernst Arnold Egli; Milli Eğitim Bakanlığı inşaat dairesine baş mimar olarak atanır. Atatürk’le birlikte harf devrimi provalarından, akademi de mimar yetiştirmeye kadar her yere koşar.
Profesör Hermann Jansen; Egli’den bir yıl sonra gelir. 1928 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni başkenti Ankara için açtığı şehir planlama yarışmasını kazanır. Geliş o geliş! Yıllarca Türkiye’nin çeşitli illerinde gezer.
Paul Bonazt Bonazt; Mimar Egli ve Jansen’in Türkiye’den ayrılmasından üç yıl sonra 1943’te gelir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Teknik Öğretim Müsteşarlığı Yapı Bürosu mimarlık danışmanlığına getirilir. Okul binaları ondan sorulur!

Selem-Reklam
Egli 13 yıl, Jansen 10 yıl, Bonazt 11 yıl kalır Türkiye’de!
Bu üç ismin Denizli’yle olan ilişkisine gelince;
Herman Jansen 1934’de, Ernst Arnold Egli 1936’da Denizli’ye gelir. Paul Bonazt’da 1943’te bir öğrencisini gönderir. Jansen ve Egli planlamaya, Bonazt ise Endüstri Meslek Lisesi’ne imzasını atar.
Şimdi detaylara girebiliriz:
JANSEN’İN TAVSİYESİ
Hermann Jansen 1869 Almanya doğumlu. Aachen Teknik Yüksekokulunda mimarlık eğitimi aldı. Ağırlıklı olarak serbest şehir planlamacısı olarak çalıştı. Şehircilik alanında onursal profesör olarak da çalıştı. 1928’de yeni başkent Ankara’nın tasarımı konulu uluslararası yarışmayı kazanarak adını duyurdu.
1934 yılında, Denizli Belediye Başkanı Nail Küçüka, Herman Jansen’i şehir planı yapması için davet eder. Bu davette birkaç yıl önce Denizli’ye gelen ve şehri “büyükçe bir köy” e benzeten Atatürk’ün özendirmesinin olduğu düşünebilir.

jansen_denizli_lisesi_
Nitekim Jansen’in de davete icabet etmesi bu fikrimizi doğrular nitelikte!
Prof. Jansen gelir ve şehirde bir süre kalır. “şehir” merkezini, çeperlerini ve Pamukkale’yi gezer. Denizli Lisesi’ni ziyaret eder, öğretmenlerle birlikte fotoğraf çektirir. Notlar alır, şehrin fotoğraflarını çeker. Anlatılan odur ki; İmar planı için yüksek ücret ister. Belediyenin imkanları bu ücreti karşılayamaya yetmez, Belediye Reisi Küçüka ile ücrette anlaşamazlar. Denizli’den ayrılmadan önce eski yazılı kadastro paftaları üzerine kırmızı çini mürekkebiyle, dama taşı gibi, birbirine dik kesilmiş yollar çizer bırakır. Ve bir öğütte bulunur. Der ki; “Bu şehri hiç bozmayın olduğu gibi kalsın, başka bir yerde yeni bir şehir kurun”

eski_denizli_ic
Ankara’ya döndükten sonra da şehirde çektiği fotoğrafları bir albüm yaparak Nail Küçüka’ya gönderir.
Yıllar sonra o plan Belediye Başkanı Turhan Bahadır’ın fen işleri müdürlüğünü yapan Denizli’nin ilk mimarının eline geçer. Hastane Caddesi, Saltak ve İstasyon Caddeleri açılır.
Fotoğraflar ise; 47 yıl Küçüka’nın evinde kaldıktan sonra torunu Teoman Küçüka tarafından gün yüzüne çıkarılır ve Çoşkun Önen’e teslim edilir. Bugün gördüğümüz eski Denizli fotoğraflarının tamamı Jansen’e aittir.
ATATÜRK’ÜN MİMARI
Ernst Arnold Egli; 1893 Viyana doğumlu. Mimarlık eğitimini Viyana Teknik Üniversitesinde tamamladı. 1924 yılında Güzel Sanatlar Akademisinde Clemens Holzmeister’in asistanı oldu. Holzmeister’in tavsiyesi üzerine 1927 yılında Türk Eğitim Bakanlığının Ankara’daki İnşaat Bölümüne baş mimar olarak atandı. Atatürk’ün mimarı olarak anılan Egli, aynı zamanda İstanbul Güzel Sanatlar Akademisinin yönetimiyle de görevlendirildi. Atatürk’ün talimatıyla Anadolu’yu karış karış gezdi.

egli_toplu_ic
1938 yılında Denizli’ye gelen Egli, Jansen’in aksine ilçelere gider.
Tavas, Kale, Çivril, Kızılcabölük, Çal,Yeşilyuva’yı gezer.
Bunun nedeni; Bayındırlık Bakanlığı’nın Denizli’nin 6 ilçesinde imar planı yaptırmak istemesidir. Egli gelir ve Pamukkale’yi, Laodikya antik kentlerini gezer. Gördüklerinden etkilenmiştir. Tavas, Kale, Çivril, Kızılcabölük, Çal,Yeşilyuva’da çalışma yapar.
1939’un ortasında taslağı gönderir, başkandan itirazlarını, önerilerini belirtmesini ister. Bir ay sonra da tekrar gelir. Ancak gördükleri karşısında şaşkındır. Gerisini Egli’den dinleyelim:
“Tavas’a gittim ama gördüğüm yeri tanıyamadım. Taslağı yollamamdan sonraki süre içinde şehir, ortasından geçirilen düz, dar bir yolla acımasızca ikiye ayrılmıştı. Yeni caddenin sağında ve solunda kalan bütün eski evler yok olmuştu ve cadde boyunca yeni evler inşa edilmişti. dehşet içinde kalmıştım, çünkü bütün bunlar resmi izinler alınmadan yapılmıştı.”
Tavas’taki yol kazasına karşın, Kızılcabölük, Çal ve Çivril’deki planlar daha iyi yürür ve uygulanır.
Bütün bunları Denizli gezisini Egli’nin kaleme aldığı “Genç Türkiye’nin İnşaası” kitabından öğreniriz. Tavas, Kale, Çivril, Kızılcabölük, Yeşilyuva’da imar planı için araştırma yapan genç mimar, Genç Türkiye’nin inşaası için, Anadolu’yu karış karış dolaşır.
Egli’nin izlerine gelince; Belki bir gün Tavas’ta veya Kale, Çivril, Kızılcabölük, Yeşilyuva’da bir yerlerde Egli’nin el çizimi planlara da rastlanabilir. Kimbilir?

TAŞ ATÖLYELERE RUH ÜFLEYEN ADAM
Paul Bonatz; 1877’de Almanya doğdu. Münih Teknik mimarlık okudu. 1902 yılında Fischer’in asistanı olarak Stuttgart Teknik Yüksekokuluna geçti. Theodor Fischer’in ardından kürsüsünü devraldı ve bu görevi 1943 yılına kadar sürdürdü. Hitler döneminde otoyolların yapımının yanı sıra mimar ve mühendislerin eğitimiyle meşgul oldu. 1943 yılında Almanya’dan kaçarak Türkiye’ye yerleşti. Kültür Bakanlığı tarafından danışman olarak atandı. Ankara Erkek Teknik Öğretim Müşavirliği Mimari Bürosu’nda çalıştı. Ankara’da Gazi Eğitim Enstitüsü ve Erkek Teknik Öğretmen Okulları’nı yaptı.

tas_atolye_ic
1943 yılında öğrencisi Selçuk Milar’ı Denizli’ye gönderdi. Erkek Sanat Okulu (taş atölyeler) projesini çizen ve hatta kontrolörlüğünü de yapan Selçuk Milar, Denizli’deki yapının bir benzeri olan Malatya Erkek Sanat Okulu’nu da yaklaşık zamanda tamamladı. Milar’ın binaları bugün, Milli Mimarlık akımı olarak adlandırıyor.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

murat   -  Bağlantı 14 Ekim 2015, 09:00

güzel bir çalışma olmuş. elinize sağlık.
yıkmak kolay, korumak zordur.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı