REKLAMI GEÇ

İflas etti, cezaevine düştü ama kuyunun dibinden çıktı

4 Kasım 2014 Salı

Şadan Figen… 52 yaşında, göçle Selanik’ten Denizli’ye gelen göçmen bir ailenin oğlu. Hayatındaki iniş çıkışları dinleyince insan “film gibi” demeden edemiyor. Onun iş hayatındaki iflas travması ile bugün sahip oldukları senaryolaştırılsa, ortaya gişe yapan bir sinema filmi çıkar.

1990’lı yılların başındaki krizin elinde avucunda ne varsa alıp götürdüğü, iflas ettirdiği, imzaladığı çeklerin cezaevine girmesine yol açtığı Figen, hayata küsmek yerine içerideyken meslek edinip onunla yeniden iş kurmayı başararak hayattan intikamını alan biri.

Şadan Figen’in bır diğer özelliği de sıkı bir Beşiktaşlı olması. Figen, işyeri ve evini siyah beyaza büründürecek, kendisi ve kızının otomobiline BJK yazılı plaka alacak kadar koyu bir kara kartal taraftarı. İşte Şadan Figen’in “film gibi” diye özetlenen hayat hikayesi…

ENG_726

İZMİR’DEN ALANYA’YA 280 MARKETE ÜRÜN
Şadan Bey, sohbetimize faaliyet alanınızla ilgili vereceğiniz bilgilerle başlayalım isterseniz…

“Kağaç Group” denilince, bazen grup şirketi gibi algılanıyor. Bir grup şirketi değiliz. Kendi bünyemizde üç ayrı üründe pazarlama yaptığımızda firma isminin ekine grup yazdık. Müşterilerimize kitap, kırtasiye ve oyuncak satışı yapıyoruz. Marketlere ürün veriyoruz. Parekende olarak Asmalıevler’deki yerimizde satış yapıyoruz. Yaklaşık 25 market ile çalışıyoruz. Bu marketlerin de 280 dolayında şubesi var. Faaliyet alanımız Denizli’den Alanya ve İzmir-Çiğli’ye kadar uzanıyor.

Çalıştığınız marketlere toptan satış mı yapıyorsunuz?
Bizim satış sistemimiz farklı. Marketlerle anlaşıyoruz. Diyoruz ki, arkadaş siz kitap ve kırtasiye gibi ürünler satmıyorsunuz. Bana reyon yeri ayırın, buraya satmadığınız ürünleri koyalım. Ne kadar satış olduysa ay sonunda o kadar ödeme yaparsınız. Marketlere satıştan dolayı belli miktarda ödeme yapıyoruz. Onlar da memnun; çünkü eleman bizden, dağıtım bizden ve bilmedikleri işi, bilen birine ceplerinden para çıkmadan yaptırıyorlar.

ENG_727

 

Kendi üretiminiz yok, pazarlama yapıyorsunuz öyle mi?
Evet, üretim yapmıyoruz. Ben daha önce de kırtasiyecilik yaptığımdan sektörü ve yapılması gerekenleri iyi biliyorum. Hangi ürünü rafa koyduğumuzda etkin satış yapabileceğimizi biliyorum. Mesela Yenişehir’deki bir okulun öğrencileri ile Kayıhan’daki bir okulun öğrencilerinin kullandığı kırtasiye malzemesi farklıdır. Bunu bilerek raflara ürün yerleştiriyoruz.

Aile şirketi olarak mı faaliyet gösteriyorsunuz?
Kağaç Group, eşim Nurcan ve kızım Gizem’in sahipliğini yaptığı bir şirket. Ben de yönetici olarak görev yapıyorum.

IMG-20141031-WA0012

CEZAEVİ GÜNLERİ
Hep bu sektörde mi faaliyet gösterdiniz?

Türkiye 1993’te bir ekonomik kriz yaşadı. İstiklal’de şirin bir kitap-kırtasiye dükkanım verdı, o krizde iflas ettim. Kestiğim çekleri ödeyemedim, hayli sıkıntılı günler yaşadık. Yaklaşık dört yıl cezaevinde yattım.

Cezaevinde zaman geçmiyor, bir şeyler yapmak istiyorum. Bilirsiniz cezaevlerinde el işleri çok yapılır. Buna başlamak amacıyla kız meslek liselerinde okutulan kitaplardan getirttim. Amacım para kazanıp, hem kendi hem ailemin ihtiyaçlarını karşılamak. Makrome yapmasını öğrendim. İpten çiçek askısı, kağıt hamurundan biblolar yapmaya başladım.

Yaptığım işleri satarak cezaevinde para biriktirdim. Borcumun bir kısmını ödeyip tahliye oldum. Çıktım, çalışmam gerekiyor, fakat iş bulamadım bir süre. Hükümlü Yasası’ndan yararlanacağım. Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikalara gittim, asgari ücret öneriyorlar. Benim borcum var, bir an önce ödeyip düzlüğe çıkmam gerekiyor. Ailemi toplamam lazım, çocuklar okula başlayacak, benim asgari ücret geliriyle bunlar olacak gibi değil. Anlayacağınız zor durumdayım ve benim yerimde bir başkası olsaydı intihar ederdi.

ENG_728

CEZAEVİNDE ÖĞRENDİKLERİ İŞİ OLDU
Baktım olacak gibi değil, “en iyisi cezaevinde öğrendiğim işleri evde eşimle yaparak şansımı denemek” dedim, kolları sıvadık. Odanın birisinde kağıttan, hamurdan biblolar, ağaçlar yapmaya başladık. Zaten Kağaç ismi de oradan geliyor. Yaptığımız işleri şehir içindeki hediyelik eşya satan yerlere, çiçekçilere satmaya başladım. Karşımdakiler benim ihtiyacım olduğunu anladı ve benden bir şeyler almaya çalıştı. Bu tür desteklerle özgüvenimi yeniden kazandım.

Üretimi geliştirdikçe marketlere de yöneldim. Yaptığımız işleri gösterip, “Bunları burada satalım” önerisinde bulundum. Adese bana bütün şubelerinin kapısını açtı, Konya’dan Mersin’e kadar ürün veriyordum artık. Satış arttıkça ben de dışarıya iş yaptırmaya başladım. İstiklal Mahallesi’nde komşularım çok yardımcı oldu. O günleri hiç unutamam.

ENG_725

 

“KUYUNUN DİBİNDEN ÇIKTIM”
Anlattığınız hayat hikayeniz, ekonomik anlamda zora düşenlere hem örnek hem ders olacak nitelikte…

Ben, çok zor günler geçirdim ve oradan çıkmayı başardım. Şimdi kimse bana gelip “şöyle zor, böyle zor, o nedenle yapamıyorum” demesin. Ben, kuyunun dibinden çıktım. Kendi karnımı doyuramıyorum, çocuk okula gidecek ihtiyaçlarını karşılayamıyorum. Şimdi şirketin ortağı olan kızım 20 gün okula gidemedi. İflastan önce Merkez Ortaokulu’nda çok sayıda çocuğa yardım ederken, ihtiyaçlarını karşılayamadığım için kendi çocuğumu okula gönderemez duruma düştüm. Daha önce yanımda çalışanlar yardımcı oldu bize. Biri ayakkabısını, diğeri önlüğünü aldı.

_________________________________________________

_________________________________________________

Komşularımızın “sen bunu başarırsın” şeklindeki manevi desteğiyle işe dört elle sarıldık. Gece yarılarına kadar çalışıyorduk. Sipariş çok, onları karşılayabilmek için 2-3 saat uykuyla çalışıyorduk. Çünkü dışarıya da çok fazla yaptırmak istemiyorum, para önce bize lazım.

Marketler de çalışmamızdan memnundu. “Sen bu işi iyiorganize ediyorsun, başka ürünler de getir” önerileri yapılmaya başlandı. Önce kitap rafı yaptık. Sonra kırtasiye ve oyuncak rafları derken işimiz iyice açıldı. Allah’ım “yürü ya kulum” dedi. Ama bir taraftan da korkuyorum. Şaka gibi… Daha yaşadıklarımız tazeliğini koruyorum. Geçirdiğimiz zor günler aklıma geldikçe tedirgin oluyorum. Ama gördük ki bu iş tuttu.

ENG_720

 

EKİP OLUŞTURDU
Yaptığımız işin kabul görmesi üzerine siparişleri yetiştirmenin yanı sıra marketlere hizmet verebilmek için ekip kurdum. Yanımda çalışanlar eskidir. Benim çalışma azmim onlara da örnek oldu. Şu markete de gidelim, şuraya da bakalım derken, 25 marketin 280 dolayındaki şubesine ulaşmayı başardık. Kendi karnımı doyuramıyor, çocuğuma bir şey alamıyordum; çok şükür şimdi 20’ye yakın çalışanım var. Yakında 50 kişi olacağız.

Kitap kırtasiye işi yaparken, insanların ilgisini çekmesi için turuncuyla yeşil renkleri kullanıyorum. Daha sonra dedim ki, ya ben Beşiktaşlıyım, benim rengim belli, niye turuncu ile kahverengi kullanıyorum? Bir de kitaplar raflarda kendini göstermemeye başladı. Kitap renkli, raflar renkli… Kitabı bir türlü öne çıkaramıyorduk. Bunun üzerine kitabevi havası verebilmek için üzerine çatı yaptık. Bir de siyah beyaz renkleri kullandık, mükemmel bir şey çıktı ortaya. Artık Kağaç Group bu renklerle bütünleşti. Şimdi insanlar nerede siyah beyaz raf görse, biliyorlar ki Kağaç’ın rafı.

SİYAH BEYAZ KAĞAÇ’IN ALAMETİ FARİKASI
Alameti farikanız gibi oldu yani? İşyeriniz siyah beyaz, oturduğunuz binanın dış cephesi siyah beyaz. Beşiktaş aşkınızın ne denli büyük olduğunu otomobillerinizin plakalarının bile BJK olması anlatıyor.

IMG-20141031-WA0009

 Siyah beyaz bize yakıştı. Siyah beyazı görünce tanıyanların aklına hemen geliyorumdur. Bunu insanların beynine yerleştirdim. Bir örnek vereyim. Yeni bir market açıldı, onların tarzı bozulmasın deyi rafları ahşap rengi yaptık. Ama birkaç tane de siyah beyaz yerleştirdik. Sahibi “siyah beyazı benim mağazaya da soktun. Bu kadar mı hastalık olur” dedi.

ÇARŞI’YA SEMPATİ
Duvarlara bakıldığında Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı’yı da çok sevdiğiniz hemen anlaşılıyor…

Benim Çartaraftar grubu Çarşı’ya aşırı sevgim vardır. Çarşı’nın siyasi görüşüne, sosyal yönlerine benim sempatim var. İsyankarlığı, asiliği benim yapıma uyar. Çünkü ben de bir ara hayata isyan ettim. Fakat “hep başaracağım, teslim olmayacağım” dedim.

ENG_718

 Duvara bakıyoruz. “Kağaç, korsan, karşı” yazıyor. Biraz da bu üçlemeyi anlatır mısınız?

Çarşı, korsana karşı” diye bir slogan vardı. Bu korsan kitap ve CD’ler içindi. Bunu kendi şirketimize uyarlamak için Kağaç, korsan, karşı diye bir dizin yaptım. Çünkü ben de kitap satıyorum. Emeğe saygı göstermek amacıyla bu tavrı benimsedik.

Siyah beyaz ve Çarşı Grubu üzerine konuştuktan sonra yeniden “Beşiktaş” desek…
Ya ben Beşiktaş’a aşığım. Beşiktaşlılık benim ruhumda var. Bazen maçları serum şişesiyle izliyorum. Çocuklarıma öğütlüyorum; siz Beşiktaşlısınız, kesinlikle Beşiktaş taraftarı olan biriyle evlenin diye… “Sakın bana Fenerbahçe ve Galatasaraylı bir gelin ya da damat getirmeyin” diyorum. Neden böyle söylüyorum? Beşiktaş sevgisini ancak Beşiktaşlı olan birisi anlar. Kızımı Beşiktaş’ın şampiyon olduğu yıl Denizli’deki bir maçına götürdüm, o seyirciyi görünce ağladı. Ne zaman İstanbul’a gitsek, İnönü Stadı’na gider maçımızı izler, Çarşı’nın havasını teneffüs ederiz.

PASCAL NOUMA İLE İMZA GÜNÜ
Beşiktaşlıların unutamadığı isimlerden Nouma’yı imza günün için denizli’ye getirdiniz. Bu nasıl oldu?

IMG-20141031-WA0003

 

Farklı bir çalışma yapmayı planlarken aklımıza imza günü geldi. Araya dostların girmesiyle Kağaç Group olarak, Beşiktaş’ın unutulmazları arasına giren Pascal Nouma’yı getirdik geçen mayısta. O günler Soma’daki maden faciasına da rast geldi. “Soma kalbimizdesin” diye yazdık ve Nouma için 7 bine yakın ziyaretçi geldi. Gelenler arasında Fenerbahçeli ve Galatasaraylılar da vardı.

EVİNİN İÇİ DIŞI SİYAH BEYAZ
Arabanıza BJK plakası alacak, işyeri ve evinizin renklerini siyah beyaz yapacak kadar tutkuyla Beşiktaş’a bağlayan nedir?

IMG-20141031-WA0015Beşiktaş aşkı… Evimi yaparken siyah beyaz olacağını eşime söylemedim. Parça parça yaptırdım ve bittiğinde çok güzel olduğunu söyledi. İçi dışı siyah beyaz olan binayı görenler, kartalın olduğu yerde fotoğraf çektiriyor. Bu da beni hayli gururlandırıyor. Kızımın ve kendi kullandığım otomobile BJK yazılı plaka alabilmek için harf kümesinin oraya gelmesini üç yıl bekledim.

Peki eşiniz Beşiktaşlı mıydı?
Oldu… Beşiktaşlı oldu. Bizim evde herkes Beşiktaşlı… Hatta buraya gelen çocuklara Beşiktaş sevgisi aşılayabilmek için hazırda tuttuğum hediyeleri veriyorum.

 

 

Yorumlar

hasan güven   -  Bağlantı 10 Kasım 2014, 20:16

şadan abi antalyadan bir beşiktaşlı olarak hayat hikayenbi okudum allah yardımcın ve yolun açık olsun inşallah denizliye gelince bir çayını içerim

Çatalçeşmeli   -  Bağlantı 6 Kasım 2014, 09:52

Helal olsun. ALLAH yolunu açık etsin.

metin karip   -  Bağlantı 4 Kasım 2014, 20:07

sadan agbinin yasadaklarina yakinen sahidim insanin istedikten sonra cok seyi basarabilecegine inaniyorum yeterki azimli ve sabirli olmasini bilecek tipki sadan agbi gibi unutmayalim basari raslanti degildir ….

Aykut Atlas   -  Bağlantı 4 Kasım 2014, 13:52

Şadan Abinin hayat hikayesini bir solukta okudum. Kendisi ile Tanışma fırsatım oldu. Onda olan heyecan ve çalışkanlığı gördükten sonra şunu söyleyebilirim. Şadan Abinin başarısı bir şans değil..

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı