REKLAMI GEÇ

Sıfırdan yıllık 25 milyon lira ciroya

7 Temmuz 2015 Salı

 

denizili-kahve-sohbetleri-habip-kiziltas-h

Hani “beş parasız başlamak” derler ya, Habip Kızıltaş’ın hayat öyküsünün başlığı gibi bu söz. “Karcı İbrahim”in oğlu olarak çıktığı yolculukta, ne yaşadıklarından gocundu ne de çalışmak onu yıldırdı. Lokantada bulaşık yıkadı, pamuk tarlasında çapa yaptı, sırtında inşaatlara harç taşıdı. Üniversite kaydına giderken giydiği hemşehrisine ait emanet ceketi de ayakkabıyı da unutmadı.

İş hayatında onu bugünlere taşıyan ise, çalıştığı şirkete ortaklıkla başladı. Kazandıklarını ticari başarısıyla birleştirdi. Artık ünlü bir halı şirketinin 15 ildeki dağıtıcısı, yılda 26 milyon lira ciroya ulaşan bir şirketin patronu, vergi rekortmenliği listesinin gediklisi O. 2014 yılı kazancı için devlete ödeyeceği vergi tam 964 bin lira.

Pahalı olmayan bir cep telefonu kullanan, “Hanım da emekli, ben de. İkimizin maaşı ihtiyaçlarımızı karşılamaya yetiyor” diyen Habip Kızıltaş ile Baklan’dan başlayıp bugünlere uzanan yaşam öyküsünü konuştuk. İşte başarılı işadamının hayatından kesitler…

ic-9

“KARCI İBRAHİM”İN OĞLU
Habip Kızıltaş’ın yaşam öyküsü nasıl başladı, bugünlere nasıl geldi” sorusunun yanıtıyla başlayalım mı sohbetimize?

Fakir bir ailenin çocuğu olarak 1946 yılında dünyaya geldim. Babama “Karcı İbrahim” derlerdi. Kışın dağdaki kuyulara kar basar, yazın da onları pekmezle karıştırıp pazarlarda satardı. Ailenin nafakasını böyle çıkarırdı. Çünkü ekecek tarlamız yoktu.

İlkokul bitti. Başarılı bir öğrenciydim. Baklan’da ortaokul yok, bizi Çal’a götürecekler. Babamın öyle bir masrafı kaldırması mümkün değil. Öğretmenimle karşılaşıyorlar. İsmi Kemal Şaşmaz’dı. Soruyor babama “kaydını yaptırdın mı?” diye. Babamın beni okula göndermeyeceğini söylemesi üzerine öğretmenim, “O zaman müsaade et ben okutayım” demiş.

ic-8

PAMUK TARLALARINDA IRGATLIK
Bu söz babamın gücenmesine neden oluyor. Beni Çal’a götürüp kaydımı yaptırdı. Ahırdan eve çevrilen derme çatma yerlerde 3 sene kaldım. Köyden gelen yumurta, pekmezi yiyerek beslendim. Lise öğrenimi için Denizli’ye geldim. E para yok. Ne yapacağım? Amelelik yaptım tatil günlerinde. Kocadere, Irlıganlı ovalarında pamuk çapası yaptım.

Derken Ticaret Lisesi’ni bitirdim. Bu arada babam vefat etti ve hayat şartları daha da zorlaştı. İnşaatlara gitmeye başladım. Bir taraftan da üniversiteye hazırlanıyorum. O yıllarda sınavlar teke tek yapılıyor. İstanbul, Ankara ve İzmir’e gittik. Bir arkadaşım kaydını İzmir’de yaptırmış. Karşılaştığımızda bana kaydımı yaptırıp yaptırmadığımı sordu. Yaptırmadığımı söyledim, çünkü kazanıp kazanmadığımı bilmiyorum. O, bana kazandığımı, hemen kaydımı yaptırmamı söyledi.

ic-7

BİR YATAK, BİR YORGAN VER ELİNİ İZMİR
O sıralarda inşaatlarda çalışıyordum, ayağıma çivi batmıştı. Topal ayakla İzmir’e gidip üniversite kaydımı yaptırdım. Beraberimde anacığımın verdiği bir yatak, bir yorgan götürdüm. Ayağımda ayakkabı bile yok, terlikle idare ediyorum.

Yatak, yorganı, Bornova 57. Er Eğitim Tugayı’nda hemşehrim bir astsubay var; hala unutmadım 2. tabur 1. Bölükteydi. Ona güvenmiştim İzmir’e giderken. Birliğine gittim eğitimdeymiş. O gelinceye kadar arkadaşları karnımı doyurdu. Hayatımda ilk söyüşü orada piyazla birlikte yedim. Akşam mesai bitiminde eğitim alanından geldi, eşyaları onun evine götürdük.

ic-6

EMANET AYAKKABI VE CEKETLE ÜNİVERSİTE KAYDI
O arkadaşın ayakkabı ve ceketini giyerek Ege Üniversitesi İktisadi Ticari Bilimler Fakültesi’ne kaydımı yaptırmaya gittim. Param da yok. İhtiyaçlarımı karşılamak için inşaatlara gitmeye başladım. Okula akşam gittiğimden, harç çekerek harçlığımı çıkarıyordum. Günün yorgunluğundan derslerde uyukladığım anlar oluyordu.

Baktım olmuyor, bir lokantada 40 lira haftalıkla bulaşıkçı olarak işe başladım. Hem inşaata göre daha az yorucu hem haftalığın yanı sıra yemek ücretsizdi. Tek sıkıntı bulaşık kokusunun giysilere sinmesiydi. Üniversiteye gittiğimde insanlardan uzak duruyordum o kokunun rahatsızlık vermemesi için.

ic-5

TUVALETİ BİLE OLMAYAN EVDE KALDI
Üniversiteye giderken nerede kaldınız, barınma işini nasıl çözdünüz?

Bir süre hemşehrim olan astsubayın yanında kaldım. Derken astsubayın yanından ayrılıp tek odalı bir eve taşındım. Tuvaleti bile yoktu. Camiye gidiyordum tuvalet ihtiyacı için. Hocanın kilitlediği zamanlarda, bunu söylemek ayıp ama ben bunları yaşadım; poşete yapıp, işe giderken çöpe atıyordum. Ben böyle bir hayattan geldim.

Üniversitenin ilk yılı çok zor geçti. Doğru dürüst kitabım yok, arkadaşlardan idare ettim hep. O zengin çocukları; kitabı, elbisesi olanlar, güzel evlerde oturanların çoğu ortalamayı tutturamadı. Bana 1,5 yetiyordu ama 3,5 yaptım. Neden? Çünkü benim okumam gerekiyordu arkadaş. Benim köyde tarlam yok, babam yok; anam, kardeşlerim fakir. Yani benim bu aileyi kurtarmam gerekiyordu. Bunu da üniversiteyi bitirir ve bir iş sahibi olursam yapabilirdim.

BİTTİ, DENİZLİ’YE 15 BİN LİRAYLA DÖNDÜ
Anlatımınıza bakılırsa okul ve çalışma bir arada gitmiş. Üniversite yılları da mı böyleydi?

Mecburdum çalışmaya. Ama ikinci sınıftan itibaren arkadaşım vasıtasıyla bir muhasebecinin yanında işe başlayınca ekonomik olarak hayli rahatladım. O muhasebecinin yanında 2,5 yıl çalıştım. Kazandığım para sayesinde biraz gözüm açıldı. Artık yavaş yavaş dışarıdan defter tutmaya başladım. Bu süre zarfında 15 bin lira para biriktirdim. Babasız-anasız bir çocuk İzmir’e gidecek, ayağında ayakkabı yok. Okulu bitirdiğinde 15 bin lira parayla memleketine dönecek. Böyle bir genç yok arkadaş bugün. Benim düğünümü yapacak kimse yoktu, o parayla düğün yaptım.

ic-3

“ACAR BİR ADAMSIN” DEDİ, ŞİRKETİNE ORTAK ALDI
Üniversite eğitimi tamam, evlendiniz de… Sonra askerlik mi iş hayatı mı?

Askere gitmeden önce Özden Demir Çekme Fabrikası’nda çalıştım. Orhan Özden’e aitti. Ayda 1.100 lira maaş alıyordum. Bu arada daha fazla teklif gelen Ergür Kablo’ya geçecektim. Tahsin Bey vardı, muhasebe müdürü. O emekli olacaktı. Benim iyi bir maliyet muhasebem olduğundan, 3 bin lira maaşla bana iş teklifi yapmışlardı. Bunu patronuma aktardım. “Arkadaş sen bana 1.100 lira veriyorsun ama Ergür Kablo 3 bin lira teklif etti. Ben oraya gideceğim hem de muhasebe müdürü olarak” dedim.

Bu konuşmadan sonra beni yemeğe götüren patronum, “Oğlum sen çok acar bir adamsın. Sen gitme, ben senin maaşını 3 bin lira yapayım. Askerliğini yap gel, şirkete ortak yapayım” önerisinde bulundu. Ben, bir süre daha çalışıp askere gittim. Askerliğimi yedek subay olarak yaptım. Tesadüfe bakın, eğitim sonrası kura çektik; neresi çıktı biliyor musun? Hani bana ceketini, ayakkabısını veren, evine götürüp yatıran astsubay vardı ya; onun bulunduğu birliğe düştüm.

Vatani hizmet bitti. Askere gitmeden önce çalıştığım firmada tekrar işe başladım. Bana 8’de 1 hisse verdiler. Orada 5 yıl daha çalıştım. Bu dönemde para da biriktirdim. 1980 yılı sonuydu, Balçova’da ev almıştım ve bir de Renault marka arabam vardı. Bunlara ilave olarak askerlik öncesi Gerzele’de 300-500 metrekarelik 7-8 parsel satışa çıkarılmıştı. Bir tanesine de 7 bin 700 liraya ben aldım. O parsel sonra çok para etti. Bugün orada Esnaf Sitesi var.

Bu arada hissemin artırılmasını talep ettim. Olmaz cevabını verdiklerinde ayrıldım. Bana 2,5 milyon liralık 10 senet verdiler hisselerime karşılık. Ben de Denizli’ye döndüm. İstasyon Caddesi’nde 70 metrekarelik bir dükkan kiraladım. Badana yaptıracak, para olmadığından kolları sıvayıp bu işi kendim yaptım. Para yok diyorum, çünkü 2,5 milyon lira nakit ödenmedi. 10 eşit takside bölüp senet verdiler. Ticari hayatım böyle başladı.

ic-3

DENİZLİ’DEKİ İLK İŞİ MUTFAK EŞYALARI PAZARLAMACILIĞI

İzmir’deki ortaklıktan ayrılınca ne yaptınız? Denizli’ye mi döndünüz?

Önceleri Denizli’deki mutfak eşyası üreticisi olan firmanın ürünlerini sattım. Sonra bir vesileyle halıcılık işine girdim. 34-35 yıldır da pazarlamacılık yapıyorum. Dünyanın en büyük halı üreticisinin dağıtıcılığını yapıyorum. İşimi ibadet yapar gibi yaparım. Hiç para batırmadım. Çünkü ben para batırılacak yere girmem. Bir sistem kurdum şirkette. Kazançtan çalışanlara prim veriyorum. Personel değiştirmem. Denizli’de böyle üç firma varsa birisi benim firmamdır. Müşterilerimle kardeş ilişkisiyle işimi devam ettiririm. Başladığımdan beri aynı üretici firmayla çalışıyorum. Dünyanın en büyük halı üreticisinin 15 vilayetteki dağıtıcısı olmak gurur vericidir.

İşle ilgili konu olduğunda taviz vermem” diyorsunuz.

Evet, işle ilgili oldu mu taviz yoktur. Kurallar koydum, onlar kesinlikle uygulanır. Şirketimiz üç aşağı beş yukarı kurumsallaştı artık. Herkes görevini bilir. Onun sorumluluğuyla çalışır.

ic-2

“BENDE KARA PARA YOK”
Vergi rekortmenliği listesinde hep adınız bulunduğuna göre, “benim faturasız işim olmaz mı” diyorsunuz?

Benim hiç kara param yok. Vergisi ödenmemiş param yok. Şirkete giren her mal faturalıdır ve barkotludur. Hiçbir bankada gayri resmi, gizli saklı hesabım yoktur. Bir Pamukkale Halıcılık, bir de kira hesaplarım vardır. Kira gelirlerimin tamamı gerçek üzerinden kontratlıdır. Ben devlete kazık atılmasını sevmem arkadaş. Çünkü devlet güçlü olursa biz de güçlü oluruz.

Söz vergiye gelmişken oradan devam edelim. Siz artık gelir vergisi rekortmenliğine abone oldunuz. Birinciliğiniz kaç tane oldu?

1992’den 2015’e 23 yılda 4 veya 5 birinciliğim var. 5-6 ikinciliğim var. 10’a yakın üçüncülüğüm bulunuyor.

İlk vergi rekortmenliğiniz hangi yıl?

1992 yılıydı…

İLK 3’E GİREMEMEK YÜZ KIZARTICI SUÇ İŞLEMEK GİBİ
Peki, ilk üçe giremediğinizde oldu. O zaman neler hissettiniz?

Bu bende bir alışkanlık oldu. O listede ilk üç sıraya girememek bir eksiklik gibi. Bazı yıllarda matrah artırdım listede olabilmek için. Birisi “hayırdır, bu yıl ilk üçe girememişsin” dese yüz kızartıcı suç işlemiş gibi hissederim kendimi. Arkadaş ben bu rekortmenliğin gediklisi oldum. Allah ömür verdikçe de devam…

Size bir şey söyleyeyim mi? Hanım da ben de emekliyiz. İkimizin maaşı ihtiyaçlarımız karşılamaya yetiyor. Biz öyle masraflı bir aile değiliz. Ha kazancımın da vergisini ödüyorum. Üniversiteye giden 102 talebeye burs veriyorum. Bugüne kadar bin olmuştur burs sağladığımız öğrenci. Pamukkale Üniversitesi’ne Psikiyatri Hastanesi yaptırdım. Yoğun bakımlar yaptırıyorum. Çakmak’taki sanat okulunun büyük sponsorlarındanım. Cami yaptırdım.

Ben kendim için yaşamıyorum. Ben devletçiyim. Benim ceddim Anadolu’da yaşamalı. Bu minarelerden ezan sesi susmamalı. Dedemin kardeşleri Yemen’de şehit düşmüş. Benim ailem için bu ülkenin bir bedeli var. Ben bu bedeli ödüyorum.

VERGİ KAÇIRANLARIN ÇOCUKLARI PARALARI ZAPT EDEMİYOR
Yıllık cironuz ne kadar?

Tahmin ediyorum 26-27 milyon lira civarında. Bu işin resmi kısmı. Ben vergiden sonra kalanı da bu ülke için yatırmaya devam ediyorum. Öldükten sonra tabutunun içine hiç para kesesi konulan gördünüz mü? Parasını götüren yok. Onun için ben devletim güçlensin diye kazancımı harcamaya devam ediyorum. İyi yol, iyi hastane, iyi okul istiyorsam devlete vermek zorundayım. Vermezseniz çark neyle dönecek arkadaş?

Devlete vermeyenlerin, kaçıranların çocukları sonra o paraları zapt edemiyor. Bakın “Denizli’de 50 yıldır zenginliği devam eden beş aile sayın” desem sayamazsınız. Ben üç tane sayabiliyorum. Abalıoğlu, Erikoğlu, İnceoğlu… Ha zenginler yok mu? Var ama yeni ve hep değişiyor.

Kaç kişiyi istihdam ediyorsunuz?

75 civarında. Denizli’de iki mağazamız var. Diğerlerini kapattık.

ic-1

BU İLLERE DAĞITIM YAPIYOR
Dağıtım yaptığınız illeri sayabilir misiniz?

Afyonkarahisar, Antalya, Aydın, Aksaray, Balıkesir, Burdur, Denizli, Eskişehir, Isparta, İzmir, Konya, Karaman, Kütahya, Muğla ve Uşak. Bu illere her hafta sevkiyat yaparız. Müşterimiz artık aracın hangi gün, hangi saatte geleceğini biliyor.

Pamukkale Halıcılık artık bir marka diyorsunuz?

Evet… Bu işi Türkiye’de benim kadar güzel yapan ikinci bir adam yok.

Sohbeti şöyle bitirelim mi? Emekli olan Habip Kızıltaş, fiilen emekli olmayı düşünüyor mu?

Valla ben “Bizim emeklilik mezarda” diyorum. Mezarda nasılsa iş yok, orada yatacağız zaten. Nefes aldıkça çalışmaya devam…

HABİP KIZILTAŞ KİMDİR?
Baklan 1946 doğumlu. İlkokulu Baklan, ortaokulu Çal’da okudu. Denizli Ticaret Lisesi’nden mezun olup, yüksek öğrenimini Ege Üniversitesi İktisadi Ticari Bilimler Fakültesi’nde yaptı. 10 sene bir şirkette genel müdürlük yaptı. Daha sonra Denizli’ye döndü. Önce mutfak eşyaları pazarlamacılığı yaptı. Ardından bugünkü işi halıcılık sektörüne girdi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı