REKLAMI GEÇ

Tosunoğlu: Bu saatten sonra çekilmem

10 Haziran 2014 Salı

denizli-osb-mehmet-tosunoglu-is-dunyasi-kahve-sohbetleri-engin-unal-h

DOSB’da 12 Haziran’da yapılacak seçimli olağan genel kurul için geri sayım devam ediyor. DSO Meclis Başkanı Mehmet Tosunoğlu ile bu söyleşiyi yaptığımızda, seçimli olağan genel kurula sekiz gün vardı. Şimdi ise kaldı üç gün ve taraflar son hamlelerini yapıyor.

Yakından izlediğimiz, gelişmeleri de haberlerimizle aktardığımız DOSB Genel Kurulu, aynı zamanda 19 yıl aradan sonra bir ilkin gerçekleşmesini de sağlayacak. Feridun Alpat ile girdiği yarışı kazanan ve 1995’teki genel kuruldan bu yana rakipsizliğe alışan Uslu, bu kez yalnız değil. Bu da hoşuna gitmiyor ve gitmediğini de her fırsatta, ikili temaslarında fark ettiriyor.

Bu arada, çekilmesine yönelik işaretlerin verilmeye çalışıldığı dolaylı mesajlar getiriliyor Mehmet Tosunoğlu’na… “Bundan sonra yeni bir adım atılacaksa ondan gelmesi gerekir” diyen Tosunoğlu, adaylık sürecinin nasıl başladığını, nasıl geliştiğini tüm detaylarıyla “İş Dünyası ile Kahve Sohbetleri”ne anlattı.

ic-6

ADAYLIK SÜRECİ
Seçimli genel kurulun arefesindeyiz, siz de ekibinizle birlikte yönetime talepsiniz. Adaylık süreci nasıl gelişti?

Ben 2004 yılından bu yana Organize Sanayi Bölgesi’ndeyim. İplik – boya üzerine faaliyet gösteren Polen Tekstil olarak oradayım. Aynı yıl Denizli Sanayi Odası (DSO) Meclis üyesi oldum. Dört yıl DSO Meclis Başkanvekilliği yaptım. Daha sonra da ittifakla Meclis Başkanlığına seçildim. Son yapılan seçimlerle tekrar aynı görev bana verildi.

Benim gördüğüm, izlediğim kadarıyla Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren sanayicilerin uzun süredir aynı yönetimin görevde olmasından duyduğu bir rahatsızlık var. Bu doğrudan dile getirilmese bile sohbetlerde hissettiriliyor. Benim de Sanayi Odası’nda kazandığım bir tecrübe, birikim var. Bunu orda değerlendirip yararlı olabileceğimi düşündüm. Kendime yakın arkadaşlarımla değerlendirdik. Kimlerin olabileceği üzerinde durduk ve teklif götürdük.

Benim yaşım 46, benden yaşlı, tecrübeli birisini bulmamız lazımdı. Organizenin ilk kuruluşunda 7 yıl yönetimde görev yapan, herkes tarafından sayılan, sevilen Ahmet Çalışkan’a gittim. Teklifimi anlattım. Bana güzel olduğunu, destek vereceğini söyledi. Ben de desteğini değil tecrübelerinden istifade etmek istediğimi dile getirdim. Olur, “seni yalnız bırakmayayım” dedi, benim için bir artı oldu. Ondan sonra benden bir kuşak önde olan birisini bulmak istedim, Erteks’ten Cemal Ertuğrul’a teklif götürdüm. O da memnuniyetle kabul etti. Bir de yönetimi bizden sonra teslim edeceğimiz genç isimleri bulmamız gerekiyordu. Biri Nesa Tekstil’den Ali Fuat Özel’di. O da memnuniyetle kabul etti. Açıkçası bu kadar istekli olabileceğini düşünmemiştim. O bizden de istekli göründü, güzel fikirleri de var. Bir de 4-5 yıldır görüyorum, Organize Sanayi seçimlerinde Selim Kasapoğlu, çıkıyor, geziyor. Onun da hizmet aşkından yararlanmak istedim. “Kadir Uslu var” diye kimse cesaret edemezken, o yönetim değişikliği ifade etti hep.

Beş kişilik yönetim kurulu adayı ortaya çıkınca, oturup konuştuk. “Bu bir bayrak açma, bu bir başkaldırma olmasın. Biz Kadir Bey’in önünden geçelim” dedik. Tabi Kadir Bey’in önünden geçmeden de bazı otoriteler var Denizli’de… Nesa’da Nevzat Özel var, efendim Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci var. Müjdat Bey’in organizeyle işi yok ama Sanayi Odası’nın yönetim Kurulu Başkanıdır. Fikirlerini aldık. “Ben kendimi yeterli görüyorum, sizler de beni yeterli görüyor musunuz” diye sordum. Onlar da gördüklerini söylediler. Sonra “Böyle bir şey olduğunda fikir olarak destek verir misiniz” dedim, “ veririz” dediler.

ic-8

“BİZİ YÖNETİME AL” DEDİK…
Biz beş arkadaş oturduk. “Aramızdan iki kişiyi seçelim, Kadir Bey’e gidelim, bizi yanına alsın, bu şekilde değişimlerle devam eder gider” dedik. Beni ve Cemal Ertuğrul’u seçtiler. Biz Kadir Bey’in yanına gittik. Kadir Bey’e “seçimde aday mısınız” diye sordum, “adayım” dedi.
Ben de arkadaşlarla bir araya geldiğimizi, birden ortaya çıkmak gibi, bayrak açmak gibi bir düşüncemizin olmadığını, aramızdan iki kişi seçtiğimizi söyledim ve “Benim ile Cemal Beyi yönetiminize alır mısınız” diye sordum. Cevabı “şu anda alamam, ancak iki yıl sonraki yönetime alırım” oldu.

Hesap ettim. 20 senedir orada, bu defa da seçilip iki sene daha kalacak, etti 22 yıl. Daha sonra yine aday olup seçileceğini düşünüyor ve iki yıl daha kalacak, etti 24 yıl. Kısacası bizim arkadaşlara sıra gelmeyecek. Arkadaşlarla bir değerlendirme yapacağımızı, ama sonuçta bizim de buranın yönetimine talip olma gibi bir durum söz konusu olabileceği aktardık.

ic-4

USLU’NUN “BENİ BEĞENMİYOR MUSUNUZ?” SORUSU
Kadir Bey, bu talebinizi nasıl karşıladı, nasıl bir yanıt verdi?

“Beni beğenmiyor musunuz” diye sordu. Beğenmemek gibi bir şeyle konuyu konuşmadığımızı dile getirdik. Bu defa da “O zaman neden liste çıkarıyorsunuz” diye sordu. Bu sorusuna “Biz listemizden iki kişiye feragat ettirelim, siz iki kişi gelin, başkanımız olun” cevabını verdik. Bu öneriyi de kabul etmedi.

Bize adaylık için müsaade istedik. “Öyle şey mi olur” dedi. Büyüğümüz olduğunu, müsaade etmediği bir yola isyan ediyor gibi bir anlayışla çıkmayacağımızı anlattık. Bunun üzerine müsaade ettiğini söyleyip “Buyurun, efendi efendi yarışalım” dedi. Biz de bu yola böylece çıktık arkadaşlarla.

“TASARRUFÇU OLACAĞIZ”
Ziyarete gittiğiniz, destek istediğiniz sanayiciler “ne yapacaksınız, projeniz neler” diye sormuyor mu?

Tabii bizim de orayla ilgili projelerimiz, düşüncelerimiz var. Bugün baktığınız zaman Feridun Bey zamanında 1995’te altyapının çoğu tamamlanmış. Kadir Bey de yönetime geldikten sonra üzerine ilaveler yapılmış. Ama bunlar yapılması gereken şeyler. Bunlar için kendilerine teşekkür ediyoruz.
E asfalt eskidi, yeni asfalt yaptık. “Yapmıyoruz” denilebilir mi? Belediye asfaltı döküyor, sonra bırakıp gitmiyor ki… “Ben gelince asfalt yapacağım” diyemem. Neden? Biz politikacı değiliz. “Asfalt dökeceğim” gibi şeyler oy toplama vaatleridir. Şimdi böyle bir vaatte bulunup, döktükleri asfaltı söküp bir daha asfalt mı yapalım? Ne zaman eskirse kaynağını ayırıp yaparız. Bugünkü yönetim nasıl kaynak buluyorsa, onlar değişince o kaynaklar kuruyacak değil, biz de o kaynakları yönetmesini biliriz. Bizim anlayışımız biraz daha tasarrufa yönelik olacaktır.

ic-3

YÖNETİM-SANAYİCİ İLİŞKİSİNDE EKSİKLİK
Yapılamadığını gördüğünüz ya da yapılması zorunlu olup da yapılamayanlar var mı?

Şu var… Organize Sanayi Bölgesi’nde 141 kişi ve şirket faaliyet gösteriyor. 178 parsel var. Yönetim bazında bir ilişki eksikliği görüyorum. Hizmet değil, ilişki eksikliği. Bugün herkesin sorunu farklı. Orada 141 – 50 sanayici varsa hepsinin sorunu farklı. Bu belli başlılarının sorunlarına eğilip, diğerlerini göz ardı etmek… Bu benim yönetim anlayışıma ters. Ben herkesi memnun edecek hizmetler verilmesini istiyorum.

_________________________________________________

_________________________________________________

Bizim Organize Sanayi Bölgesi bir İhtisas Organize Sanayi Bölgesi olarak planlanmamış, her sektöre yer verilmiş. Herkes de bunu bilerek gelmiş buraya. Boyahane var. Bazı sanayicilere bakıyoruz buharla, suyla, kömürle işi olmayan sanayicilerimiz boyahanelere düşman gözüyle bakıyor. Binlerce yıllık tekstil tarihi olan bir kentte elbette ki boyahane olacak. Bu boyahanelerin farklı yerde olması çevrecilik açısından baktığınızda daha sakıncalı aslında. Hepsinin bir yerde olması daha kontrol edilebilir bir şey. Bu ilişkileri düzenlemek lazım.

Belki şu andaki yönetimde olan arkadaşların boyahanesi olduğundan mı böyle bakılıyor bilmiyorum. Amaic-7 çözüm var. Boyahane kimyasal madde kullanır, atar. Orada da arıtma var, bunu etkisiz hale getiriyorsanız bir söz söyleme hakkı düşmez. Suyu kullanıyorsanız da bedelini ödüyorsunuz. Sonra orada buhar kullanıyor boyahaneler, kömürle üretiliyor. Bir-iki firma santral kurdu, kömürle buhar üretim satıyor. 20’ye yakın firma da bunlardan buhar alıyor. Şimdi bazı arkadaşlar, özellikle de yönetim diyor ki; bu buhar üreten firma ortalığı kirletiyor. E kömür yakıyoruz. Bunların ölçümü otomatik olarak yapılıyor. Değerler aşıldığında sinyal veriyor. Ortalığa zarar verecek gaz çıkarmıyor ama ne de olsa kömürdür, kurumu, tozu yandaki binanın bahçesine geliyor. Fakat burası bir sanayi alanı. Bu kurumu yüzde 100 engellemenin imkanı yok.

Mesela mermerci var. Taşı kestiğinde toz çıkar. Buraya sanayi diye geldi mermerci. Öteki de sanayi diye gelmiş. Mermercinin yanında faaliyet gösteren başka bir sektördeki arkadaşımızın o tozdan şikayet etmesi, bu şikayet üzerine yönetimin farklı bakması uygun değil. Evet, mermerci tozu çıkaracak. Fakat öbür arkadaşın ürününe zarar vermemeye de azami özen gösterecek. Bu komşuluk ilişkilerini iyileştireceğiz. Benim birleştirici bir yapım var. Ben, oradaki farklı sorunları ortak sorun haline getirip çözüm için çalışırım, insanları da birbirleriyle kaynaştırırım.

“Farklı sektörlerde olup aynı yerde faaliyet gösteren, bu faaliyet sırasında da ortaya çıkan kirlilikten dolayı zedelenen komşuluk ilişkilerini düzeltirim” diyorsunuz…

Benim öyle bir yanım var. Arkadaşlarımız da bana destek vereceklerdir.
ic-5

ÇARDAK OSB’DE YER ÇOK
Organize Sanayi Bölgesi genişleyemiyor. Ama içeride de boş duran arsalar var. Bir yerde arsa sıkıntısı, diğer yanda boş arsalar. Yönetim bu arsaları kullanılır hale getirmek için zorlayıcı olamaz mı?

“Sanayicimiz yer bulamıyoruz” demesin, Çardak Organize Sanayi Bölgesi boş duruyor, gelsin oraya yatırım yapsın. Artı Organize Sanayi Bölgesi’nde arsanız varsa, belli bir sürede inşaatı yapmanız lazım, yoksa ruhsatınız ölüyor. OSB Yönetmeliği’ne göre de boş durmaması gerekiyor. Belli sürede tesis yapılmadığında ya yönetim el koyması ya da el değiştirmesi gibi sakıncaları var. Nedir, neden yapılmıyor gibi hukuki nedenleri bilmiyoruz. Ancak göreve geldiğimizde araştırıp gereğini yapabiliriz. Arkadaşlara tesis yapmaları konusunda yardımcı olur, fikir veririz, yüzde 100 kullanılır hale gelmesi için çalışırız.

DENİZLİ OSB MODEL ALINIRDI, ÖZELLİĞİNİ YİTİRDİ Mİ?
Denizli Organize Sanayi Bölgesi bir dönem modeldi birçok il için. İnceleme için heyetler gelirdi. Son dönemde bu ilgi azalmış gibi, model olma özelliğini yitirmiş gibi sanki…

Buna sadece Organize Sanayi Bölgesi olarak bakmamak lazım. Denizli’ye 2000’li yıllardan itibaren sıfırdan yatırım gelmedi. Mevcut yatırımlar geliştirildi. Doğal gazdan elektrik üreten santrallar kuruldu Kaklık ve Organize Sanayi Bölgesi’nde. Zorlu’nun jeotermal yatırımı oldu. Bunlar büyük yatırımlar, fakat istihdam sağlamıyorlar.

Denizli’ye yatırım yok. Bu sadece Organize Sanayi Bölgesi’nin değil de Denizli’nin üzerinde bir atalet var. Denizli Sanayi Odası olarak niye yatırım gelmiyor diye bunun araştırmalarını yapıyoruz. Teşvik uygulamalarıyla da bağlantısı var.

ic-2

“ÇEKİLİN” MESAJLARI GELİYOR MU?
Yeniden genel kurula dönersek. Sizin adaylığınız belli ki bir rahatsızlık yaratmış. Peki bazı çevrelerden “Mehmet Bey, siz ve ekibiniz çekilin” gibi mesajlar alıyor musunuz? Sizin adaylığınızı engellemeye yönelik çabalarla karşılaşıyor musunuz?

Net olarak “çekilin” şeklinde bir mesaj almadım. Ama etkili çevrelerden “anlaşın” tavsiyeleri aldım. Anlaşıp, genel kurula tek liste olarak gitmemiz isteniyor. Bu saatten sonra çekilmem, arkadaşlarım da çekilmez. Baskı olacağını da sanmıyorum.

“ADIM ATILACAKSA ATAN KADİR BEY OLMALI”
Bu öneriye bakarsak, Kadir Bey ile önceden konuştunuz, tavrı belli. Ortak liste için yeniden bir araya gelme şansı var mı?

Ben, bana düşeni yaptığımı, yanına gittiğimi söylüyorum bu tavsiyede bulunanlara. Bundan sonra yeni bir adım atılacaksa ondan gelmesi gerekir. Biz adımımızı iki defa attık. Bizi kabul etmesini istedik, olmayınca bizim yanımıza gelmesini istedik ama olmadı. Şimdi adım atma sırası varsa o da Kadir Bey’de.

Kaç üye oy kullanacak?

178 parsel var. Benim bildiğim genel kurulunu yapmadığı için oy kullanamayacak birkaç firma var. Her halde 170 kişi falan oy kullanır. Bu genel kurulda, Organize Sanayi Bölgesi en katılımcı genel kurulunu yapacak.

Feridun Alpat İle Abdülkadir Uslu arasındaki seçim yarışı dışında iki listeli genel kurul oldu mu?

Kadir Bey’in döneminde olmadı.

19 yıl sonra sizin ekip Kadir Beye karşı yarışacak…

Organize Sanayi Bölgesi’nde gezdiğimde şu soruyla karşılaştım: Bugüne kadar yapılan genel kurullar tek adaylı olduğundan el kaldırma yöntemiyle, divana bir liste veriliyor. Divan bu listeyi okuyor. Kabul edenler, etmeyenler diye açık oylamayla seçim yapılmış. Herkes açık oylamayla seçim yapılacak korkusuyla genel kurula dahi gelmek istemiyor, deşifre olmak istemiyor. Ama OSB Kanunu’nun 30. maddesinde de “eğer iki liste varsa oylama gizli, tasnif açık yapılır” deniliyor. Bunu arkadaşlar bilmiyorlar. Biz anlatıyoruz, sanıyorum değişik netice çıkacak.

ic-1

“YOLA NEDEN ÇIKTIĞIMIZI ANLATIYORUZ”
Gittiğiniz sanayicilerden nasıl bir tepki alıyorsunuz?

Sanayi Odası seçimlerinde bulundum, genel seçimleri gördük, 170 kişilik Organize Sanayi Bölgesi seçimi çok değişik bir hal aldı. İnsanlar sanıyorum herkese aynı mavi boncuğu veriyor. Ama ben çoğunun gözlerinden bu hareketi beklediklerini okuyorum. Biz, kimseye “oy verir misiniz?” demiyoruz. Bir yola çıktığımız söylüyoruz, kendimizi anlatıyoruz.
Bu arada bana oy vermeyeceğini bildiğim bir yakınımdan oy istedim. Dedi ki, ben Kadir Bey’in yanındayım. Bunda bir problem yok, kırgınlık yok. Sevgim, saygım azalmaz. Bunu neden yaptım? Seçim bittiğinde, “eğer beni arasaydın size oy verirdim” demesini engellemek için.
Bu bir milletvekilliği, belediye reisliği seçimi değildir. Burada 170 daireli apartmanın bir yönetim seçimidir. Benim için komşuluk ilişkileri önemlidir. Yatırımlar ve hizmetler zaten gelecektir.

Genel kurula yönelik mesajınız ne olacak?

Eskimiş eskimiştir. Yeniyi denemek lazım. Bugün Türkiye genelinde siyasette alternatifsizlikten bahsediliyor. Organize Sanayi’de söz konusu ise alın size alternatif çıktı. Seçimlerde öyle çok uzun süreli değil. İki yıllık geliyorsunuz. 20 yıl kalmak gibi bir planımız da yok. Her seçimde yönetim kurulumuz yüzde 40 değişecek. Yönetim kurulumuz üç genel kurulda tamamen yenilenmiş olacak.

Yorumlar

Musa Bozkurt   -  Bağlantı 11 Haziran 2014, 13:44

Engin abi,
Çok güzel olmuş yazınız, teşekkürler.
Musa Bozkurt

Haydar Keskin   -  Bağlantı 10 Haziran 2014, 11:11

Valla söyliyim, Mehmet Tosunoğlu ve ekibi eze eze kazanacak.

Bu ne ego böyle Kadir Uslununki… OSB babasının malı mı

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı