REKLAMI GEÇ

DENİZLİ’NİN MİLLİ MÜCADELE KAHRAMANI

18 Mayıs 2012 Cuma

Birinci Dünya Savaşı bitmiş, Osmanlı Devleti yenik sayılmıştır. Mondros Ateşkes Anlaşması ile Osmanlı Ordusu, askerin tüm silahları düşmana teslim edilerek, terhis edilmiştir. Osmanlı Hanedanı (Padişah ve ailesi), saltanatının devamını İngilizlerin himayesinde devam ettirebileceğine inanmaktadır. Memleket işgal altındadır da adı henüz konulmamıştır.

Yunan askeri, henüz İzmir’e ayak basmamıştır. Memleketsever insanlar, olacak olanları görebilenler, kurtuluş için bir çare aramaktadırlar. İzmir’de bir toplantı yapılır. Toplantının amacı Anadolu’nun kurtarılması için bir çıkış bulunmasıdır. İzmir’den, Aydın’dan, Balıkesir’den, Denizli’den, Muğla’dan, Manisa’dan heyetler katılır.

Denizli heyeti’nin başında Müftü Ahmet Hulusi Efendi, vardır. En ateşli konuşmayı da o yapar. İşgali kesinlikle reddeder. İslam Halifesi işgali kabul etse dahi kendisinin kabul etmeyeceğini haykırır. Müftü, müthiş bir örgütçüdür. Örgütlenmeyi gerçekleştirmeden düşmanla baş edilemeyeceğinin bilincindedir.

Toplantı sonucunda; “Biz aşağıda imzaları bulunan İzmir, Denizli, Aydın, Balıkesir, Muğla, Manisa şehirlerinin Belediye Reisleri, Müftüleri, İl Meclisi Üyeleri, 17 Mart 1919 günü İzmir’de toplanan Genel Kongre’de alınan kararları, milletimizin arzusuna uyarak, ilan ederiz….” diye başlayan bildiriyi yayınlanır.

15 Mayıs 1919 günü sabahı Yunan askerleri İzmir’e ayak basarlar. İzmir’in işgali Anadolu’ya telgraflarla duyurulur. Denizli Müftüsü, daha iki ay önceki İzmir toplantısında işgali reddeden o memleketsever kişi, hemen şehri dolaşır. Halkı, Bayramyeri Meydanı’na davet eder. İşgale karşı ilk mitingdir bu. İstanbul basını bunu görmezden gelir, hafife alır ve yayınlamaz. Ama o bir Anadolu kıvılcımıdır. Mustafa Kemal Paşa Samsun’a ayak basar, Amasya Tamimi’ni yayınlar. Müftü Efendi bu haberi duyduğunda, “İşte” der kendi kendine ve daha sonra etrafına, “Memleketi kurtaracak kişi budur” diye seslenir. Erzurum’da da, Sivas’ta da, Ankara’da da destek verir Mustafa Kemal’e. Padişah Halife’nin Şeyhülislamı, Mustafa Kemal’i suçlayan bildiri yayınladığında, Mustafa Kemal’i ve Milli Mücadeleyi destekleyen karşı bildiriye, hiç çekinmeden imzasını koyar.

Müftü Ahmet Hulusi Efendi, Celal Bayar ile tanışır, İttihat ve Terakki Partisi’ne üye olur. Parti’nin Denizli sorumlusu, yine bir Milli Mücadele Kahramanı’mız Yusuf Başkaya’dır. O yıllarda İttihatçılar Mustafa Kemal’i ve Kuvayı Milliye’yi desteklemekte, Hürriyet ve İtilaf Partisi ise, düşman askerlerine kurşun atılmamasını, onlarla iyi geçinmek gerektiğini telkin eden Padişah Halife’yi destekleyerek Kuvayı Milliye’ye karşı tavır almaktadır. Kuvayı Milliye Genel Komutanı Demirci Mehmet Efe’nin büyük itimadını ve saygısını kazanan Müftü Efendi, Milli Mücadele yıllarında Denizli-Sarayköy-Menderes Cephesi’nin örgütlenmesi ile İzmir ve Aydın’dan Denizli’ye gelen göçmenlerin yerleştirilmesini büyük bir başarı ile tamamlar.

Denizli’de Milli Mücadele kahramanlarının mücadelesi sadece dış düşmana karşı olmamıştır. Şehir içinde de bazı kesimler, Milli Mücadele’ye ve Kuvayı Milliye’ye karşı çıkmışlar, şehrin bazı ileri gelenleri Denizli’yi Antalya’da bulunan İtalyan askerlerinin komutanına teslim etmeyi önerecek kadar ileri gitmişlerdir. Bu arada Denizli’den Yunan Ordusu’nu şehre davet eden telgraflar çekildiği haberinin yayılması, şehirdeki gerginliği büsbütün artırmış, bu nedenle, şehirdeki birkaç bini bulan Rum nüfusun kentten uzaklaştırılması gerektiği ortaya çıkmıştır.

Bütün zor koşulların üstesinden gelip, Milli Mücadele’nin Denizli-Sarayköy-Menderes Cephesi’ni başarıyla yöneten Denizli Kuvayı Milliye Reisi Müftü Ahmet Hulusi Efendi’yi tüm Denizli Halkı yakından tanımalıdır. Tanımalıdır ki, bu asil kahramanımızı çocuklarımız ve onların çocukları ve gelecek tüm nesiller de tanısınlar.

Varlığımızı, Baş Kahraman Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onunla birlikte mücadele eden kahramanlarımıza borçlu olduğumuzu asla unutmamalıyız.

Yorumlar

Kaan Doğrubilir   -  Bağlantı 18 Mayıs 2022, 00:35

2007 yılına kadar bu tarih 16 mayıs idi. Ancak nasıl olduysa 15 mayıs oldu. Hocalar bilgiye dayandırma yerine tarihçi kimlikleriyle ortaya koyduk diyorlar. Cemal Kutay’dan ve fesli Kadir kaynakları. Celal Bayar anılarında 16 mayıs diyor.

Gültekin Abacı   -  Bağlantı 31 Temmuz 2012, 09:57

Hulki Cevizoğlu nun işgal ve direniş kitabında Ahmet Hulusi ile ilgili önemli açıklamar mevcuttur. Bu makaleye o kitapta yazılanlarında eklenmesi gerekir. Sayın Ataman a saygı ile duyurulur.

ali sınan demirkale   -  Bağlantı 14 Haziran 2012, 19:56

gazeteniz çok yararlı bilgi verdi, yayıncılığınızın devamı dileğiyle selam,sevgi ve saygılarımla…

levent   -  Bağlantı 18 Mayıs 2012, 23:22

Bu sehri teslim edelim diyenleride aciklasak ,, ne guzel olurdu benim aklimda birkac kisi var kesin bunlarin dedesi falandir, savas falan olmamis yaa kurtulus savasi falan hikaye diyorlar yandaslar ,

hüsamettin ataman   -  Bağlantı 18 Mayıs 2012, 16:47

Sn. Volkan Albay adlı okuyucumuza;
Gazete kupürleri, 15 Mayıs 1919 – 18 Ekim 1919 tarihleri arasında yayınlanan yurt içi ve yurt dışı gazetelerdeki Ulusal Kurtuluş Mücadelesi ile ilgili haberler derlenerek, Ömer Sami Coşar tarafından hazırlanan İSTİKLAL HARBİ GAZETESİ’nden alıntılardır. İstiklal Harbi Gazetesi, 1969-1970 yıllarında Yeni İstanbul Gazetesi’nin, 1980 yılında Milliyet Gazetesi’nin eki olarak okuyuculara sunulmuştur. Aynı gazete, 2006 yılında, İzmir Karşıyaka Belediyesi tarafından tekrar basılıp halka dağıtılmıştır.

volkan albay   -  Bağlantı 18 Mayıs 2012, 16:12

kardeş gazete küpürleri latin alfebesinde. O zaman arap alfebesi vardı nasıl iş bu anlamadım?

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı