REKLAMI GEÇ

MENDERES KİRLİLİĞİ NEREDEN BAŞLIYOR?

27 Haziran 2014 Cuma

denizli-menderes-kirlilik-olmeye-yatan-nehir-dinar-civril-h

Bu hafta başında Menderes gezimizin yolu bir kez daha Çivril ve Dinar’dan geçti.
Önceki gezilerimizde yerel yöneticilerle çeşitli sebeplerden yapamadığımız görüşme ve röportajlar için özel bir yolculuk yaptık.

Bu görüşmeler ne kadar verimli geçti, almak istediğimiz bilgi, sağlamak istediğimiz izlenim ve gözlemler konusunda başarılı olduk mu bilmiyorum. Ama Çivril ve Dinar belediye başkanları ile Menderes nehri ve nehre ilişkin konularda görüşüp konuşmak için ayırdıkları zamanı değerlendirdiğimizi sanıyorum.

Bu görüşmeleri içeren not ve kayıtlarımıza geçmeden önce kısa bir açıklama yapmam gerekiyor. Hem Dinar’da, hem de Çivril’de yaptığımız ses kayıtları ne yazık ki teknik bir hataya kurban gitti. Başkanlarla yaptığımız röportajların detaylarını önemsediğim için aldığım ses kayıtlarının yok olmasına üzüldüm doğrusu. Dolayısıyla buraya aktaracağımız görüşme notları zaman zaman elle tuttuğumuz notlar, aklımızda kalanlar ve hatırladıklarımızın bir metni olacak. Umarız bazı noktalarda, yapmamız olası yazım hatalarını ilgili başkanlar hoş görür ve bizi uyarır, biz de sonraki yazılarımızda bu hataları düzeltme fırsatı buluruz.

Bu türden bir hata uyarısını birkaç gün önce Dinar Belediyesi Çevre Mühendisi Mustafa Şenyurt yaptı. İki hafta önce yayınladığımız metinde geçen, “Suçıkan’daki balık üretme çiftliklerini önce DSİ yaptı” ifadesinin doğru olmadığını ve düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Alanın özel mülkiyete dönüştüğünü ve balık üretiminin mülk sahibinin kendisi tarafından başlatıldığı bilgisini iletti.

ÇİVRİL SOKAKLARINDA
Zaman zaman yaptığımız video çekimleriyle kayıt altına aldığımız gezilerimiz, daima ikinci bir çalışma ortağına gereksinim duyuyor. O nedenle Denizli Haber muhabirlerinden, kamera kullanma deneyimi olan arkadaşımız İlyas Coşkun’la çıktık bu kez yola.

Sabahın erken sayılır saatlerinde buluşup Çivril istikametine yollandık. Sıcak basmadan, serin havada bir yolculuk oldu. Saat 09.30 civarında Çivril’deydik. İlk işimiz Belediye Başkanı Gürcan Güven’in makamına uğramak oldu. Başkan henüz gelmemiş. “Saat 11.00’da gelecek” diyor sekreteri hanımefendi.

Zamanımız var, çıkıp dolaşıyoruz, Hakan Keysan’ı buluyor, çöp arabası ve süpürgesiyle bir de biz fotoğrafını çekelim diyoruz. O arada en yakın kahvede birer çay içip ‘enerji tazeliyoruz.’ Çivril’in Bab-ı Ali’si sayılan 30 Ağustos Gazetesi ve matbaasında dostlara rastlıyor ve onların da birer çayını içiyor, sohbet ediyoruz. Saat 11.00’e gelmek üzere. Bab-ı Ali sakinlerine hoşçakalın deyip yeniden Belediyenin yolunu tutuyoruz.
Başkan gelmiş. Makam odası ana baba günü. Derdini anlatan vatandaşlar, belediye rutin işlerini görüşen memurlar, imza defteriyle elinde bekleyen yazı işleri görevlisi; hepsi başkanla aynı anda görüşmek için odasını doldurmuşlar.
Sakince girip, başkana uzaktan merhaba diyor ve kapıya yakın bir koltuğa ilişiyoruz.
Yaklaşık yarım saati bulan bekleyişten sonra başkana yaklaşıyor ve önceden bilgisi dahilinde olan görüşme isteğimizi hatırlatıyoruz.

Niyetimiz Çivril’in suyla haşır neşir en güzel bölgelerinden Işıklı(Eumeneia) ve Gümüşsu(Homa)’ya gidip hem çevreyi birlikte gezmek, hem de bölge ve Menderes üzerine söyleşmek.
“Tamam, gidelim” diyor başkan. “Ancak 40 dakika izin verin, çevre yolu ile ilgili bir sorun için dışarı çıkmak zorundayım.” Bekliyoruz.

Çıkıp küçük bir sokak gezisi daha yapıp yeniden geliyor ve birlikte yola çıkıyoruz. Sadece Işıklıya gidebileceğimizi belirtiyor başkan. İlerleyen saatlerde randevusu varmış, yetişmek istiyor.

ic-10

BAŞKAN GÜVEN’LE IŞIKLI SU KAYNAĞINDA
Işıklı üzerine ilk yazılarımızda biraz bilgi aktarmıştık. 1 Nisan 2014 tarihine kadar kasaba statüsünde belediye yönetimi olan yerleşim artık Çivril’in mahallesi oldu. Pek çok hizmet sorumluluğu Büyükşehir ile birlikte Çivril Beleidyesi’ne yüklenmiş durumda. Keza Gümüşsu da öyle. Dolayısıyla başkanın bu bölgeye ilişkin neler tasarladığı, suyun ve su yolunun geleceğine ilişkin ne gibi ıslah ve bakım projeleri ya da planlaması içinde bulunduğu bizim için önemli. Önce de belirttiğimiz gibi Işıklı’da, sarıbaba tepesi olarak bilinen eski antik kent akropolünün ovayla birleştiği noktada çıkan gür kaynak sularının bir bölümü köylerin içme suyu ihtiyacını karşılıyor, bir bölümü de yapay olarak oluşturulmuş olan gölde birikerek kanallarla ışıklı gölü ya da sulama arazilerine taşınıyor. Bu sulama kanalları üzerinde yer alan balık üretme üniteleri ise suyun kaynağından itibaren ciddi bir kirlenme ve oksijen eksikliği yaratıyor. Bunlar Çevrecilerin, mühendislerin ve bilim insanlarının görüşleri.

ic-11

Oysa Roma döneminde aynı kaynaktan tüm ovaya su dağıtım sistemi kuruluyor. Arkeoloji literatüründetympanumlu su dağıtımı adıyla bilinen bu örnek sistem üzerine PAÜ Arkeoloji Bölümü öğretim görevlilerinden, Stratonikeia kazıları başkan yardımcılığı yapan Tunç Sezgin’in yazısına başvurulabilir. (Söz konusu makale “Eumeneia Şeyhlü-Işıklı” başlıklı Bilal Söğüt derlemesinde yer almaktadır. Yapıt Ege Yayınlarınca 2011 yılında basıldı. Antik kent üzerine bu güne kadar yapılmış en kapsamlı çalışma diyebiliriz. Meraklılarına!)

ic-7

Başkana balık çiftlikleri konusunda ne gibi önlemler alınabileceğini soracağız. Ayrıca sulama kanalları vasıtasıyla ciddi bir su kaybı yaşanıyor. Bu kaybın önlenmesi için neler yapılabilir öğrenmek istiyoruz. Gölde mevcut bir kirlilik var, bu kirliliğe önlem alınabilir mi, sormak istiyoruz, kirlilik kaynakları neler ve hangi yolla suya zarar veriyor, tümünün cevaplarını almak istiyoruz.
(Balık çiftlikleri ile ilgili, üzerinde neden bu kadar fazla durduğumuzu, önümüzdeki haftalarda bilim insanlarıyla yapacağımız görüşmelerde daha iyi anlatacağımızı umuyorum.)

___________________________________________________

Bahar_imaj_450x150

___________________________________________________

Başkan aynı zamanda tıbbiyeli bir doktor. Yıllarca bölgede doktor olarak görev yapmış ve son yerel seçimlerde, Çivril’deki seçim başarısını kısmen doktorluk dönemindeki çalışmalarına borçlu. Kendisiyle suyun ve çevrenin sağlık sorunlarını konuşmak daha kolay ve açıklamaları anlaşılır olabilir düşüncesindeyiz.
Ama henüz birkaç aydır görevde bulunan bir yerel yöneticinin gelişmelere, yıllara dayanan sorunlara yeterince vakıf olup olamayacağı kuşkusunu da taşımıyor değiliz.

ic-9

BAŞKAN GÜRCAN GÜVEN
“SU BİZİM İÇİN ALTIN DEĞERİNDE”
Su kaynağındaki yapay gölün kenarında, güneşin tepemizi yaktığı bir noktada duruyor ve sorularımızı yöneltiyoruz.
“Menderes’in kirlilik sorunu nasıl çözülecek başkan” cinsinden genel bir soru ile giriyoruz konuşmaya.
Başkan hafif müstehzi bir ifade ve konuyu ciddiye aldığı anlaşılır bir özenle anlatıyor:
“Menderes ve özellikle Işıklı’daki bu su kaynağı bizim için altın değerinde. Köylerimizin pek çoğuna su buradan gidiyor. Arazi sulaması için bu su kullanılıyor ve kalan su Işıklı gölüne aktarılıyor. Buradan billur gibi çıkıyor su, tertemiz. Ama çeşitli etkenlerle Menderes’in taşıdığı unsurlarla kirleniyor.”

ic-6

“Balık üretme çiftlikleri ile ilgili bir girişiminiz olacak mı?”
“Su yolları aslında Devlet Su İşleri’nin uhdesinde. Dolayısıyla doğrudan bir şey yapmamız mümkün değil. Ama dediğiniz gibi suyun temiz kalması önemli. Bunun için yapılması gereken neyse önümüzdeki dönem gündemimizde olacak. Doğal hayatın korunması, suyun korunması ile başlar. Suyu ne kadar sağlıklı bir konumda tutarsanız floranın, hayvancılığın ve tarımın insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini o ölçüde azaltmış olursunuz. Ben mesleği insan sağlığı olan birisiyim. Sağlıklı yaşam konusunda uzun yıllar yaşadığım çevre insanının sorunlarını biliyorum. O nedenle kuşkunuz olmasın, bu alanlarda ne yapılması gerekiyorsa, yerel yönetim olarak bize ne düşüyor ve imkanlarımız nereye kadar elveriyorsa hepsini seferber edeceğiz.”

ic-3

“MENDERES DİNAR’DAN KİRLENEREK GELİYOR”
Işıklı gölünde zaman zaman gündeme gelen balık ölümlerinin nedenini soruyoruz. Aldığımız cevap beklediğimizden farklı değildi. “Işıklı gölünde Menderes, özellikle Akçay dip dolgusunu besliyor. Oksijen miktarı azalıyor ve zaman zaman tehlikeli boyutlara ulaşıyor. Balık ölümü sebeplerinden birisi bu. Menderes’in taşıdığı kirliliğin de bunda rolü var. Nehir Dinar’dan Işıklı gölüne kirlenmiş olarak geliyor.” Neler olabilir bu kirletici unsurlar? “İşletme ve evsel atıklar başta geliyor”muş.

ic-12

Bunu bir kenara not ediyoruz. Birazdan Dinar’a geçeceğiz ve Dinar Belediye Başkanı ile saat 15.00’te randevumuz var. Bu iddiayı soracağız.
Söyleştiğimiz alanı bilenlerimiz vardır. Şimdi terk edilmiş hayalet yıkıntılar alanı olan bu yer, eskiden gazinolar, çay bahçeleri, akşamüstü bira içilebilen, özellikle yaz günleri su serinliğinin cenneti duyumsattığı, su, yeşil ve gök mavisinin ortak alanıdır. Sırtını Pergamonların(Bergama Devleti) ünlü kralı II Eumenes adına kurulan Eumenia’nın kalıntılarına vermiş, önünde geniş ovanın Baklan’dan geçip Çal kavşağına kadar ulaştığı benzersiz bir coğrafya…

ic-8

Bu cenneti yitirmeyi kim ister ki?
Başkanla gezmeye başlıyoruz. Eskiden Jandarma karakolunun bulunduğu bölüme doğru hem yürüyor, hem de şimdiki çoraklığın nasıl giderileceğini merak ediyoruz. “Burası bizim kontrolümüzde değil aslında” diyor başkan. DSİ’nin alanı olduğunu söylüyor. “O nedenle doğrudan müdahale etmemiz zor. Ama boş bırakmaya gönlümüz el vermez. Bu bölgeyi canlandıracağız. Yeniden insanların gelip buralarda günlük olarak ikame olabilecekleri bir altyapı düzenlemesi için çalışacağız. Burası çok özel bir yer.”

ic-1

“IŞIKLI YERLEŞİMİ BURADAN TAŞINMALI”
Henüz birkaç yıl önce, Jandarma karakolunun bahçesinde, kent içinden toplanmış ya da kaçak kazılarda yakalanmış antik kalıntılar sergilenirdi. Kimisi bir sütun parçası, kimisi bir friz(mermer alınlık) ya da tahrip edilmekten kısmen kurtarılmış bir heykel! Şimdi hiç biri yok. Müzeye kaldırılmış. Jandarma da birkaç yıl önce taşınmış, onların bıraktıkları yapı bom boş duruyor. Başkanın dikkatini çekmiş olmalı, ‘burayı belediyemiz için bir şube gibi kullanabiliriz’ benzeri şeyler söylüyor. Sonra 15-16.yüzyıllara tarihlenen (literatürdeDombey hamamı olarak adlandırılır) hamama giriyor, giderek daha fazla tahrip olmaya başlamış hamam kalıntısını üzüntüyle geziyoruz.

ic-2

Eumeneia kalıntılarının üzerinden geçen karayolu için bir çare üretilemez mi diyorum, yanıt vermiyor. Sonuçta burası 1.dereceden sit alanı ve kendilerinin bir şey yapmaları mümkün değil. Bizim endişemize katılıyor ve “tarihin burada harap olup gitmesine göz yumamayız. Burası höyükler diyarı. Yüzün üzerinde höyük var burada. Eski çağlarda insan yerleşmelerinin merkezi adeta” diyor. Sonra ekliyor, “doğrusunu isterseniz, Işıklı yerleşimi buradan taşınmalı. Antik kent koruma altına alınıp kazı başlatmak gerekir. Ben inanıyorum ki, Beycesultan ile birlikte bölgemizin cazibe merkezi bir kültür ve doğa turizm alanı haline gelmemesi için hiçbir neden yok.”
Evet, burası höyükler diyarı. Yıllardır bölgeye her yıl bir-iki kez yolum düşer ve her yaz mutlaka Beycesultan kazılarına uğrarım. İlk gittiğim yılı hatırlıyorum. 2007 yazıydı. Başında Ege Üniversitesi Prehistorya bölümünden Prof.Eşref Abay’ın bulunduğu Beycesultan Kazı ekibini, bir gidişimde Çal Aşağı Seyit civarındaki asarda, bir başka gidişimde ise Baklan girişindeki büyük höyükte yüzey araştırması yaparken bulmuştum. O sıralar Eşref Hoca da aynı biçimde geçmişi 3500- 5000 yıllara uzanan çok sayıda(yüz küsur) höyük tespit ettikleri bilgisini vermişti. Bunların tümü Menderes suyolu uygarlıklarıydı.

ic-15

Başkan Gürcan Güven’le bu minvalde devam eden sohbetin sonuna geldik. Kısmen yanıtını alabildiğimiz sorular konusunda Başkan’a anlayışla yaklaşıyoruz. Henüz görevde üçüncü ayını doldurmadı. Bu nedenle bizim tüm sorularımıza olgun ve projelendirilmiş çalışmalar üzerinden yanıtlar vermesi oldukça zor.
Ayrılmak zamanı geliyor, teşekkür edip ayrılmak istiyoruz. “Yemek yediniz mi” diye soruyor, yemedik. Aslında acıktık da. Ama saat 14.00 ve bir saat sonra Dinar’da olmalıyız. “Toplam kırk kilometre gideceksiniz. Yol temiz. Yarım saatte varırsınız. Gökgöl’e uğrayıp orada Adnan beyin yerinde alabalık hazırlasınlar, ben onları şimdi arayıp bilgi veririm” diyor. İsteksizce itiraz etmek fayda etmiyor, tamam diyoruz.

ic-4

Not: Denizli ve Çivril su yapıları ile suyolları üzerine çok çeşitli kaynaklar vardır. Bu yapıtların önemli bir bölümü bilimsel araştırma sonuçları olarak yayınlamışlardır. Dolayısıyla geçmişten bu güne ilçe coğrafyasındaki su kültürü ve buna bağlı insan yerleşmelerinin tarihi kadar sosyolojisi ve bugünkü konumlanışı, Menderes nehri üzerine yapılacak araştırmalar için önemli bir malzeme teşkil etmektedir.

GÖKGÖL’DE ALABALIK
Gökgöl’e varmak için biraz hızlıca yol almaktayız. Yol boyu iş arkadaşım İlyas’ın kafasını şişiriyorum tarih ve yöre bilgileri ile. Gümüşsu’yu, Kufi Çayı’nı, Gökgöl’ü ve Dinar’ın eski çağlardaki Frigya kenti olarak görkemini özetliyorum. Gümüşsu’da şelaleye çıksak iyi olacak ama zaman yok. Zaten beş dakika sonra da Gökgöl’e ulaşıyoruz. ‘Canlı alabalık restaurant’ hemen yol üstünde. Aracı park edip Başkan’ın selamını söylüyoruz, belli ki haberliler. “Siz oturun biz hazırlayalım” diyorlar. Az sonra salata balıktan oluşan menü geliyor. Göl’den birkaç fotoğraf alıyoruz balık çiftliklerini kapsayan, hızlıca yemeği bitirip kalkıyoruz. Kahve falan içseydiniz teklifini geri çevirip gaza basıyoruz. Yönümüz Dinar…

ic-14

NOT: Dinar Belediye Başkanı Saffet Acar’la yaptığımız görüşmeyi ve Suçıkan’da birlikte gerçekleştirdiğimiz kısa gezimizi bu hafta yayınlayacağımızı duyurmuştuk. Ancak gezi güzergahımız zorunlu olarak Çivril’den başladı. O nedenle bu haftaki yazımızı Çivril Belediye Başkanı ile yaptığımız görüşmeye ayırdık. Başkan Saffet Acar ile yaptığımız görüşme en az Çivril Belediye Başkanı Gürcan Güven ile yaptığımız görüşme kadar önemli. Çünkü Dinar Menderes için çok önemli. O nedenle Bu görüşmeyi haftaya ayrı bir yazı konusu yapacağız.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı