REKLAMI GEÇ

Karaca’dan hükümete salvo

Karaca’dan hükümete salvo

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, 17 Ağustos’un yıldönümünde yaptığı açıklama ile hükümete yüklendi. Gölcük depreminin ardından geçen 19 yılda denetimsizlik ve cezasızlığın kural haline geldiğini belirten Karaca, “Ülkede deprem güvenliğini sağlamak için vatandaştan toplanan paralar duble yollara, yeni rant alanları yaratmaya ve beton-asfalt ekonomisine aktarıldı. Deprem toplanma alanlarını AVM yaptılar” dedi.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 17 Ağustos 2018 Cuma, 15:07

1999’da yaşanan ve Gölcük merkezli depremin üzerinden 19 yıl geçtiğini belirten Karaca, “2010’da yayınlanan Meclis Araştırması Raporu’nda hayatını kaybeden kişi sayısı 18 bin 373 olarak belirlendi. Bunca acının karşılığında yıkılan binaların sorumlularına yaklaşık 2100 dava açılırken, bu davalardan 1800’ü hukukî boşluklardan dolayı cezasızlıkla sonuçlandı. Geriye kalan 300 davanın 110 kadarında ceza verilse de bu cezaların da birçoğu ya ertelendi ya da 4-6 ay gibi sürelerde infaz edildi. 16 Şubat 2007 tarihinde süren davaların tümü zaman aşımına uğrayıp düştü. 17 Ağustos depremi sonucunda açılan davalar Türkiye’de cezasızlığın bir başka boyutunu karşımıza çıkarırken, ülkede adalet duygusu bir kez daha büyük yara aldı” dedi.

“DEPREM TOPLANMA ALANLARINA İNŞAAT YAPACAK KADAR GÖZLERİ DÖNMÜŞ”
Geriye dönüp bakıldığında depremden ders alınmadığını ve iktidarın uyarılara kulak tıkadığını ifade eden Karaca, “Tarım alanlarını, yeşil alanları ve deprem toplanma alanlarını dahi imara açtığını görüyoruz. Örneğin İstanbul’da
‘Afet Acil Eylemi Planı’ çerçevesinde 493 toplanma alanı belirlenmişken, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) göre 17 Ağustos sonrası belirlenen bu toplanma alanlarının dörtte üçü ranta açılarak üzerlerine çok katlı inşaatlar yapıldı. Toplanma alanlarından geriye bugün sadece 77 tane kaldı. 1999-2003 arasında belirlenen bu alanlardan imara açılanlar arasında; gökdelenlerin yükseldiği Ali Sami Yen Stadı alanı, Zorlu AVM’nin yer aldığı Zincirlikuyu’daki Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü arazisi, hukuksuz gökdelenlerinin inşa edildiği Kadıköy Meteoroloji binası ve alanı, Akasya AVM’nin yer aldığı Acıbadem’deki eski Otosan Fabrikası arazisi, Bakırköy’deki Marmara ve İstanbul Forum AVM’nin bulunduğu alan, Erdoğan’ın yıkılması talimatını verdiği Zeytinburnu’ndaki 16.9 kulelerinin yer aldığı arazi de var” dedi.

“DASK’TA BİRİKEN PARALAR YANDAŞA GARANTİ, DEPREM VERGİLERİ DUBLE YOL OLDU”
Deprem sonrası çıkarılan “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” ile deprem sonrası toplanma alanları ve yeşil alanlara el konduğunu anlatan Karaca, “Hükümet halkın refahı için yeşil alanları artırmak yerine şirketlere peşkeş çekmiştir. Maalesef mevcut iktidar halkla birlikte ve halk için hareket etmekten fersah fersah uzaktadır. Vatandaşın zorunlu deprem sigortasında biriken paraları kamu bankaları aracılığıyla yandaşların ‘çılgın’ ve bir o kadar da kaynak israfı halini alan projelerine kredi garantisi olarak verilmektedir. Zamanın Ekonomi Bakanı toplanan deprem vergilerinin duble yollara harcandığını kendi ağzıyla itiraf etmiştir” dedi.

“İMAR BARIŞI DEĞİL, YENİ RANT KAPISI”
Haziran seçimleri öncesinde oy uğruna ‘İmar Barışı’ adı altında çıkarılan imar affıyla, yeni kaçak yapıların ve denetimsizliğin önünün açıldığını öne süren Karaca, “Çevre ve Şehircilik Bakanı her ne kadar ‘kaçak yapılar kayıt altına alınacak’ demişse de, kayıt altına alınan kadar yeni kaçak yapının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Hükümet İmar Affı’nın ismini değiştirip ‘Barış’ koyarak imaj çalışması yapsa da ‘eski kaçak, yeni kayıtlı’ binaların deprem risklerinin araştırılıp araştırılmadığı sorusu yanıtsız kalmıştır” dedi.

“YENİ ACILAR YAŞANMAMASI İÇİN ÖNLEM ALINSIN”
AKP iktidarının dikey mimari tutkusunun deprem güvenliğinden uzak kentler yarattığını dile getiren Gülizar Biçer Karaca, ”Her gün artan şekilde yeşil yerini betona bıraktı. Yuvalarımızın mezarlarımız haline gelmeyeceğinin garantisini vermesi gereken iktidar, deprem fonu ve deprem vergilerini yandaşlarına peşkeş çekerken, deprem ülkesi olan Türkiye savunmasız bir şekilde kaderini beklemektedir. Yaşadığımız kentin ve binaların depremde insan yaşamını değil, yandaşın kazancını garantileyen anlayışın bir an önce değişmesi dileğimle depremde yitirdiğimiz tüm vatandaşlarımızı saygıyla anıyorum” dedi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı