REKLAMI GEÇ

Seçimlere giderken hukuki durum ve oyunun kuralı

7 Mayıs 2018 Pazartesi

SEÇİMLERE GİDERKEN HUKUKİ DURUM VEYA OYUNUN KURALLARI

24 Haziran’da kimleri seçeceğiz?
Alelacele seçimin tarihi belirlendi. 24 Haziran 2018 Pazar günü Cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turu ve 600 milletvekilinin seçileceği milletvekili genel seçimi yapılacak. Cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turunda adaylardan birinin Cumhurbaşkanı seçilmesi için kullanılan oyların en az yarısından 1 fazlasını alması gerekiyor.

TBMM seçiminin ise tekrarı yok. Milletvekili seçimi 24 Haziran’da tek turda tamamlanacak.

İkinci tur ne zaman?
Adaylardan birinin, geçerli oyların en az yarısından bir fazlası kadar oy alamaması halinde Cumhurbaşkanlığı Seçimi 8 Temmuz 2018 günü tekrarlanacak. Bu seçimin ikinci turuna, ilk turda en çok oy alan iki aday katılabilecek. İkinci turda, iki adaydan daha çok oy alan seçimi kazanmış olacak.

Türkiye’nin alışageldiği seçimlerden başka bir seçim düzeni geliyor. Anayasal düzenimiz değişti, değişiyor. Geçen yıl Nisan ayında referandumun, meşruiyet tartışmalarının gölgesinde kritik bir farkla sonuçlanmasıyla değişiklik kabul edilmiş oldu.

İttifak Yasası hangi değişiklikleri getiriyor?
Bu yazımızda son Anayasa değişikliği ışığında, geçtiğimiz günlerde kabul edilip yürürlüğe giren ve kamuoyunda ‘İttifak Yasası” adıyla bilinen yasal düzenlemeye göre yapılacak seçimlerin yönetimini ve ‘oyunun kurallarını’ açıklamaya ve tartışmaya çalışacağız.

1961 yılında kabul edilen ve tüm genel seçimleri düzenleyen 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Kanunu esaslı değişikliğe uğradı. Yeni kanunun tam adı şöyle; 7102 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun.

7102 Sayılı Kanun Resmi Gazete’de 16 Mart 2018 günü yayımlanarak yürürlüğe girdi. Hızla bu kanunun çıkarılıp yürürlüğe girmesi ‘Erdoğan-Bahçeli İttifakının’ erken seçim kararı alacağının işaret fişeğiydi. Sadece üç hafta sonra ve olağan seçimlere (03 Kasım 2019’a) dünya kadar zaman varken seçim ‘sath-ı mailine’ giriverdik.

Anayasa değişikliğiyle devletin yapısı ve yönetim şekli kökünden değişti. 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra ilan edilen OHAL koşularında yaptık referandumu. Özgürlüklerin askıya alındığı, devletin tüm kudretiyle ‘evet’ çıkmasına çabaladığı bir süreç yaşadık.

Türkiye, neredeyse gündemin saat başı değiştiği bir ülke olduğu için Anayasa değişiklikleri tartışılamadan ve ne getirdiği anlaşılmadan başka mevzulara daldı. Anayasa değişiklerinin gerektiği uyum yasaları ve cumhurbaşkanlığı seçimi hakkındaki kanuni düzenlemeler yapılmadan seçim kararı alındı.

Oysa rejim değişti desek yeridir. Parlamenter demokratik rejimden, Dünya’daki hiçbir örneğine tam benzemeyen, daha çok dikta ile yönetilen Latin Amerika rejimlerini çağrıştıran bir ‘Türk tipi başkanlık’ rejimine geçtik. İktidar sahipleri bunun adına “cumhurbaşkanlığı hükumet sitemi” diyorlar. Ortada sistem falan yok, hemen tüm kudretin toplandığı bir tek makam var artık.

Ne demek istediğimiz, çok değil Temmuz 2018’den itibaren ortaya çıkacak. Çünkü şimdiye kadar, yapılan Anayasa değişikliklerinin sadece iki maddesi yürürlüğe girdi. Cumhurbaşkanının partisinin başına geçip genel başkan olabilmesi ve yargının yapısını değiştiren hükümler geçen yıl yürürlüğe girdi. Gerisi yapılacak seçimi, yani 24 Haziran 2018’i bekliyor. Anayasa değişikliklerinin çoğu henüz yürürlüğe girmedi. ‘Turpun büyüğü heybede’ denebilir. Seçimlerin alelacele ve olağan süresinden 16 ay önceye çekilmesine sebep biraz da bu durum olmasın?

Bu seçimden sonra neler değişecek?
Özetlemeye çalışalım;

-Bakanlar kurulu ve hükümet olmayacak artık. Sadece Cumhurbaşkanlığı olacak.

-Anayasa’da ‘bakanlar kurulu’ veya ‘hükumet’ yazan tüm maddelerde bu sözcüklerin yerine ‘cumhurbaşkanı’ yazılacak.

-Seçilen cumhurbaşkanı istediği sayıda başkan yardımcısı ve bakan atayacak.

-Yardımcıların ve bakanların yetki ve görev alanlarını ve görev sürelerini cumhurbaşkanı belirleyecek. İsteğini, istediği zaman azledebilecek.

-Bakanlıkları kurma, kapatma, birleştirme yetkisi cumhurbaşkanında olacak.

-Yardımcı veya bakan olanlar milletvekili ise bu sıfatlarını kaybedecek. Görevden uzaklaştırıldıkları tarihte TBMM’ye geri dönemeyecekler.

-Cumhurbaşkanı ile atadığı yardımcıları ve bakanlar TBMM’ye hesap vermeyecek.

-TBMM’nin soru, gensoru yetkileri kaldırılmış olacak.

-Bakanlar kurulunun çıkardığı KHK’lar kalkacak, yerini Cumhurbaşkanı kararnamesi alacak. Başkan tek başına KHK çıkarma yetkisi kullanacak.

-TBMM’yi istediği zaman fesih yetkisine sahip olacak.

-Yüksek yargı ve HSK’nın çoğunluğunu bizzat atayacak.

-TBMM’nin bütçe yapma yetkisi etkisizleşecek, cumhurbaşkanı önceki yılın bütçesini yeniden değerleme oranında artırıp bütçeyi kendisi yapıp uygulayabilecek.

-Silahlı kuvvetlerin yurt dışında kullanılmasına karar verecek.

-Üst düzey tüm kamu görevlilerini doğrudan kendisi atayacak/görevden alacak.

-Bakanlara ve Bakanlar Kuruluna ait olan yönetmelik çıkarma yetkisi cumhurbaşkanına ait olacak.

-Bu kadar geniş yetkiler kullanan Cumhurbaşkanından neredeyse hesap sormak imkansız hale gelecek.

-Göreviyle ilgili olmasa bile herhangi bir suçtan ömür boyunca yargılanması TBMM’nin 2/3 çoğunluk (400 milletvekili) oyuyla mümkün olacak.

Burada kısaca özetlediğimiz ve en önemlilerini sıraladığımız değişikliklerin detaylarını önceki sistemle kıyaslayarak, 06 Şubat-12 Şubat 2017 tarihleri arasında 7 gün boyunca dizi olarak denizlihaber.com sayfalarında okurumuzla paylaşmıştık. Ayrıntıları merak edenler oraya bakabilir. İlgilenenler için link, yazının sonundadır.

Sonraki yazımızdan itibaren 7102 Sayılı Kanunla yapılacak 24 Haziran-8 Temmuz seçimlerinin hangi koşullarda yapılacağını, yani ‘seçimi ne yapıp edip biz kazanalım kafasıyla değiştirilen oyunun kurallarını’ daha detaylı irdelemeye çalışacağız.

Amaca giden her yol mübah, eşit ve adil koşullarda seçim de neymiş canım?

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı