REKLAMI GEÇ

Kaybolan tabağın yıllar sonra çözülen sırrı

12 Haziran 2016 Pazar

denizli-ibrahim-afatoglu-turbe-unu-aldi-kayboldu-h

Sarı Kazak Abdal Sultan; yazdığı şiirlerden ve anlatılan rivayetlerden anlaşıldığına göre 17. yüzyılda yaşamıştır. Balkanlar’dan Romanya Türklerinden’dir. Şiirlerinden anlaşıldığına göre, asıl adı Ahmet olarak bilinmektedir. İsminin başındaki “Kazak” lakabı da sakalını tıraş etmesinden dolayı verilmiş bir lakap olduğu söylenmektedir. Türbesi Pamukkale – Karataş Mahallesi Tekke mevkiindedir.

Sarı Kazak Abdal’ın kimliği konusunda şöyle rivayet edilmektedir: ‘’Rus Çarı’nın kızı bir çocuk doğurmuştur. Fakat bu çocuk, annesinden süt emmemiştir. Bu duruma ne hekimler, ne de papazlar çare bulamamışlardır. Sonunda Deliorman dergâhından, Rusya’dan tuz parası almak üzere gelen Demir Baba’ya (Alevi – Bektaşi geleneğinin Rumeli’de görev yapan önemli gazidervişlerindendir): ‘’Sen keramet ehli bir azizsin. Bu çocuğu tutulduğu hastalıktan kurtar’’ diye yalvarmışlardır.

Demir Baba da ‘’Bu çocuğun süt emmesini sağlar isem, tekkeme verir misiniz?’’ demiştir. Kabul etmişlerdir. Demir Baba, çocuğa ‘’em’’ demiş çocuk, anasının memesini emmiştir. Delikanlılık çağına erince, Demir Baba dergâhına göndermişlerdir. Böylece Demir Baba, çocuğu evlat edinmiştir. Adını “Ahmet” koymuştur.

Rivayet odur ki; Fatma Bababalım 16’lı yaşlardayken, bir gün annesi evin yanındaki ekmeklik olarak kullandıkları, kimsenin oturmadığı ikinci evden biraz hamur yoğurup getirmesini istemiştir. Kız oraya gidince bakmış ki kıymetli olan buğday unundan çok az kalmış ama arpa unu yeterince varmış. Eline ölçü olarak kullanacağı tabağı almış, tam bu sırada kapı çalınmış. Kız kapıyı açınca kapıda orta boylu, takkeli, mavi gözlü ve mavi takımlı bir dede duruyormuş. Dede: “Bana biraz un versene” deyince kız: “Vereyim dede, ama elinde hiçbir kap yok ki nereye koyacaksın” demiş. Dede, “Olsun sen getir, irimde benim merkep var ona koyarız” demiş.

denizli-ibrahim-afatoglu-turbe-unu-aldi-kayboldu-1

Kız, az olan buğday unundan tabağın içine doldurarak dedeye vermiş ve “Dede, bu tabağı çabuk boşalt da bana geri ver, yoksa annem kızar” demiş. Kız, dedenin peşinden tabağı almak için dışarı çıkınca bakmış ki, dede tabakla beraber ortadan kaybolmuş. Bu olaydan yıllar sonra Fatma Hanım, Babalım Ailesi’ne gelin olarak gelmiştir.

Şimdiki yaşadığı ev olan ve Sarı Kazak Abdal Sultan’ın Türbesi’nin de bulunduğu Babalım Çiftliği’ndeki eve gelin gelince bakmış ki o zamanki dedeye verdiği tabak evin içindeki dolapta durmaktadır. Daha sonra annesi kendisini ziyarete geldiği zaman tabağı ona da göstermiş ve o da tabağın kendi tabakları olduğunu onaylamıştır. Daha sonraki günlerde Fatma Hanım evinin hemen arkasında türbesi olan Sarı Kazak Abdal’ı rüyasında görmüş ve yıllar önce un verdiği kişiyle rüyasında gördüğü Sarı Kazak Abdal’ın, kılık kıyafeti de dâhil olmak üzere aynı kişi olduğunu fark etmiştir.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı